AKŞENER: O SENE BU SENE!
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda kürsüdeki yerini almadan önce Eski TÜİK Başkanı Birol Aydemir, İYİ Parti'ye katılarak bir konuşma yaptı.
“EN TEPEDEKİ ŞIMARIKLIK ACIMASIZLIK TOPLUMUN TAMAMINA YAYILIYOR”
Akşener'in açıklamaları şu şekilde:
“20 sezonluk gereksizce uzatılmış keyifsiz bir dizinin final sezonu sonunda geldi çattı. O sene bu sene, iyilerin şafağı ufukta görünüyor, emin olun çok az kaldı. TBMM'nin 27. Yasama Yılı'nın milletimiz ve memleketimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Ak Parti iktidarı yüzünden memleketimizin bereketi de güzellikleri de soluyor. Balık baştan kokar derler, en tepedeki şımarıklık acımasızlık toplumun tamamına yayılıyor. Oysa ülkeyi yöneten kişi her tavrıyla örnek olmalıdır. Beğenmediği herkese saldıran, hakareti ve iftirayı kendine hak sayan, ülkeye nifak tohumları eken bir zihniyetin neden olduğu toplumsal gerilim tehlikeli bir seviyeye ulaştı. Türkiye artık bu gerilimi taşıyamıyor.
“SIRTINI İKTİDARA YASLAYAN HERKES, KENDİNİ HER ŞEYİN SAHİBİ ZANNEDİYOR”
Geçtiğimiz hafta Ankara'daki bir eğlence mekanında yaşananlar bu gerilimin sonucudur. Sanata ve sanatçıya düşman bir iktidarın yönettiği ülkemizde sırtını iktidara yaslayan herkes, kendini her şeyin sahibi zannediyor. Bize de katledilen bir sanatçının ardından üzülmek düşüyor. Onur Şener'e Allahtan rahmet, ailesine ve sanat camiamıza baş sağlığı diliyorum.
Kendisini dev aynasında görenlerin şiddete sığınan acizliğine lanet olsun. İnsanlıktan nasibini alamayanların evlere ocaklara düşürdüğü yangına lanet olsun. Hayat iyiler ve kötüler arasında bitmek bilmeyen bir mücadelenin özetidir. Tarih, kötü işler yapanları nefretle iyi işler yapanları da minnetle not eder. İnsanın yaradılışından bu yana kötülüğü rehber edenler hep oldu.
“O GÜN RUSYA'NIN İŞGALİNİ VE İLHAKINI TANIMADIYSAK BUGÜN DE TANIMIYORUZ”
Rusya'nın 24 Şubat tarihinde Ukrayna'ya yönelik başlattığı haksız işgalin üzerinden 7 ay geçti. Güya başkent Kiev bir haftada alınacaktı değil mi? Peki ne oldu? Rus ordusu Ukrayna topraklarında çamura saplandı. Putin ise çizilen karizmasını toparlamak için son çareyi, Herson, Zaporjiya, Luhansk ve Donetsk'i askeri işgal altında yapılan sopalı referandumlar sonucunda ilhak etmekte buldu. Biz bu filmi Kırım'da izledik, dolayısıyla nasıl ki o gün Rusya'nın işgalini ve ilhakını tanımadıysak bugün de tanımıyoruz, çünkü Putin'in çarlık rüyaları peşinde attığı adımlar uluslararası hukuka da, Rusya'nın taraf olduğu anlaşmalara da aykırıdır. Üstelik Putin'in ilan ettiği kısmi seferberlik çerçevesinde askere alınacakların yurtdışına kaçmalarından da gördüğümüz üzere, Rusya'nın bu saldırganlığını Rus halkı da desteklemiyor.
“SES ÇIKARMAYAN DÜNYA, PUTİN'İN ARTAN CÜRETKARLIĞINDA ÖNEMLİ BİR PAYA SAHİP”
Peki şimdi ne olacak? Rusya ilhak ettiği Ukrayna topraklarını anavatan sayarak, her türlü imkan ile koruyacağını söyledi. Nükleer silah kullanmakla tehdit etti. Bu tehdit sadece Ukrayna için değil, ülkemiz ve dünya için de kabul edilemez bir tehdittir. Uluslararası toplum bu çılgınlığa karşı artık daha somut adımlar atmalıdır. Çünkü Kırım'ın ilhakına yeterince ses çıkarmayan dünya, Putin'in artan cüretkarlığında ve bugün yaşananlarda önemli bir paya sahiptir. Önümüzdeki seçime Putin'in desteğiyle girmeye niyetlenen sayın Erdoğan'ın da bu tehdit karşısında alacağı tavrı merakla bekliyoruz.
Dileriz ki bu tavır, geçtiğimiz günlerdeki televizyon yanıtında Kırım için pısırıkça ifade ettiği gibi 'attığınız bu adım doğru değil' demekten öteye geçebilir. Seçim hesapları kovalayarak devlet yönetilemez. Biz tahıl koridoru adımlarını takdirle karşılıyoruz. Rusya-Ukrayna savaşında alacağımız pozisyonda ülkemizin menfaatleri esas alınmalıdır. Arabuluculuk kisvesi altında Putin'in sırtının sıvazlanması Türkiye'ye yakışmaz. Türk milleti bugün de Rus emperyalizminin yanına yedeklenecek bir algı malzemesi değildir.”