DİLİYORUM MALATYA BİN BETER OLASIN!
Yıllardır ve yıllardır haykırdım, didinip, çırpınıp ve her türlü bedeli üstlenip ödeyerek dedim ki yalancılardan, talancılardan, hırsızdan, yolsuzdan, görgüsüzden ve ahlaksızdan yana umut ve inanç beslenmez ve bu tip kişi, kurum ve kuruluşlardan hayır gelmez dedim durdum.
Dedim dedim de gel gör ki Malatya’nın aklı kirada olan, tepkisel bütün melekeleri pasifize edilmiş, yapay bir din ve sahtekar salya sümükçüler tarafından aldatılmış, kandırılmış ve uyuşturulmuş halka bir türlü anlatıp dinletemedim.
Din, Allah, Kitap, Peygamber, Cami, Kuran kursu gibi kelimeler kimin dilinden südur etse sormadan, sorgulamadan, herhangi bir şüpheye kapılmadan tabi olmak, biat etmek şöyle dursun, önünde el pençe divan durmayı da İslam’i ve Müslüman olmanın bir gereğiymiş gibi telakki eden Malatyalıyı bir türlü ikna edemedim.
Bundan sebeptir ki ‘’ Ama Turan bey, sizin eleştirip durduğunuz kişiler namaz kılıyor, imam hatip mezunu, sakallı, alnı secdeli ve tesettürlü kişiler ‘’ türü içi boş ve Kuran ile zerre kadar alakası olmayan bütün bu savlara da Kuran’i bir bakış açısıymış gibi iman etmiş bir kitlenin dirilmesi zaten pekte mümkün değildi…
Evet, sakallıydılar, evet tesettürlü, imam hatip mezunu ve dahi Cami de İmam, mescitte kanaat önderi, dernekte yazar-çizer diye pazarlanmış ama ahlak, ilke, edep, hukuk, hayâ ve nedamet adına fukaranın önünde giden bu zümre okuma, sorgulama, tefekkür ve Kuran fukarası Malatyalılar tarafından satın alınmış ve tapınılır derece de hüsnü kabul görmüşlerdi.
Bir duvar vardı önümde bir duvar. Alabildiğine yüksek, kalın, dümdüz ve yine alabildiğine soğuk bir duvar. Dahası arkamda hiçbir tarikat, cemaat, imam, kanaat önderi, parti, yönetici, etkili ve yetkili olması bir kenara, tamamı karşımda ve tamamı ayağıma çelme atan, dava üstüne dava açan ve sesimi kısmak için her türlü gücü devreye sokan bir duvar…
Aşamadım bu duvarı ve o duvar arkasına saklanmış ve o duvar arkasına sürüklenmiş ve o duvar ile üzeri örtülmüş Malatyalıya sesimi duyuramadım…
Ben haykırdıkça davul çaldılar, ben haykırdıkça zurna çaldılar, ben haykırdıkça cızıltı türü parazit yaydı, hakimi, savcıyı, polisi ve sokak çakallarını üzerime üzerime saldılar ( Dün yine savcıya ifade vermeye gittim ve bugün için bu konuyu kaleme alacaktım ki bu yazım öne çıkmak zorunda kaldı)
Geldik mi Kerim kitap Kuran’ın canlı, dinamik ve gündeliğine!?
Bakın bakalım Fussilet suresi 26. Ayette ne diyor rabbimiz
‘’ Hırsızlar, sahtekârlar, namussuzlar, hakkı batıla karıştıranlar, memleketi yağmalayanlar, şebeke kuranlar, hak, hukuk ve adalet tanımayanlar, ekâbir takımı, güç ve kuvveti elinde bulundurup milletin tapulu malına çökenler; Tanrı benim ve biziz diyenler, güç bizde ve dolayısıyla kanunda, hükümde yasa ve Anayasa da bizi diyen o müşrikler, o münafıklar ve o kafirler dediler ki: yükseltin sesinizi, ortalığı velveleye, vaveylaya verin, her ses birbirine karışsın ki şu hakka çağıran, hukuka, adalete ve eşitliğe çağıran ve dolayısıyla bizlerin ipini pazara çıkaran Mümin ve Muvahhidin sesi duyulmaz olsun’’
El hakk! Becerdiler, kıstılar sesimi, kolumu kanadımı polis ile, savcı, hâkim, sokak serserileri ile kendisine gazeteci süsü vermiş ne ki üç kelime etmez tipleri üzerime salarak sesimi korkunç ve kirli gürültüleri ile bastırdı ve koca bir kitleyi el birliği ile aldattı ve uyuttular.
Malına el konulması gerekiyormuş uyanmaları için, tapulu bahçelerine, arsalarına, tarlalarına el konulması gerekiyormuş sözüm ona benim dini bütün Malatyalıların!
Mücbir sebep süresi kalkıyor ama Malatya’ya bir çivi bile çakılmamış, millet, plastik kutularda yaşam ve iş mücadelesi veriyormuş, henüz kendi ayakları üzerinde duracak derece de destek ve imkân sağlanmamış ve bir de malları elinden alınınca homurdamaya başladı bizim İslam’i dernek, vakıf, camia ve cemaat kıçına takılmış, salya sümük tiyatro ustasının uyuşturucu ayinlerinden başını kaldırmış Malatyalı hemşehrilerim…
Din, İman, Cami, Tarikat, Ezan bir an da gündeminden düştü dini bütün Malatyalıların!
Ciddi ciddi homurdanıyor dinsel uyuşturucuların etkisi geçtikçe. Uyuşturucun mu etkisi geçiyor ya da dünya malı inancından ağır mı basıyor!!’?? Varın siz karar verin ama Malatyalı içten içe ve belli bir oranda dışa sızan homurtular ile çeşitli sinyaller veriyor ve bir yerlere gönderiyor.
Bu saatten sonra hiçbir homurtunun, hiçbir sinyalin hiçbir yere ulaşmayacağının bile farkına varamayan, atı alanın değil Üsküdar Balkanlara ve hatta ABD’nin Manhattan eyaletine bile vardığını göremeyecek kadar kör Malatyalım…
EZ CÜMLE!
DİLİYORUM BİR EKMEĞİ 100 TL’YE BULAMAYASIN EY MALATYALI!
DİLİYORUM BİR EV KİRASINI 50 BİN LİYARA ELİNE GEÇİREMEYESİN MALATYALI!
DİLİYORUM YILLARCA BİRİKTİRDİĞİN HERŞEYİNE BİR GECE ANSIZIN ÇÖKÜVERİRLER EY MALATYALI!
VE MALATYALI BİLESİN Kİ ADALET, HUKUK, İLKE, ÖZGÜRLÜK, AHLAK VE EŞİTLİĞİ EMREDEN ALLAH’I DA YANINDA BULAMAYACAKSIN EY MALATYALI..!
NOT: HADİ GÖREYİM SENİ AKP MİLLETVEKİ İHSAN KOCA, BİR DAVA DAHA AÇAR MISIN HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TEŞVİK EDİYORUM DİYE!? NASILSA GÜÇ SİZE VE BU GÜNLERİN KIYMETİNİ(!) BİLİRSİNİZ ARTIK…