MEDENİYETİN KALBİYMİŞ MİŞ MİŞ!
Neler neler söylenmez ki garibim Malatya için. Bir zamanlar fırtınalar estiren ; isyanın, itirazın, başkaldırının imani bir eylem olduğunu iliklerine kadar içselleştirmiş ve kanıksanmış bu idrak ve şuur bileşkesi içerisinde günün her saati, bilmem kaç rekat ibadet bilinciyle dik ve dinamik şehir Malatya
Neler neler söylenmez ki garibim Malatya için. Bir zamanlar fırtınalar estiren ; isyanın, itirazın, başkaldırının imani bir eylem olduğunu iliklerine kadar içselleştirmiş ve kanıksanmış bu idrak ve şuur bileşkesi içerisinde günün her saati, bilmem kaç rekat ibadet bilinciyle dik ve dinamik şehir Malatya.
Haksızlığın ilk karşılık bulduğu, itiraz ve isyanın iman ve hukuk bilinciyle en yüksek volümde dile getirildiği şehir Malatya…
Zalim, zulüm ve mazlum kavramlarının imani ve pratik tezahürünün ne olduğunu ve nasıl bir reddiye ile karşılanmasını gerektiğini akademik düzlem ve boyutta kavramış ve en doğru zaman ve zeminde dile getirme şuur bayraktarlığını uzunca süre elinden bırakmayan şehir Malatya…
Sonra ve sonra birileri peydah oldu ve darul harp dediler, devleti baş düşman gösterdiler. Bu devlete vergi vermek, elektirik, su ve diğer harçları ödemek haram dediler. Ve hele hele de bu devlete askerlik ve polislik yapılmaz, bu devletin hiç bir kademesinde görev yapılıp hizmet edilmez ve bütün bunlar külliyen haram dediler. Ve derken suyu oturarak ve üfleyerek üç yudumda götürüp milleti keklediler.
Bu iman, ahlak, iffet, ciddiyet ve samimiyet fukarası zavallı gürüh, haram dedikleri bütün pisliğe gırtlağına kadar batmakla birlikte dünyalık bütün nimetleri, servet ve şehveti grup seks kabilinden dibine vura vura yaşadılar.
Ve değişim, üstelik son derece hızlı bir değişim, dönüşün, dezenformasyon ile karşı karşıya bırakıldı güzelim Malatyam…
Ehlileştirildi, dinginleştirildi, bütün sinir uçları alınmış, korkutulmuş, aldatılmış, yalan yanlış birgilerin boca edildiği, tehdit ve şantajla birlikte '' silivri sğuktur '' repliğinin bir benzerini benim üzerimden tatbik edenler, geldiğimiz sürecin başlı başına sorumlularıdırlar.
Elbette ki devletimiz hepsini tanıyor ve tanımasıyla birlikte zamanı geldiğinde isim isim ve hatta adres adres olan bitenleri köşeme taşıyacak; kandırılan, aldatılan, dolandırılan ve beş dakikalık hayvani şehvet masalarına kimlerin meze edildiğine, kimlerin mal ve mülküne çöküldüğüne, kimlerin envai tür ayak oyunları ile hayasız işlemlere tabi tutulduğuna varıncaya kadar alani şekilde ihbar niteliği yazıları ardı ardına kaleme alacağım…
Gelelim Medeniyetin kalbi iddiasına…
Evet gerçekten entellektüel bir Malatyayı el birliği ile öldürdüler. Bilinçli ve sistematik bir dönüşüme zoraki ve en ahlaksız yöntemler ile tabi tuttular. Hekesin anladığı dilden (!) konuşup nabza göre şerbet verdiler. Elbette yetenekli ve önceden çok iyi şekilde yetiştirilmiş ve sonra da görevlerini ifa etmeleri için saha sürülmüş bu din kılıklı Cehennem zebanileri, görevlerini başarıyla yerine getirdiler.
Genel hatlarıyla elimizde kalan edilgen, sürüngen, omurgasız, kimliksiz ve hissiyatsız bir Malatya oluverdi. Elbette yukarıda bahsini yaptığım değerlerden taviz vermeyen ve o değerlerin yılmaz savunucusu olan İslam ve insan kimlikli kişilerin varlığı mevcut. Ancak onların da elini ve dilini kısaltmak ve etkisiz, yetkisiz ve güvenilirliklerine halel getirmek adına en aşağılık kumpaslara tabi tutulmuş ve hayasız alanlarını genişletmek için şeytana papucunu ters giydirmeye devam ediyorlar.
Meydan, alabildiğince cahil, hırsını din edinmiş, satanistlere rahmet okutan bu nevzuhur kitleye kalınca Medeniyet naraları atarak yapılan kirlenmeyi kamufle etme kurnazlığını devre sokuverdiler.
Malatya artık eski Malatya değildi. Ve Malatya bütün değerleri, birikimi, entellektüel dokusu, direnç ve isyan şuuru iğfal edilmiş, hiçleştirilmiş ve kirletilmiş bir şehir mesabesindedir.
Aksi olsaydı bunca LAWRENCE'İ bağrında saklaması ve büyütmesi mümkün müydü !??