MALATYA AKP’DE İŞLER NASIL YÜRÜYOR (2)

MALATYA AKP’DE İŞLER NASIL YÜRÜYOR (2)

Kim bilir belki de doğru başlık nasıl ‘’ YÜRÜTÜLÜYOR ‘’ OLMALIYDI…!

Gelelim yazımızın ikinci bölümüne yani bir avuç doymazın şehri kendi aralarında nasıl parsel parsel paylaştıklarına.

En son Basri Kahveci ve Mahmut Poyraz denilen muhteşem(!) ikilide kalmıştık. Bir şehir düşünün ki yaklaşık beş tane devasa organize sanayisi olsun ve yine bir şehir tasavvur edin bir o kadar da orta ve küçük ölçekli başkaca imalat sanayileri olsun ama o şehir de bu iki uyanıktan başka konteyner yapan, yapabilen ve böyle bir meziyetten nasip almış bir üçüncü kişi olmasın!! Bu muhteşem ikili üretiyor ve müşterisi ise hazır. Belediye, AFAD ve Kızılay...!

Yazımızın ilk bölümünde ne demiştik!

22 yıllık ustalık (!) sahaya nasıl yayılır, ara boşluklar nasıl doldurulur, alan, saha, adam, konu, meslek, imalat ve satış nedir?! ve bütün bu alanlarda nasıl usta olunur sorularına, görüldüğü üzere haylice dolu ve sayısız örneklerle bizlere göstermektedirler.

Bu ikiliye ama özellikle de Basri kahveci’ye ayrı bir başlık açmam gerekiyor. Zira adam Malatya ve özellikle de Battalgazi belediyesi için adeta biçilmiş kaftan. Battalgazi belediye başkanı Osman Güder ile Basri kahveci arasında ki ilişki adeta abi kardeş, baba oğul, karı koca ilişkisi gibi.

Bu ikili akp’nin Malatya ilçe başkanlığın da başlayan bu sıradışı ilişkilerini pek tabidir ki Osman Güder’in belediye başkanı olmasıyla boyut değiştirecektir. Hatta öyle ki sanki pusuya yatmışlar, sabır ve inançla özellikle bu günleri beklemektedirler…!

Bu belediyenin metal namına ne gibi bir gereksinimi var ise gideren Basri Kahveci!

Bu belediyenin Çöp kutusu namına bütün ihtiyaçlarını gideren ünlü sanayicimiz Basri Kahveci!

Bu belediyemizin bütün konteyner gereksinimini karşılayan yine bu sıradışı sanayici Basri Kahveci’dir!

Elbette hepsinin servetlerine zum yapılmalı ve elbette alayı mercek altında incelemeye tabi tutulmalıdırlar. Zira ben Basri Kahveci’nin korkunç serveti edinmezden evvel 30m2 karelik bir dükkânda kaynakçılık yaptığını gayet iyi bilen bir kişiyim!

Mahmut Poyraz durur mu !? Poyraz gibi esti de durdu bu sıra dışı müteşebbis!

Akp’ nin yönetici kesiminin tamamı oldu mu büyük büyük iş adamları!

Hal böyle olunca başladılar kamunun gereksinim duyduğu iğneden ipliğe her şeyin teminine.

Her şeyin ama her şeyin teminini işte bu düzen içerisinde olan ve sahaya muhteşem bir şekilde yayılmış kişiler temin ediyorlardı. Daha vahim olanı ise hangi ürünü kaç liradan satıyorlar ve yine kendilerinden olan başkan ya da diğer yetkililer bu rakamlara ne gibi bir tavır(!) ortaya koydular!? Sorularının cevabını elbette 55 gün sonra daha net şekilde göreceğiz.

Son derece akçeli ve kallavi iş ve ilişkiler elbette bunlarla sınırlı değil!

Hele bir de Yeşilyurt diye bir ilçemiz var ki tüm güzelliğini, tüm bereketini ve yeşilliğini katleden, beton içerisine hapseden ve buradan da akla zarar miktarlarda servetler edinen belediye başkanı Mehmet Çınar da yine akp’nin sahayı gayet iyi bilen ve yine aynı sahaya gayet iyi yayılmış başkanı…

Kendisi inşaat mühendisi ve dolayısıyla bir mütehassıs!

Bu çakma, her ne kadar inşaat üzerine ihtisas yaptığını iddia ediyorsa da, siz ona bir anlık bile kulak asayım demeyin. Zira adamın yaptığı ya da yaptırdığı ve dolayısıyla kontrol yetkisinin sadece ama sadece kendisi ve başkanlığında bulunduğu Yeşilyurt belediyesine ait olduğu için ve bu ilçenin de depremde adeta yerle yeksan olması dolayısıyla koca şehrin, ilçenin ve orada can verenlerin katillerinden, eli kanlı olanlarından birisidir.

Hemen geçelim hangi konunun mütehassısı olduğuna!

Adam hazır belediyeyi ele geçirmiş ve uyanıklık yaparak hemen bir beton firması kurmaz mı !? Hal böyle olunca şehrin ve belediyenin küçük büyük bütün beton gereksinimini işte bu mütehassıs Mehmet Çınar tarafından karşılanıyor. Sakın yanlış anlaşılmasın zira bütün bu özveriler şehre duyulan sevgi, vatan, bayrak ve İslam’a olan hassasiyetler dolayısıyla vuzuha ermektedir…!

Mevzu ve ihtisas sadece bu kadar mı !? Ne mümkün efendim ne mümkün…

Bu çakma mütehassıs uyanık beton fabrikası ile iktifa etmeyecektir. Zira inşaat gibi devasa bir alanın bir sürü başka başka gereksinimleri de vardır ve bu dini bütün kardeşimiz de salt bu dini hassasiyeti dolayısıyla bir de GAZ BETON fabrikası inşa etmez mi !?

Hatırı sayılır bir fabrikadır ve zannediyorum ki Doğu ve Güneydoğu’nun en büyük kapasitesine sahip fabrikasıdır. Milyon dolarların, Euro ve bol sıfırlı TL’lerin gırla gittiği bu imalat ve inşa sürecinin sermayesi nereden?! diye bir sorunun cevabı da yine 55 gün sonrasına kalmaktadır.

Şehrin tüm gaz beton ihtiyacını hemen hemen tek başına karşılıyor desek inanın abartı olmasa gerek. Zira kendisi başkan ve dolayısıyla diğer müteahhitler önünde sonunda belediye ile karşı karşıya gelecekler. Böyle bir durumda mevcut mütehassıs ile ticaret yaparak yolu kısaltalım dememiş olsalar, ilçenin böylesi büyük bir yıkım ile karşı karşıya kalması mümkün olur muydu!?

Hep pis, kirli ve akçeli ilişkilere kurban verilmiş koca bir şehir ve bu kirli eller yüzünden hayatlarını, umutlarını, analarını, babalarını, yar ve yarenlerini kaybetmiş binler ve hatta on binler bugün aradan yaklaşık 2 ay geçmiş olmasına rağmen sokak aralarında bulunan sayısız enkaz yığınlarının altında yatmaktalar.

Koca bir şehir bu elleri kirli muhterisler yüzünden yok oldu ve yok edildi. Ne gözleri doydu, ne cepleri doydu ne karınları doymadı, koca bir şehir doyuramadık bu asalak sürüsünü. Ama ahlaktan, haya etmekten, utanma ve ar etmekten yana hepten nasipsiz olan bu güruh, hala ve hala hiçbir şey olmamış gibi, bütün bunlardan yana sorumlu değillermiş gibi koltuklarında oturuyor ve bir sonra ki seçime yeğenlerini, ortaklarını, kardeşlerini ve hatta kayınçolarını bile aday adayı göstermiş, ara vermeksizin, soluk almaksızın kaldıkları yerden devam etme noktasında gözleri dönmüş şekilde nerede bir boşluk var diye şeytani bakışlar altında enkaz şehri taramaktadırlar.

Yazılacak o kadar çok kirli eller, ilişkiler ve yüzler var ki yazım üç ve hatta dördüncü güne bile aksayacağına emin olunuz lütfen.

Bütün bu saydığım kişiler arkalarına dini(!) bir yapıyı da alarak tüm kirli ilişkilerine masumiyet ve helaliyet kazandırmaya çalışan elleri ve ruhları kirli şebeke, daha bir sürü katmanları barındırıyor içerisinde.

Bir sonra ki yazımda işte bu enişte kayınço ilişkisine, baba ( vekil) oğul ( müteahhit ) enişte vekil ve kayınço ise uyduruk diploma ile daire başkanlığına ve oradan da Milletvekili aday adaylığına giden yola döşenmiş kirli taşlara varıncaya kadar bir sonra ki yazıma bırakıyorum…