KIYAMEYE ÜÇ KALDI
Farkında mısınız beş kaldı bile demeye varmadı aklım, gönlüm, dilim ve kalemim…
Dolar, artık bağıra bağıra işaret veriyor sadece üç kaldığını. 20 TL bandını zorlayıp dururken esas mesajı halkın bizatihi kendisine veriyor ama mesajı gören ve okuyan kesim sadece iktidarın uyanık ve dolayısıyla halkı uyuşturmakla ehil kesimidir.
Dolar, iktidar eliyle ve KKM yordamıyla baskılanan ve dolayısıyla ‘’ bana tahsis edilen 20 TL bandı en az 15 numara küçük geliyor ‘’ mesajını o kadar yalın ve çıplak halde ve üstelik volüm seviyesi olarak pik yapmış şekilde sunuyor iken göremeyen halk, seçim sonrası bir başka yıkım ile karşı karşıya kalacaktır.
İş dünyasının iktidar üzerine yaptığı baskı dolayısıyla doların, eşik ve sınır arasında ki amansız savaşını gün yüzüne çıkarmaktadır. Yalanlar ve yanlışlar ile üzeri örtülen %150’lik enflasyonun reel karşılığı olan dolar, 30 TL bile nefes darlığımı kesmez feveranı içerisindedir.
İş dünyası: Dünya ile rekabet edebilmem için dolar ve enflasyon arasında ki uçurum boyutlu yalanın kısminde olsa üreten dünya lehine artırılması, aksi takdirde baskılanan doların yerine amansız iflasların durdurulamayacağı gerçeği iktidarın bir başka fare kapanıdır…
Ciddi bir disiplin olan ekonomi, birilerinin yalanlarının, dolanları ve algı yönetimlerinin esas patlamasını illaki gün yüzüne çıkaracaktır. Ne ki hazin olan, bu durumun müsebbiplerinin hatırı sayılır dolar meblağını hesaplarına irad etmiş oldukları gerçeğidir.
Ve yine enkazın altında kalacak olan ve bugün itibarıyla kilosunu 25 TL’ye aldıkları domates için isyan eden gariban Hasan dayım, 55 gün sonra 60 TL’ye alacağı gerçeğini ve bu realitenin altında ezim ezim ezileceği gerçeğinden an itibarıyla habersizdir.
Hazinenin kasasında nakit 2 milyar dolar gibi bir meblağın olmadığına dair iddiaya girerim tezimin hala arkasında dururken, karşılıksız basılmış akla zarar miktarlarda ki TL’nin yine bu millete devasa bir başka yıkım getireceği gerçeği illüzyonistler eliyle örtbas edilmektedir.
Bu devlete, bu millete ve bu Cumhuriyete olan sevgim, saygım ve sadakatim gereği her türlü sorumluluğu yükleniyor oluşum, 55 gün sonra ki vahametin, hasar ve hatta yıkımın boyutlarının mevcut depremi bile sollayacağı gerçeğini görüyor olmam hasebiyledir.
Mesele, şayet gerçeğin üzerini örtmek ise, 3’ü 5 göstermek ve buradan da hayasız siyasi rant elde etmek ise ve bütün bunların sorumlularını halka şikayet edememek, erdemli ve haysiyetli bir tavır takınamamak ve görevi yerine getirememek ise görüyor olmanın, duyuyor olmanın ve biliyor olmanın utancından başka ne kalır ki geriye…
Seçimin hemen sonrası doların en az 30 TL olacağının altınız çiziyorken, yine bir takım illüzyonistler eliyle bir başka hinlik devreye sokulur ve iş dünyasının tüm talepleri ‘’ Örtülü Ödenek ‘’ ya da ‘’ Devlet Sırrı ‘’ gibi mucize (!) kavramlar ile yeni bir nefes üflemesi yapılabilir opsiyon ve hinliğini bir kenara kaydediyorum.
Ancak, dibinde dibini görmüş olan Türk ekonomisinin bu yapay üflemeden yana üç aydan daha fazla dayanamayacağını, dolar ile birlikte enflasyonun tavan yapacağını ve işte bütün bunların reel dünyaya yansımasının şiddet eşiğini biliyor olmanın verdiği acı ve sızı, taşınması mümkünsüzler arasında belimi kırıp durmaktadır.
Hazine tam takır. Dolar yok, Euro yok altın hiç yok. Dolayısıyla karşılığı olmadan basılmış milyarlarca TL’nin yaratacağı maddi ve psikolojik yıkımın psiko-sosyal destekler ile tedavi ve telafisi asla mümkünde olmayacaktır.
Bu güzide devlet ve Cumhuriyetin Moratoryum ile karşı karşıya kalmamasının tek ve altın anahtarı seçim ve kullanılacak isabetli oylardır. Buradan hareketle çok ciddi ve büyük bir sorumluluğun ve de ileride bizi bekleyen vahim tablonun yıkımını durdurmak gibi asli bir görevimiz bulunmaktadır.
ISKALAMA HAKKIN ASLA YOK TÜRKİYE…