BİR GÜZELİ BİR ÇİRKİNE VERMİŞLER. -2-
Sizin hiç caddeleriniz oldu mu?
Şehrin bir diğer ucunda olsanız, sırf oraya gidemediğiniz için huzursuz oldunuz mu, hiç.
Dostlarınız o caddeyi sizinle andı mı, hiç.
Benim mi? Oldu, evet.
Yani olmuştu!
Bir şehrin tarihi o şehrin cadde ve sokaklarındaki isimlerin de saklıdır
Başka bir tabirle; bir şehrin görünmeyen kültürel gizemi ve o şehrin ruhunun şifresi caddelerine verilen isimlerin de saklıdır. Malatya’da yaklaşık 5 bin cadde ve sokak ismi mevcuttur.
Malatya’yı anlatma’yı hedefleyen yazımda isimlere takılarak sizi boğmak istemiyorum. Burada sadece hem kendi hayatımda yeri olan, hemde memleketimizin geçmişine ve bu günümüze kadar damga vuran önemli yerlerini anlatmaya çalışacağım.
HALEP CADDESİ
Halep caddesi, malatya’nın ilk caddesidir.
Şehrin kuruluşundan beri ticari amaçlı dışa açılan ilk ve tek yol olan halep caddesine aynı zaman da “İpek yolu’da” denilmiştir. Tarihi kaynaklar anadolu’dan geçen ipek yolu’nun kollarından birinin de malatya’dan geçtiği belirtirler.
Halep caddesi bu tarihi ticaret yolunun Malatya’daki uzantısının adıdır. Cadde’ye bu ismin verilmesi, bu yolun halepten geldiğine inanılmasıdır. Halep caddesi, Aksoğanlar hanı’nın önünden geçerek önce dört yoldan geçerek; oradan da tattalı minare’ye ve nihayetin de şehrin sonu beylerdersine uzanarak anadolu’nun içlerine akar devam edermiş.
Bu yolun etrafı bir zamanlar tarihi malatya evleri ile doluymuş. Daha sonra bu güzelim evlerin yerini betonarme binalar ile değiştik. Bakır kazanlarımızın yerini laylonlar ile değiştiğimiz gibi. Şimdi, yolda gaip, evlerde.
SİVAS CADDESİ
Eski malatya’ya nispetle yeni malatya, Anadolu’daki yeni şehirlerden sayılır. Asıl gelişimini cumhuriyet döneminden sonra sağlamıştır. Bu nedenle cadde ve sokak isimleri yenidir
Malatya’daki mevcut cadde isimlerinin çoğu, hayatın doğal akışı içinde oluşmuş isimlerdir. Sivas caddesi de malatya’nın en eski caddelerinden birisiydi.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılmış, 1940’lardan önce malatya’nın kervan yolları dışında, dışarı ile irtibatı sınırlıydı. Şehir halkı bir anlam da kapalı bir hayat yaşıyordu.
Sadece sivas şoşesi (taş kırıkları üzerine kum döşeyip silindir geçilerek yapılan yol) varmış. Yol, kırma taşlar üzerine toprak serilerek düzenlemiş. Ulaşım, demiryolu hizmete girdikten sonra demir tekerlekli furgonlar ve yaylılarla yapılmaya başlamış.
Furgonlarla daha çok yük taşınırmış. Karayoluyla syehat eden yolcular, tekerleri yaylarla desteklenmiş yaylı arabalarla taşınırmış. Yeni yapılan bu yol önce sivas’a, oradan da samsun’a bağlanırmış. Malatyalılar, sivas caddesine vapur yolu da derlermiş. Dışarıya açılan en geniş yolumuz bu yolmuş. Bir dönem İstanbul’a gitmek istiyenler sivas üzerinden samsun’a oradan da vapurla istanbul’a geçerlermiş.
YAZI DEVAM EDECEKTİR.