AKP ADAY TANITIMI VE AYNI TAS AYNI HAMAM

Okuyucularım, takip edenlerim, sevenlerim, akraba ve arkadaşlarımın tamamı bilirler ki benim ile Akp arasında ciddi, anlamlı, hatırı sayılır ve de bilinç içerikli bir uzaklık, haram ve helal bağlamı üzerinden ayrılık söz konusudur.

Allah, İsra süresi 33 ayette ‘’ zina etmek bir kenara yaklaşmayın bile ‘’ ikaz ve uyarısı ben ve Akp arasında ki ilişkiyi düzenleyen ana esas, omurga, hassasiyet, iman ve teslimiyete tekabül ediyor olması hasebiyle Akp ile aramda ki durum da bu hukuka tabidir…

Bu esas, bu uyarı, bu hassasiyet ve bu hukuktan hareketle yan yana gelmemeye, ilişki kurmamaya, gazetecilik dışında ve onu da son derece istisna durumlarda kullanmaya azami hassasiyet gösteriyorum.

Bundan dolayıdır ki 13 yıl içerisinde hepi topu beş kez katıldım Akp davet, tanıtım ve organizasyonlarına. O beş ’in içerisinde bugün ki İlçe belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısıda bulunmaktaydı.

Benim için son derece istisna bir olay vuku bulmuş ve bu müstesna kişi, olay ve durum dolayısıyla takip etmeli, gözlemlemeli ve elde ettiğim objektif verileri yine siz okuyucularım ile paylaşmalıyım hissiyatı ağır basınca programa iştirak etmek üzere adrese gittim.

Gittim ammaa!

Basın protokol girişine doğru ilerledim. Kapının önü gayet kalabalık. Giriş önünü birkaç polis ile birlikte Akp Yeşilyurt İlçe başkanı tutmuş ve içeri alınacak ve alınmayacak kişilere karar veriyorlardı. Kalabalığı yavaş yavaş ve müsaade isteyerek yarıp ön sıraya geldim.

İçeri girmek için yeltendiğim de başkan denilen kişi giremeyeceğimi söyleyince, gazeteci yazar olduğumu ve bu kapının da basın mensuplarının geçişi için ayrılıp ayrılmadığını sordum, evet burası basın girişi ama burada görev alacak basın mensupları zaten içeri giriş yaptılar ve dolayısıyla sizi içeri alamam dedi.

Koca bir topluluğun bu kibir abidesinin kendilerine giriş iznini lütfetmesi için el pençe divan durdukları sırada ‘’ sen kimsin ki bana görev vereceksin!? Hem görevli basın da ne demek!? Basın mensupları içeri girer, olanları kayda alıp fotoğraflar ve sonra istediğini yayına alır ya da almaz dolayısıyla görevli basın ne demek, ne kadar mide bulandırıcı bir tavır bu dedim ve oradan ayrıldım.

Biliyor ve yakından tanıyorlar beni yalan söylemem, manipülasyon yapmam, yıkayıp yalamam ve üç kuruşluk adamı beş ve beş kiloluk bir sineği 6 kg bile göstermem ve dolayısıyla alıştıkları, alıştırıldıkları üzere duymak istediklerini ifade edecek ağız, gereksiz şişkinliklere konu olacak yazıları yazacak ve beş kuruş etmez tiplere adam muamelesi yapacak makbul(!) bir gazeteci değildim..!

Ama içeride olanları görmemi zaruri kılan istisna bir olay ve adayın varlığı dolayısıyla içeri girmeli ve mevcut ambiyansı mutlaka gözlemlemeliydim.

Akp, Malatya da gerek belediye başkanı ve gerekse Milletvekili seçiminde hep ıskalamış, dayatmış, halkın teveccühüne kulak tıkamıştır. Jakoben bir tavrı bütün irriteliğine rağmen bu şehre ve bu halka münasip görmüştür.

Malatya da bir ilk, bir istisna yaşanıyor ve Müstesna bir kişilik, ciddi bir kariyer, esaslı bir kimlik, şehre ve insanına koca bir ömrü vakfetmiş, fakir fukara babası, samimi ve dolayısıyla son derece sevilen ve sayılan bir ismi, PROF DR İLHAN GECİT’i Yeşilyurt ilçesine belediye başkan adayı olarak gösterilmişti.

Öylesi bir müstesna isim, kimlik, kişilik ve karakter ki, hangi partiden istese birinci sıra Milletvekili ve yine büyük şehir belediye başkan adayı gösterileceği kesin olan İlhan bey ibreyi, tercih ve teveccühü hep Akp’den yana kullandı.

Bu zamana kadar Seçilmiş tüm vekiller, bütün il ve ilçe başkanları, büyük şehir ve ilçe belediye başkanlarını bir kefeye, İlhan Geçit’i diğer tarafa koyun tek başına ağır geleceğine tüm şehrin itiraz etmeden ‘’ Aynen öyledir ‘’ diyeceği total bir değerdir İLHAN GEÇİT.

Realite böyle olmasına rağmen muhterisler, kifayetsizler, hasedçiler, oturmamış karakter sahipleri bin bir türlü katakulli işlerine kurban verdiler böyle bir değeri. Gerek Milletvekili ve gerekse belediye başkanlık girişimleri kendisinin gölgesine bile yetişmeleri mümkün olmayacak kopya tiplere kurban verildi.

Hatta aynı ayıp ve aynı kabalık Büyük şehir belediye başkan adayı olarak gösterilen Sami Er’in her neresinden baksanız İlhan Geçit’in yanında sönük bir balon olmasına karşın İlçe adayı yapılması ve daha ayıbı ise kendisinin doğup büyüdüğü, yakınlarının, dostlarının, akrabalarının olmadığı bir başka ilçeye aday gösterilerek

 ‘’ Akp olarak Yeşilyurt’ta bir sürü defomuz, döküntümüz, ayıp ve günahlarımız var ve gel bütün bunları temizle ‘’ denilerek hiçte hak etmediği bir muameleye tabi tutulması şehrin hafızasına çoktan kazındı bile.

Kendisine yapılmış bunca ayıp ve haksızlığa rağmen hep sabreden, hep tevazu, sükunet ve engin bir bakış açısıyla ele alıp yüreğinde yumuşatan taraf olması, halk nezdinde her ne kadar özel ve değerli bir yere tekabül ediyor olsa da benim anlamadığım ve kabul edemeyeceğim olaylar arasındadır.

İşte bu müstesna dolayısıyla salona, seyircilerin alındığı kapıdan giriş yaptım.

Salon, son derece küçük bir yer. Amatör basketbol takımlarının maç yaptıklarında bile yeterlilik gösterebilir bir kapasiteden tamamen uzak. Burasının seçilmiş olması, tüm sempatisini, inanılırlık, güvenilirlik ve samimiyet baremini tamamen yitirmiş ve dolayısıyla teveccühten haylice uzağa düşmüş olan Akp, 2500 kişilik salonu tıklım tıklım(!) doldurarak çalıkuşuna mavzer pozu verecekti.

İçeri girdim ve salonun dört tarafını yavaş ve sindire sindire gezindim. Baştan aşağı kibir ve dolayısıyla kir akan tablo, ‘’ YAKLAŞMAYIN BİLE ‘’ ayetinden çıkardığım hükmün anlam ve önemini bir kez daha onaylatıyordu iç dünyama.

İçeri girmeden evvel fotoğrafladığım otobüslerle getirilmiş ve bindirilmiş kıtalar, zoraki gelmiş olmaktan kaynaklı ekşimsi suratlar, tribün amigosunun akp trollerine ezberletilmiş sloganları atmaları için boğazını yırtışı bile hiçbir karşılık bulmuyordu.

Maksimum 2500 kişinin olduğu salon alabildiğine ölgün, solgun, cansız, heyecansız, ruhsuz ve dolayısıyla inanç, güven ve umuda dair zerre kadar yüklenmişlik emaresi bile taşımıyordu.

Dile kolay tam 13 İlçenin belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısı yapılıyor ama içeride 2500 kişiden fazlası bulunmamaktaydı. Düşünsenize bırakın Akp’nin partisel oyunu adayların her birisi 300 kişi getirmiş, getirebilmiş olsa bile 4 bin kişinin olması gereken alanda basın mensuplarını, resmi ve sivil polisleri, görevlileri, gereksizleri, maksimum 250 TL’ye tutulmuş tribün amigosu ve trollerini çıkarırsanız eğer ortada tam bir cenaze vardı ve ortalık necis görüntü ve kokudan geçilmiyordu.

Salonun dört bir tarafı adayların reklamını yapmak üzere tutulmuş trol ve amigolar tarafından kapışılmış, birisinin Ali diye bağırdığı sırada diğerinin Veli bağırtısı slogan, tezahürat, reklam ve organizasyon terörüne dönüşüyordu.

Tam bir ciddiyetsizlik, amatör bir ruh, birinin diğerini yalanladığı, birinin diğerini sevmediği, birinin diğerinin kuyusunu kazdığı, her türlü hastalık türü kibir, hased, kin, kıskançlık ve dolayısıyla haramın kol gezdiği yer nefesimi kesiyordu.

Adaylar bir bir içeri giriyor ve parayla tutuldukları her türlü tecrübesiz, isteksiz, şevk ve heyecandan yoksun kişi, tip ve karakterlerin birbirlerinden tamamen kopuk, birinin söylediğini bir diğerinin güme götürdüğü bambaşka sloganlar dolayısıyla çekilmez bir hal alıyordu.

Hele hele de, daha düne kadar Gelecek partisi il başkanlığını yürüten ve Sayın Ahmet Davutoğlu için biri diğerinden müthiş tanım, tespit ve iltifatları ardı ardına yapan Ahmet Ercan Uçkan’ın protokölde yer alması ve yine Büyük şehir belediye başkan adayı Sami Er ile Akp genel başkan yardımcısı İhsan Yavuz’un tam ortasında bulunması, mide bulantımın pik yaptığı zamanı gösteriyordu.

Bu yapay ortam samimiyetten, ilkeden, ciddiyetten, inanç ve bilinçten tamamen yoksunluğuna karşın; sadece ama sadece servet, şöhret ve şehvetin ve en nihayetinde çıkarın kulları ile müthiş bir ikili oluşturuyordu.

İyilik, güzellik, samimiyet, ahlak ve değere tekabül eden ne varsa pervasızca harcandığı bu ortam ‘’ YAKLAŞMA EMRİNİN DERHAL UZAKLAŞ ile buluştuğu ana denk geliyor ve hızla çıkış kapısına doğru yol alıyordum.

Rahmetin, samimiyetin, inancın, güvenin, ahlak, erdem ve ilkenin terk ettiği bu yer bana on gömlek dar geliyor ve artık nefes borum tıkanıyordu.

Hülasa tam bir fiyasko, koca bir hiç ve aslında yarının ve sonuçların nasıl olacağını açık eden bu bitik tabloya karşın darma duman olmuş, biri diğerine muhalif muhalefet Akp’nin katıksız, kupkuru b-ve küflenmiş ekmeğine yağ sürüyordu.

SON KERTE DE AKP DEDİ Kİ EY İLHAN GEÇİT: AÇIĞIMIZ,  GEDİĞİMİZ, AYIBIMIZ, GÜNAHIMIZ, YALANIMIZ VE TALANIMIZ O KADAR BÜYÜK Kİ, BÜTÜN BU GÜNAHLARIN KEFARETİNİ SEN ÖDE!

AMA BUNCA GÜNAH VE KİRİ BİR TEK KİŞİNİN ÖDEMESİ NE MÜMKÜN!?

VE SALON 2500 KİŞİYDİ..!