AKP’NİN DİNDAR NESLİ VE GELİNE İÇLER ACISI SONUÇ!
AKP’nin istismar ede ede adeta dibini sıyırdığı ‘’Dindar nesil projesinin’’ içler acısı hali! KONDA araştırma şirketinin verilerine göre AKP’nin din politikalarının dibe vurmuş anatomisi
DİNDAR VE KİNDAR NESİL!
Daha başından ve isminden belliydi din ve dindarın temeline dinamit konulduğu. Daha başından belliydi Türkiye, geleceği ve milletinin nasıl yıkıcı bir sonuca götürüldüğü. Büyük, çok büyük bir yıkıcı projeydi ve nihayetinde sonucu da öylesine büyük oldu.
İçerik ve hakiki muhtevadan yoksun, şekilci, yol ve yön saptırma gayesiyle mantar gibi bitirilen İmam hatipler, Kuran kursları, tarikat ve cemaatler ve buralara akıtılan yüzlerce haram para ile milletin, dinin ve gelecek neslin zihin dünyası allak bullak edildi.
Geline sonuç her türlü ahlaki ve adli suçlarda % binleri ve iki binleri bulan artışlar. Gençlerin dine olan bakışında ki soğuk ve irrite bakışlar. Aile, cami ve cemaatlere ve buradan da İslam ve Kuran’a bakış ve yaklaşımda ki soğuk ve mesafeli tavırlar işte bu yakıcı ve yıkıcı projenin çıktılarıdır.
KONDA Araştırma şirketinin Ekim 2024’te gerçekleştirdiği ve yeni yayımladığı “Hayat Tarzları Araştırması”, Türkiye’deki dini kimlik yozlaşmasını acı verici şekilde gözler önüne seriyor. 2008 yılında kendini “dindar” olarak tanımlayanların oranı yüzde 55 iken, bu oran 2025’te yüzde 46’ya geriledi. Aynı dönemde kendini “ateist ya da inançsız” olarak tanımlayanların oranı ise yüzde 2’den yüzde 8’e yükseldi. Bu çarpıcı veriler, yıllardır süren “dindar nesil” politikalarının etkisini sorgulamak için güçlü bir zemin sunuyor.
Parçalanan aileler, öldürülen kadınlar, gençliğin henüz çok küçük yaşlarda ve rahatlıkla uzanıp alabildikleri her çeşit uyuşturucu, katledilen kadınlar, kaybolan gençlik, erdem ve ahlak bile bahsini yaptığımız Siyonist projenin sonuçlarıdır.
Mantar gibi türetilen içeriksiz, ruhsuz, işlevsiz ve dolayısıyla yıkım üreten İmam Hatipler Yaygınlaştı, Ama Sonuç büyük bir felaket oldu.
AKP iktidarında özellikle göz boyayan ama arka planda son derece yıkıcı bir kimliğe sahip imam hatip liselerinin sayısında dikkat çekici bir artış yaşandı. Bu okullar, dini değerlerle donanmış yeni bir nesil yetiştirme iddiası taşıyordu. Bu iddia bile fen ve matematik, mantık, felsefe gibi derslere erilen saatle ve ilgisizlikle kendisini açık etmekteydi.
İddialar her ne kadar şaşalı olsalar da gerçek veriler, bu eğitim modelinin toplum genelinde dindarlığı artırmakta etkili olmadığı gibi yapay ve karanlık bir hedefi içeriyor olması dolayısıyla sapkın sonuçlar doğurdu. Genç kuşaklar arasında dindarlığın zayıflaması, toplumsal eğilimlerle eğitim politikaları arasında bir uyumsuzluk olduğunu düşündürüyor.
6 bakanlığın bütçesinden daha büyük bir bütçeye sahip Diyanet eliyle yakılan, yıkılan ve yok edilen din ve dindarlık, bünyeye eklemlenen zararlı cemiyetler bağlamında ki tarikatlar, cemaat ve dernekler ile önü alınamaz bir felaket doğurdular.
Son 20 yılda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi katlanarak büyüdü. Kurum, toplumu dini anlamda yönlendirmeye yönelik sayısız program ve proje yürüttü. Ancak tüm bu çabaya rağmen, toplumda dindarlığın azaldığı, inançsızlığın ise yükseldiği görülüyor. Bu durum, büyük bütçelere rağmen istenen sonuçların alınamadığına işaret ediyor.
Tarikatlara Verilen Destek Sorgulanıyor
AKP döneminde birçok tarikat ve dini yapı, hem siyasi hem mali olarak desteklendi. Bu yapıların muhafazakâr değerleri toplumda daha görünür kılması beklendi. Ancak KONDA’nın araştırması, bu yapıların etkisinin sanıldığı kadar derin olmadığını gösteriyor. Dindarlık düşerken, toplumsal güven erozyonu ve kurumsal yozlaşma algısı da dinî yapılara olan ilgiyi zayıflatmış olabilir.
Gençleri kaybediyoruz ve gençler ile Din Politikaları arasında ki mesafe büyüdükçe büyüyor!
Devletin din politikalarının özellikle genç kuşaklarda bir karşı tepki yarattığı anlaşılıyor. Uzmanlara göre, bireysel bir tercih olan dinin kamusal alanda yoğun şekilde dayatılması, gençler tarafından özgürlük alanlarına müdahale olarak görülüyor. Ayrıca dinî kurumların siyasetle iç içe geçmiş olması, güven kaybını derinleştiriyor ve dini kimlikten uzaklaşmayı hızlandırıyor.