ASRIN AFETİ DEPREM DEĞİL TEK ADAM YÖNETİMİ VE RANT HIRSIDIR

Acımız büyük. Milletçe başımız sağ olsun. 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremler,
gerçekten büyük bir afet. Yakın tarihimizin en büyük depremlerinden birisiyle karşı
karşıyayız. Deva Partisi Yeşilyurt İlçe Teşkilatı olarak hayatını kaybeden vatandaşlarımıza
Allah’tan rahmet diliyoruz. Yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Yakınlarını kaybedenlere
başsağlığı ve sabırlar diliyoruz.
Yaşadığımız depremin gerçekliğini sorguladığımız olağanüstü bir dönemden
geçiyoruz. Anlaşılması, empati yapılabilmesi mümkün olmayan çok büyük bir acıyı yaşıyor
milyonlarca insanımız. Bu acıları katlayan ve yaşanan felaketin sonuçlarını büyüten o kadar
mühim sorumsuzluklar var ki, maalesef öfkeyle üzüntümüzün iç içe geçtiği olaylara şahit
oluyoruz.
Ülkemiz maalesef dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunuyor. Son
yüzyılımızda birçok yıkıcı deprem meydana geldi. Depremlerin gelecekte de olmaya devam
edeceği yadsınamaz bir gerçek. Deprem Bölgeleri Haritasına göre yurdumuzun % 92'si
deprem bölgeleri içerisinde yer alıyor ve ülke nüfusumuzun % 95'i deprem bölgelerinde
yaşıyor. 06 Şubat 2023 tarihinde Türkiye’de çok büyük bir deprem yaşadık. Ülkemiz fay
hatların çok olduğu bir ülke olmasına rağmen, çok sayıda deprem tecrübesi yaşamamıza
rağmen bizler ne yazık ki yeterli önlemi almadık.
Enkaz altında kalan insanlarmızın pek çoğunun soğuktan ve zamanında müdahale
edilmemekten hayatını yitirdiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. On binlerce insanımız enkaz
altında kurtarılmayı beklerken görevini yapmayan, geciktiren, yardıma koşanlara engel olan
herkes ama herkes suçludur. Dakikaların sayıldığı bir dönemde uzmanların baskı yapıp hayat
kurtarması gerekirken soruşturma geçirmek korkusuyla sessiz kalması kabul edilemez bir
durumdur.
Yedi gün yirmi dört saat teyakkuzda bekleyen, koordinasyon düzeyi en yüksek
teşkilat olan ordumuzun böylesi bir felaket anında sahaya üçüncü gün inebilmesi
sorgulanması gereken ayrı bir gündemdir. Çünkü özünde ordu, sadece silah tutan, tank, tüfek,
uçak vs kullanan askerlerden ibaret bir birlik değil, lojistiğiyle, istihbaratıyla, hızlı iletişimi
ve koordinasyonuyla, genç, sağlıklı ve kuvvetli personeli ile en dinamik devlet örgütüdür.
AFAD’ın 2022 Eylül’ünde hazırladığı Eylem Planında TSK’ya görev ve sorumluluk
verilmemiş olması hazırlanan bu planın ciddiyetsizliğini ve vizyonsuzluğunu ortaya koyduğu
gibi önemli devlet kurumlarındaki liyakatsizliği gözler önüne sermiştir.
Bugün bu felaketin asıl sorumluları kimlerdir? Hesap vermesi gerekenlerin başında
hiç şüphesiz siyasi iktidar ve tek adama bağlı kalıp hareket dahi etmekten korkan devlet
yetkilileri gelmektedir. Şehirlerin imarında, binaların yapımında sorumluluğu birkaç
müteahhide yıkmaya yönelik, göstermelik tutuklamalarla gaz alma çabaları bu büyük
sorumsuzluğu örtmeye yetmemektedir. Binaların denetimlerinden sorumlu yerel
yönetimlerden, imar aflarını çıkarıp siyasi rant peşinde koşan siyasilere kadar tüm ilgili idari
kurumlar en az müteahhitler kadar sorumludur.

Belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin son çeyrek asırda şehirlerde bataklık ve
tarım arazilerini imara açarak 10 kat, 15 kat ve 20 kata kadar izin verdiğini hepimiz biliyoruz.
Bu imar izinlerinin hiçbir bilimsel dayanağı yok iken, sırf rant uğruna imara açılan bu
bölgeler en yeni yerleşim yerleri olmasına rağmen en fazla hasar alan bölgeler oldu. Belediye
başkanları kadar rant için veya particilik uğruna tarım alanlarının, sulak arazilerin zemin
etüdü dahi yapılmadan imara açılmasına destek olan belediye meclis üyeleri de sorumludur.
Belediye başkanlarının, onların yardımcılarının veya yakınlarının, belediye meclis
üyelerinin rant devşirmek için müteahhitliğe soyunduğu veya müteahhitlerle yakın ilişki
kurmak suretiyle rant paylaşımı yaptığı maalesef üzücü bir gerçektir. Ancak bugün
müteahhitlerden bazıları hakkında soruşturmalar yapılsa da denetleme sorumluluğu olan
kamu görevlileri henüz menzilde görünmüyorlar. Arazilerini kıymetlendirmede yetki sahibi
olan ancak bal tutan parmağını yalar hesabıyla imar uygulamalarını çıkarları doğrultusunda
kullanan zihniyet rantın sefasını sürerken cefasını ise halkımızı çekmektedir.
Malzemeden çalan, milyonlarca liraya sattıkları daireleri inşa ederken insan hayatını
hiçe sayan, projeye aykırı davranarak çıkar elde etmeye çalışan müteahhitler, onlara göz
yuman, rüşvet karşılığında bunlara göz yuman veya sorumsuzca davranan Yapı Denetim
şirketlerinden mutlaka hesap sorulmalı ve kusuru olanların cezai sorumluluklarının yanında
bir daha bu alanda faaliyet göstermelerine müsaade edilmemelidir.
Konuyu Malatya özelinde irdeleyecek olursak, Malatya’da bina yıkımı diğer illere
kıyasla daha fazla oldu ki bunu ehemmiyetle sorgulamalıyız. Çünkü sadece üç yıl önce, 24
Ocak 2020’de Elazığ-Sivrice depremi oldu. Bu depremden sonra Malatya’da Çevre,
Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından Malatya genelinde binaların hasarlı
olup olmadığına tam bir ciddiyetle bakılmadı. O gün binaların hasar durumuna titizlikle
bakılmış olsaydı bugün Malatya’da ne bu kadar bina yıkılırdı ne de bu kadar can kaybımız
olurdu.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’ın yıkılan binaların altında
kalarak can veren vatandaşlarımızın hesabını vermek yerine cenazeleri defnetme işinden
başarı hikayesi çıkarmaya çalışması yerel yönetimlerin içinde bulunduğu acziyetin
vehametini açıkça göstermektedir. Depremde yıkılmış yüzlerce binadan sadece bir kısmında
ciddiyetle arama kurtarma çalışması yapılabildi. Hala yıkık durumda olan yüzlerce binadan
canlarını yitiren vatandaşlarımızın cesetlerini çıkarmak zorundayız. Yönetimsel
beceriksizlikler maalesef kurtarılma ihtimali olan yüzlerce canımızın umutlarının enkaz
altında tükenmesine neden olmuştur.
Bugün, kuralsız kaidesiz plansız, rüşvetle, yolsuzlukla, hırsızlıkla imara izin
verenlerden hesap sorulmalıdır. Deva Partisi Yeşilyurt İlçe Teşkilatı olarak depremzede
vatandaşlarımızın sorularını iktidara yöneltiyoruz. Henüz yapılmış veya henüz oturulmaya
başlanmamış binaların dahi yıkılması veya ağır hasar almasında sorumluluk kimlerdedir? Bu
binaların denetimini kimler yapmıştır? Bu denetimlerde ihmal var mıdır? Deprem hattı
üzerinde olduğu bilinmesine rağmen neden çok katlı binalara müsaade edilmiştir? Deprem

bölgesinde bulunan tarım alanlarında dikey mimariye müsaade ederek imara açanlar
kimlerdir? On binlerce bina imara aykırı vaziyetteyken “İmar Affı” adı altında imar
yasalarına uygun sayılmadı mı? Gecikme ve yetersizlik sebebiyle Malatya’da kaç kişi
hayatını kaybetti? Madencilerimiz arama kurtarma çalışmalarına niçin geç dahil edildi? İmar
aflarından yararlanarak Malatya’da Yapı Kayıt Belgesi alan kaç yapı yıkıldı? Bugün deve
kuşu misali başımızı toprağa gömmenin hiçbir faydası yoktur. Bu acı ama gerçek
sorumsuzlukla yüzleşmemizin, gerçek sorumlulardan hesap sormanın tam zamanıdır.
Sorumluların cezalandırılması elbette kaybettiklerimizi geri getirmeyecek. Fakat gelecekte
kaybedeceklerimizi önlemek için çok caydırıcı bir adım olacaktır.
Genel Başkanımız Sn Babacan’ın dediği gibi gün, şeffaf şekilde sorularla yüzleşme
zamanıdır. Gün, vatandaşımıza gerçekte ne olduğunu anlatma zamanıdır. Depreme hazırlık
senaryolarını, raporları, eylem planlarını, depremden sonra arama kurtarma ve yardımlaşma
çalışmalarındaki gecikmeleri masaya yatırma zamanıdır. Biz Deva Partisi olarak 17 Ağustos
2021 tarihinde açıkladığımız eylem planı doğrultusunda ülkemizin depreme ve diğer afetlere
dayanıklı hale getirilmesi için var gücümüzle çalışmaya ve yapılan hukuksuzlukların takipçisi
olarak halkımızın sesi olmaya devam edeceğiz.
Av. Mahmut NURLAN
DEVA Partisi Yeşilyurt İlçe Başkanı