ŞİDDETİN BİR BAŞKA TÜRÜ DEDİ-KODU!

Bir Şiddet Türü Olarak Dedikodu
Ne güzel söylemiş atalarımız '' kılıç yarası geçer de dil yarası geçmez '' diye değil mi? işte bu sebeple dil ve dedikodu insan üzerinde daha bir tahrip edici şiddet türüdür. İnsan, çoğu zaman duygularının, ihtiraslarının, kin ve nefretinin kontrolü altına girebilen bir varlıktır. Bu durum kişilik yapısında daha da hırçın olmayı getiriyor beraberinde. Bu durum, dilin ve ifadenin ölçüsünü kaçırıyor. Ölçüsü kaçmış dil ve dedikodu çok daha vahim sonuçları doğuruyor. Sonrasında kırılan nice kalpler, bozulan dostluk ve arkadaşlıklar baş gösteriyor. Devamında vicdanen yine kişinin kendisi de pişman olmakla beraber üzüntü de yaşıyor. Ancak ok yaydan çıkmış, kırılan kırılmış ve incinen incinmiştir. Hülasa son pişmanlık faydasızdır artık. Dolayısıyla, Bir Şiddet türü olarak ''dedikodu'' yapmazdan evvel, sonuçlarının iyi tahlil edilmesi gerekmektedir. Bu anlam da ciddi bir öfke kontrolü yapılmalı, söylenilecek sözün önü ve arkası iyi hesap edilmeli ve dolayısıyla dilde ve ifade şeklin de oluşabilecek keskinliklere son derece dikkat edilmelidir. Bunu yapmak ve başarmak öyle sanıldığı kadar güç ve zor değildir. Hani dillere pelesenk olmuş bir söylem vardır ya, '' Empati'' bu kelimeyi söylemekten öte, içine nüfuz edebilir ve gerçek anlamını ve önemini kavrayabildiğimiz zaman bu soruna da ciddi bir çözüm üretmiş olacağız. Zira empatinin doğal sonucu olarak, bizim kendimizin konu olduğu bir dedikodunun hoşumuza gitme ve içimize sindirme olasılığı ne kadar ise, başkalarının sindirim oranı ve kabul oranı da aynı olacaktır. Bu durum da önemle ve özenle dikkat edilmesi gereken husus, ''dedikodu'' yapma şehvetimizi kontrol altına almaktır. Eğer bu durum kontrol dışına çıktığı zaman, telafi ve tedavisi hayli zor sonuçların çıkacağı tecrübe ile sabittir. Ve ayrıca dikkat edilecek bir başka hususta, yapılacak dedikodunun asli itibarıyla kimseye bir kazanç ve getirisinin olmadığıdır. Bir kazanç getirisi bir kenara, her iki tarafa ciddi olumsuz sonuçlar doğurduğu da artık aşikârdır. Gelin, hemen ve şimdi bu çirkin eyleme dair kendimize bir söz vererek, insana yakışmayan ve insani değerler ile asla bağdaşmayan bu kaba davranıştan uzaklaşama adına kendimiz ile bir ahitleşme ve bir sözleşme yapalım. Zira vakti çoktan geçiyor bile

EDİTÖR : FARUK EDİP GÜZEL