ERDOĞAN CHP GÖRÜŞMESİ
Defalarca ama defalarca söyledim Ülkem ve Atatürk’ün partisi işgal altındadır diye!
CHP medyası, basit ve sıradan bir görüşmeyi, nasıl da sevinç içinde, nasıl da ballandıra ballandıra "Erdoğan ve Özgür Özel görüşmesi bir saati geçti ‘’ diyerek doğaüstü bir olayın gerçekleştiği sevincini manşetlere taşıdı.
Ne büyük lütuf! Erdoğan, CHP ve Özgür Özel’e bir saatin üzerinde bir vakit ayırmış!
Hem, Erdoğan haksız da sayılmaz değil mi!? Kapı önünde esas duruşta bekleyen, karşılama anından seremoniye ve oradan uğurlama safhasına varıncaya kadar her an ve her saniyede eli ayağı titreyen, fiziki tüm kontrolünü yitirmiş cılk ve çocuk birisini CHP gibi bir partinin genel başkanı yapanlar, herhangi bir utanç yaşıyorlar mı!? pek emin değilim.
Koca Atatürk’ün partisinin genel başkanının bu denli ezik, bu denli şaşkın, bu denli ürkek, bu denli acemi bir tutum sergilemesi ve böyle bir profile sahip olması dolayısıyla Erdoğan tarafından verilmiş bir buçuk saat elbette bir bahşiş ve bir lütuf olarak sunulacaktır ve pek haksız da değildir.
Gelelim aldatma, kandırma, uyutma ve uyuşturma projesine!
Yumuşama – Normalleşme
AKP’ye göre Normalleşme CHP’ye göre Yumuşama denilen bu uyuşturma, aptallaştırma, aldatma ve kandırma formasyonu ‘’ Türkiye'nin bu görüşmeye, normalleşme ve yumuşamaya iyi gözle baktığı yalan ve aldatmacası, AKP ve CHP medyasının üzerine basa basa manşete çektiğini düşünürsek proje hayli tehlikeli ve hayli dikkat çekici.
Oysa AKP 22 yıllık iktidarını sert dili, ayrıştırma politikası ve ötekileştirme üzerinden tahkim etmiş ve ülkeyi bir karpuz gibi ikiye bölerek yönetmiş iken, hoooppp bir an da kardeşlik, normalleşme, yumuşama gibi akla ve arşivlere küfreden bir değişimi normal diye yutturmaya çalışanlara ağzımı doldura doldura YUHHH OLSUN diyorum.
Keza diğer taraftan mecliste ki bütün konuşmalarına dönüp baktığınızda salya sümük kavga eden, salya sümük ve de itici ses tonuyla avazı çıktığınca bağırıp kavga eden Özgür Özel bir anda " Ben kavga eden bir siyasetçi değilim " türü deli saçması açıklamasını ciddiye mi alacağız yani !?
AKP ile aynileşen CHP'den kimlerin memnun olduğu ya da olacağı başlı başına psikiyatri konusudur.
AKP ile CHP'nin anlaşması, uzlaşması ve yumuşaması en temel de varlık, ontolojik bir sorundur ki bu ne psikiyatri ne de onkoloji’nin çözebileceği bir sorun da değildir.
22 yıllık AKP’nin siyasi aşağılamaları, hakaretleri, ötekileştirmeleri ve daha bir sürü ahlak ve etik dışı yaklaşım ve yakıştırmaları, silinmesi mümkün olmayan izler ve travmalar yaratmış iken, AKP denen bir partinin de kafasına popülizm değil Realizm elması düşüvermiş. Aklımıza sen mukayyet ol Allah’ım…
AKP ve Erdoğan, CHP’yi de ekledi mi Cumhur İttifakına!?
Erdoğan ve CHP görüşmesi esnasında CHP'li kepez belediye başkanı Mesut Kocaöz’ün tahliyesi tamamen spontan, tamamen tesadüf ve tamamen duygusal deyip geçelim mi!? Ya da AKP-CHP koalisyonu ve gelecek projeksiyonunun işaret fişeğidir diyerek tehlikenin boyutlarını realist bir şekilde bir avuç akıl ve vicdan sahiplerinin gözleri önüne sereyim mi!?
Yıllardır yazıldı, çizildi, çeşitli röportajlar verildi ‘’ AKP BİR ABD PROJESİDİR ‘’ diye.
Ve şimdi ABD, AB ve İsrail yeni ve çok daha tehlikeli bir projeyi devreye sokmuştur.
ABD, AB ve İsrail’in olduğu bir yerde normalleşmekten, yumuşamaktan, kardeşlik ve ortak akıldan bahsetmenin imkânsızlığı üzerine üç cümle kurmayı ve yazmayı israf kabul ediyorum. Hal böyle iken CHP ve seçmeni üzerinden oynanan bu aşağılık oyunu görecek, bozacak ve taşları tekrar yerli yerine koyacak olan yine CHP’nin seçmen kitlesi olacaktır ve olmalıdır.
Gölge bakanlar!
Dünyanın en geri ve ilkel ülkelerinde bile böylesi bir terim ve uygulamaya denk gelmeniz mümkün değildir. CHP lideri ve kurmaylarının(!) ‘’ ÇOLUK ÇOCUK BİR ÇOĞU ‘’ gölge bakanımız iç işleri bakanı ile görüştü!
Gölge bakanımız dış işleri bakanı ile görüştü!
Gölge bakanımız MİT müsteşarı ile görüştü ve şimdi de gölge bakanımız hazine ve maliye bakanı ile görüşecek türü utanç verici bir açıklamayı yapmaktan dolayı yüzleri bile kızarmıyor. Geçen yüzyıl içerisinde nasıl da evrimleştiler akıl alır gibi değil..!
Nasıl yani, iktidar partisi ki bu parti AKP olacak ve ‘’ İki ayyaşın ‘’ partisinin vekillerini koca bakanları ile neden görüştürsün ki!? Çalışmaların içeriği, gizliliği ve sistematiği hakkın da bilgi vermesi bir akıl tutulması değil mi!?
Yoksa, böyle olacağı ve olması gerektiğine dair emir yüksek yerden geldi, değişim emri verildi de, ‘’gelecek olanlar cari olanlardan ‘’ İşlerin nasıl yürüdüğünü ve bundan sonra da nasıl yürünmesi gerektiği ‘’ noktasında ders mi alıyorlar!?
Allah’ım! Şu iktidar ile Ana muhalefet partisinde ki inceliğe, nezakete, uyum ve ahenge bakar mısınız!?
Gelelim MHP genel başkanı Devlet Bahçeli’nin yüzüğünde ki yazıya ve bu yazı ile verilen, verilmek istenilen mesaja.
Erdoğan ve Bahçeli’nin, Erdoğan ve CHP görüşmesinden evvel görüştüklerine, içerik ve olacaklar hakkında birbirlerine tatminkâr açıklamalar yaptıklarına ve dolayısıyla yüzük ve üzerinde ki ‘’ Allah bana yeter ‘’ türü gayet çarpıcı ifadeden dolayısı Erdoğan’ın bilgisi, onay ve dahlinin olmadığının düşünenlere, bu yazı 5 gömlek büyük gelecektir.
Dedik ya kurgu büyük ve hatta çok büyük ve uluslararası olması hasebiyle son derece büyük ÜSTADLAR elinden çıktığına kuşku duymak ne mümkün!?
Algılarımız, zihin kodlarımız, geçmiş dünyamız, geçmişten gelen travmalarımız ve onlar üzerinden kurguladığımız gelecek Türkiye tasavvurumuza varıncaya kadar başladılar oynamaya, aptal ve salak muamelesi yapmaya ve ‘’ Bizler ne yapıyorsak en doğrusunu yapıyoruz ve sizlere düşen de aynen ve olduğu gibi İMAN etmektir ‘’ uygulamasını, CHP’yi de ortak ettikleri son derece çirkin bir projeyi devreye soktular.
İşe yarar mı bilmiyorum ama ben uyarıyorum
7'den 70'e varıncaya kadar her birimiz çok daha uyanık ve bilinçli olmak zorundayız.
Öyle ki partizanlık gibi bir zehir gerçeği görmemize asla engel olmamalıdır.