TEMEL KARAMOLLAOĞLU: SİYASİ LİTARETÜRÜMÜZE ”ERDOĞAN DÖNÜSÜ”DİYE BİR MOTTO GİRDİ!
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, parti genel merkezinde düzenlenen haftalık basın toplantısında gündemdeki ilişkin konuları değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen hafta Katar'da Mısır'ın Cumhurbaşkanı Sisi ile tokalaşmasına değinen Karamollaoğlu," Sayın Erdoğan ile dış politika o kadar değişti ki, aklımız başımızdan gidiyor. Hangi tarihi milat olarak kabul edeceğiz, bilmiyoruz. U dönüşü demek yetersiz kalıyor. Erdoğan dönüşü siyasi literatürümüze girdi" dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında konuşmasına başlamadan önce, sabaha karşı merkez üssü Düzce’de meydana gelen deprem nedeniyle vatandaşlara geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Karamollaoğlu'nun konuşmasından bazı satır başlıkları şöyle;
"Avrupa'da bulunan teşkilatlarımızı ziyaret ettik. Onlarla bir araya geldik. Tüm gurbetçilerimize selam gönderiyorum. Avrupa'daki ve diğer ülkelerdeki vatandaşlarımıza sadece oy ve döviz odaklı bakanlar ile bizim gurbetçilerimizi nasıl gördüğümüzü anlayamazlar. Biz, gurbetçilerimizin problemlerinin tamamıyla ilgileniyoruz ve çözeceğimizi vadediyoruz.
Ülkemizde ise son günlerde terör olayları yaşanmaktadır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet diliyorum. Başımız sağolsun. Terörle mücadele askerlerimize başarılar diliyorum. Terörle mücadele de hepimiz ortak kararlılık göstermeliyiz. Hiç kimse Mehmetçiğimizin mücadelesi üzerinden siyasi hesap yapmasın. Devlet devlettir, hükümet hükümettir, terör ise terördür. Devlet hepimizin devletidir."
'ORTADOĞU PROJESİ'NİN BAŞKANI OLMAK KADAR BÜYÜK BİR GAFLET OLAMAZ'
"Terör ve terörle mücadele siyasetin 's' bir arada bulunmamalıdır. Bizim bölgemizde Ortadoğu Projesi tüm bölgeyi etkileyen bir projedir. Bu projenin eş başkanı olmak kadar büyük bir gaflet olamaz. Bölgemizde yaşadığımız sorunlarının tamamı bu proje nedeniyle yaşanmaktadır. İskenderun'dan Irak'a kadar ABD askerinin barınması için imkan hazırlandı. Türk hava sahasını, limanlarımızı ABD'nin, Fransa'nın, İngiltere'nin askerlerine açtı.
İşte gaflet budur. Merhum Demirel ile özdeşleşen bir kelime vardır, 'dün dündür, bugün de bugündür' diye, Sayın Erdoğan ile dış politika o kadar değişti ki, aklımız başımızdan gidiyor. Hangi tarihi milat olarak kabul edeceğiz, bilmiyoruz. Buna damga vuran bir Cumhurbaşkanımız var. U dönüşü demek yetersiz kalıyor. Erdoğan dönüşü siyasi lierütümüze girdi. İstanbul seçimlerinde 'Sisi mi Binali Yıldırım mı' diye bu cümleleri seçim malzemesi yaptınız. Sonra gidip Sisi ile bir araya geldiniz. Dış politika da elbette normalleşmek doğrudur. Biz Müslüman ülkeler kendi sorunlarını kendi aralarında çözsünler dediğimizde bizlere söylenmedik laf bırakmadınız. Biz iki yüzlü siyaset görmekten bıktık."
'MİLLET İTTİFAKI'NDA SİSTEM DEĞİŞSİN DİYE GİRDİK'
"Millet İttifakı'nda sistem değişsin diye dahil olduk. Biz parti olarak tek bir kişinin lafına bakılan sisteme karşıyız. Bu sistemi değiştirmek içinde gereken mücadeleyi sürdüreceğiz. Biz bugün eğer seçime hazırlanırken bir ittifak içindeysek bilinsin ki sadece bu sistem değişsin diye girdik. Siyasi partilerin birbirlerinden çok farklı yaklaşımları var Türkiye'nin problemlerine ilişkin. Ekonomide, sağlıkta, eğitimde, dış politikada ama bizi bir araya getiren unsur ney, “Bu sistem değişmeli” Tek kişi kararı verecek, herkes uyacak, alkışlayacak uymak bir tarafa! Ülke böyle yönetilmez, böyle idare edilmez.
İktidarın attığı her adım bizleri endişelendiriyor. Dün söylediklerini bugün de 180 derece dönerek farklı bir şey söylüyorlar. Bu iktidar sorunları çözmekte sınıfta kalmıştır. Umarım milletimiz bunlara gereken dersleri verecektir. Ekonomi çok iyi dediler, bakın bugün ekonomi de duvara tosladık. 'Bana güvenin, ben ekonomistim' dedi sayın Cumhurbaşkanı, ama geldiğimiz hal ortada.
Eğitimi, sağlığı bir keşmekeşin içine soktular. Ahlaki ve manevi değerlerimiz hiç bir zaman bu kadar yozlaştırılmamıştı. Değerlerimiz bir kaç oy uğruna tarumar edildi. Seçim atmosferine girerken, bir algı meydana getirilmeye çalışılıyor. Ama artık kimse onlara inanmıyor. Biz bu algıları vatandaşlarımızın vicdanına havale ediyoruz. Ama milletimiz sandık başında bunların tümünün hesabını soracak. Hesap gününde cenab-ı hak önünde hesabı sizden sorulacak. Cenab-ı hakkı yanıltamazsınız. Biz kendimizi cenab-ı hak önünde hesap veren insanlar olarak görüyoruz. Onun için de hakikati savunmaya devam edeceğiz."
'ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNİ İLE ÖĞRETMENLER MESLEKLERİNE KÜSTÜRÜLDÜ'
KHK'lı öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlayan Karamollaoğlu, FETÖ gerekçesi ile ihraç edilen KHK'lılara ilişkin," Artık adaletin bir hükmü kalmadı bu ülkede. Onlar FETÖ ile geçmişte kucak kucağa oturdular. Ama gariban insanları ihraç ettiler. Günden güne seçim satı mahalline girdik. Kimsenin artık tahammülü kalmadı. İktidar ne kadar göz ardı etse de, görmezden gelse de, biz bu sorunları göz ardı etmiyoruz. İktidarımızda bu sorunları kökten çözeceğiz.
Öğretmenlerin gününü kutluyorum. Terör tarafından aramızdan koparılan öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum. Özellikle KHK'lı öğretmenlerin gününü kutluyorum. Öğretmenler açlık sınırında çalışıyor. Hangi öğretmen bu maaşla, aldığı parayla öğrencilerine umut vaat edebilir ki? Son şehit olan öğretmenimiz de ücretli öğretmendi. Hiç bir öğretmen artık bu ekonomik krizde büyükşehirler de çalışmak istemiyor. Bir ülkenin gençlerine verdiği değer, öğretmenlerine verdiği değer ile anlaşılır. Öğretmenlik meslek kanuni ile öğretmenler mesleklerine küstürüldü."