HEY ÖZNUR ÇALIK VEKİL MİSİN ZORBA MI !?

Malumunuz seçimler yaklaşıyor ve siyasiler de sahaya inmiş seçmen ile dirsek teması halindeler. Haliyle Malatya’nın siyasetçileri de sahaya inmiş ve gelecek seçimden yana hisselerine düşmesi muhtemel parsanın büyümesi için feveran edip durmaktalar.

Başlığımıza konu olan vahim olay Malatya da ve elbette her zaman olduğu gibi başrolde de Öznur Çalık’ın oynadığı sarsıcı bir olay!

Evet olayın geçtiği yer Malatya, olayın cereyan ettiği gezi, ilçe belediye başkanının gezisi ve halk ile yapılan bir iletişim esnasında vatandaş ‘’ Akp, yine mevcut siyasileri, vekilleri aday gösterecek olursa şayet asla ve kat’a oy vermeyeceğim ‘’ diyor. İlçenin belediye başkanı ise vatandaşın gazını almak adına çırpınıp durmasına rağmen vatandaş bir santim bile geri çekilme ve kararından yana en küçük derece de bile değişim emaresi vermemekte ve yapılacak hiç bir telkinin kendisi üzerinde etkisi olmayacağını keskin şekilde ifade etmektedir.

İlçe belediye başkanı ise çaresiz olay yerinden ayrılmak zorunda kalmaktadır. Buraya kadar herşey normal gibi seyrediyor olsa da olaya Malatya’nın muktedir ablası giriyor ve akabinde bu kişinin özel ve mahrem bilgisi olan telefon numarasına ulaşarak kişiyi arıyor ve şayet tavır, tutum ve söylem tarzını kendisi ve partisi adına revize etmediği takdirde savcılığa şikayet edeceğini söyleyerek aba altından sopa gösterip tehdit ediyor. Oysa suç teşkil eden en küçük fiil ya da ifade içerisine girmemiş bir kişiyi ne hakla arıyor ve ne hakla tehdit ediyorsunuz!? Vekil misiniz zorba mı!?

Bir hukuk devletinde böyle bir şeyin olması, olabilmesi mümkün müdür!?

Hele hele de bir Milletvekilinin böylesi akla, ahlaka ve elbette hukuka muğayir bir tavır, tutum ve tehdit içerisine girmesinin izahı yapılabilir bir durum mudur!? Bu, düpedüz hukuk tanımamazlık, düpedüz şehir eşkiyalığı anlamına gelmektedir ki bunun hem hukuki, hem ahlaki ve hem de siyasi sonuçlarının olması kaçınılmazdır.

Olayın, tehdit edilerek mağdur edilmiş tarafı olan kişinin avukatı ile irtibata geçerek mağdur vatandaş ile görüşme, konuşma ve ropörtaj yapmak için girişimde bulundum. Yarın, kısmet olur ise mağdur kişinin avukatının kontrolünde bir araya gelmeye çalışacak ve olayları en ince ayrıntısına varıncaya kadar dinleyecek, notlarımı alacak ve elbette matbu gazetemizde manşetten yayınlayacağım.

Herşeye rağmen, bütün eksikliklerine, topallama ve tökezlemelerine rağmen hala burası sosyal bir hukuk devleti olması hasebiyle hiç kimselerin Anayasa ve yasaların üzerinde olmadığını, kimselerin layüsel olmadığını, illaki ve mutlaka hukuk önünde hesap vereceği ve verebilirliğinin tezahürü bakımından olayın hukuka yansıması ve herkesin hak ettiğinin karşılığını bulmasının anlam, önem ve gerekliliğinin bilincine varması / vardırılması hayati derecede önemlidir!

Ben falanım, filanım, falan ve filan mevkinin sahibiyim ve yaptıklarım yanıma mutlaka kâr kalır rahatlığı, kolaycılığı ve gücün sarhoşluğunun faturasız kalacağını zanneden zihin konforunun aslında ciddi bir suç olduğu ve bunun da hukuk önünde mutlaka bir yaptırımının olduğu ilgilisine mutlaka hatırlatılmalıdır.

Burası Demokratik ve Laik bir hukuk devletidir ve dolayısıyla tehdit ve hakaret içermediği sürece her düşünce ifade edilebilir ve bütün bu haklarda Anayasal güvence altındadır. Hiçbir vatandaş birey olarak Öznur Çalık’ı sevmek, beğenmek ve onu seçmek zorunda değildir.

Hatta her vatandaşın yeri geldiğinde en sert şekilde eleştirmek, ayıplamak ve kınamak gibi bir hakkının olduğu da tüm bunların cabasıdır. Gelişmiş insanlar ise yapılan eleştirilerden ders alan, yapılmış ikaz, uyarı ve eleştirileri rahmet olarak tanımlayan ve dolayısıyka aksayan, tökeleyen ve sırıtan sivri taraflarını törpüleyen ve kör taraflarını da sivrilten kişidir.

Bah Öznur Çalık !

Hiçbir zaman ve zerre kadar sevilmedin!

Yanında bulunan bir avuç şakşakçının yapmacık gülüşleri, ciddiyetten ve samimiyetten yoksun alkışları, makam ve şatafatın loş ışıkları gerçeği görmene hep engel oldu. Yapılan şefkat ve merhamet uyarılarına kulağın hep tıkalıydı. Duygu dünyan hep nasırlıydı. Kuvvetli ihtirasın feraset ve basiretinin katiliydi ve uzatılan merhamet elini ne görebildin ne de tutabildin.

Ve artık günün sonu KRAL ÇIPLAK…