TERÖRİSTAN MALATYA!

Françic Bacon der ki '' Mübalağa ediyorum çünkü anlaşılmak istiyorum''

Yazımın başlığını biraz rijit, biraz ürkütücü ve bir o kadar da mübalağalı bulacağınızdan yana belirli bir bagaj ayırdım kendime. Evet, Malatya’yı bilmeyen, yaşamayan ve görmemiş olanlar için hakikaten ürkütücü, keskin ve rijit bir başlık olduğundan yana hemfikirim sizlerle.

Ancak, nefes almaya, umut ve inanç barındırmaya, güven ve yaşamaya dair en küçük bir emare bile taşımayan, kötü yönetilmek bir kenara yönetildiği bile milyonlarca kuşku taşıyan bu şehri bundan daha uygun bir başlık ile tanımlama imkânının bulunmadığına olan inancımdır beni böylesi keskin ve ironik bir başlık atmaya iten.

Malatya da terör başlıkları!

Belediye terörü!

Yönetim terörü!

Denetim terörü!

Ehliyetsiz, liyakatsiz, donanımsız, gayret ve çabadan yana fakir başkanlar terörü!

İnanç ve güven terörü!

Trafik terörü!

Asayiş terörü!

Uyuşturucu terörü!

Yapılaşma terörü!

Yıkım terörü!

Erkler ayrılığı terörü!

Zabıta tetörü!

AFAD terörü!

Çevre ve Şehircilik terörü!

Sahipsizlik terörü!

Nepotizm terörü!

Verilen sözlerin hiçbir hükmünün olmaması ve adeta Malatya halkı ile dalga geçen Milletvekili terörü!

AKP ile ilişiği ve adamları olanların haricinde herkesin hiçbir şeye erişim sağlayamadığı ulaşım terörü!

Gıda terörü!

İşsizlik terörü!

Terk edilmişlik terörü!

Öyle ki yıkılmış, yok olmuş, yerle bir olan şehrin yıkımından tutunda hurda demiri üzerinden hırsızlık, yolsuzluk ve ihale terörü!

Bütün teşviklerden ve mücbir koşulların sağladığı hiçbir olanaktan istifade edememiş olma terörü!

İş yok, kazanç yok, umut yok, gelecek yok ve böyle bir durumun ortasında yakıp yıkan fatura terörü!

İnisiyatif alamayan, çözüm üretemeyen, en küçük bir hamleye bile komut bekleyen; olsa da olur olmasa da olur türünden kamu kurumlarının başında bulunan ehliyet, liyakat, cesaret ve iş bitirme fukarası daire başkanı, genel müdür ve müdür terörü…

Davulcu ve zurnacı terörü!

Dinci yapıların aldatma, kandırma ve istismar terörü!

Milletin algılarıyla oynayan, üç kuruşa tetikçilik yapan ve dolayısıyla hakikatin, gerçeğin önünü ve üzerini kapatan yerel basın terörü!

Kanaat önderi, hoca, yazarçizer diye pazara sürülen ama hepsinin tek gayesi; fakirlik bir nimettir, şükredin zira başımıza gelen bunca musibetin sebebi kendi halkımızdır diyerek suçlunun önüne sütre olan âlim müsveddeler terörü!

Toplanmış yüzbinlerce ve hatta milyonlarca tonluk inşaat demiri ve geri dönüşüm malzemelerinin nerede, nasıl ve hangi şartlarda kimlere satıldığı, şuana kadar elde edilen geri dönümün gerçek tonajı ve bunlardan sağlanan gelir miktarının ne kadar olduğunu paylaşmamış ve hatta ciddi tonajlarda demirlerin kimi elleri tarafından çalınarak satıldığı iddiaları koca şehri kasıp kavururken doyurucu tek bir açıklama bile yapamamış valilik terörü…

Bunca terörize kişi, kurum ve yapıların hâkim olup hüküm sürdüğü bir yeri bu başlık haricinde ne ile tanımlamış olsaydım da tabloyu ve meramımı doğru şekilde aksettirmiş olabilirdim!?  Varın sizler düşünün artık.

Koca şehir, ne kadar iyi eğitilmiş insan kaynağı var ise en az %80’ini ve ne kadar yetişmiş kalifiye insan varsa en az %70’ini ve ne kadar kapital sermaye var isen en az %90’ını kaybetmiş ise ve yetmez bir de yöneticiler eliyle bahsini yaptığım çıkmazın orta yerine terk edilmiş ise orada terörizm hakim değil ise nedir!?

Yaklaşık bir milyon nüfusun en az %60’ını ve üstelik itici ve çekici bağlamda lokomotif ve taşıyıcı kolon niteliğinde olanlarını yitirmiş ve mevcut yönetimin de kayıpları durdurmak ve gidenleri geri getirmek namına en küçük bir girişiminin bile bulunmadığı bir şehri hangi kavram ile tanımlamış olsaydık meramımız teskin olurdu..!?

Konteyner adı altında plastik bir yaşam terörizmi, plastik kutulara mahkum edilmiş kalitesiz, umutsuz, heyecansız ve kol kanadı kırık bir yaşamı, aynı zaman da fatura terörizmi ile bir kez daha katlediliyor oluşunu terörizm olarak değilde neyle tanımlamış olsaydık yüreğimiz soğumuş olurdu!?

Malatya, plastik yaşamın hüküm sürdüğü bir İLÇEDİR…