ÜÇ GÜNDE BAKKAL BİLE ALINAMAZKEN KOCA SURİYE’NİN ÜÇ ANA ŞEHRİ TESLİM ALINDI!

Suriye, Güneyi itibarıyla İsrail tarafından Golan tepeleri olarak zaten istila ve işgal edilmiş durumda. Kuzeyinden ise ABD ve İsrail’in desteklediği çok karmaşık bir yapı tarafından tamamen kıskaca alınmış, yeni ve yepyeni bir statü kazandırılıp BOP’ un son aşamalarına geçilmiştir.

Bir öncesinde İŞİD adı altında teşekkül ettirilmiş Siyonist yapılanmaya İslam’i örgüt muamelesi yapılmış ve tüm İslam ülkeleri (!) bu iğrenç oyuna teşne olmuşlardı. O süreç biraz ele ve yüze sürülünce sihirli bir değnek değmiş gibi Suriye’nin yarısından fazlasını işgal eden o devasa Terörist yapı bir anda buhar olup dağılıverdi.

BOP, Büyük Ortadoğu ve yani Büyük İsrail ve bunun da teolojik açılımı olan Vaat edilmiş topraklar projesi gayet seri ve planlandığı şekilde kusursuz olarak ilerliyor. Kısa bir geçmiş gezintisi yapalım. Arap baharı diye rutin başlayan ama başlamış bu durumu direk elini, gözünü ve tüm gövdesini içine sokan İsrail ve ABD konsorsiyumu, akan suyun debisinden tutunda rotasına varıncaya her şeyi kendi çıkarlarına uygun döndürdü ve yönettiler.

Elbette bunun bir önceki aşaması olan Kitle İmha Silahları yaygarası ve yalanı üzerinden birkaç gün içerisinde bütününe çöktükleri Irak ve yine Saddam’ın yargılandığı iddia edilen hukuk tiyatrosu, bakacağımız fotoğrafın ana omurgasını oluşturmakta.

Hatırlayacaksınız 2005 ve 2010 yılları arasında ABD’nin Dış İşleri Bakanlığında oturmuş ve o ‘’Ortadoğu da birçok harita değişecek ‘’ vurgusu ile bugün ki kıyametin çanlarını çalmaya başlamıştı Condoleezza Rice. Bu açıklamanın da bir ön safhasına göz atmak kaçınılmaz önem arz ediyor.

2001 yılında ABD Başkanlık koltuğunda oturan Bill Clinton tarafından altını oyulan Arap Coğrafyasının kronik yönetim statükosu laçkalaştırılmış, fiziki ortam yumuşatılmış ve artık sınırların ve liderlerin değişimine dair tuşa basılarak George W Bush’un seçilmesiyle(!) 2003 yılında Irak’ın işgali gerçekleşmiştir.

Öyle ya, yine bir İslam’i terör örgütü olan EL KAİDE tarafından ABD’nin kalbi olan Manhattan’da ABD’nin dalak ve ciğeri olan İKİZ KULALER matematiğin Trigonometri ve geometri uygulamasının en sahici versiyonunu gerçekleştirmişti.

İKİZ KULELER akıl almaz incelikte hesaplarla full yakıtlı yolcu uçakları tarafından hedef alınmış ve o koca yapı muhteşem şekilde hesabı yapılmış metrik dalışlar sayesinden hayati tüm organları tarafından vurulmuş ve kısa zaman da organ yetmezliğinden yıkılmıştı.

Taşlar bir bir yerine oturuyordu. İsrail, Kuzeyinde bulunan Suriye’yi ve Irak’ı kıvama getirmişken hemen dibinde, Güneyinde bulunan Suudi Arabistan’ın da kulağı çekilmesin mi? EL KAİDE lideri Usame Bin Laden Bir Suud’lu idi ve bu durum başlı başına bir Suudi Arabistan’ın ABD’nin başına bela ettiği yapı değil miydi !!??

Bir gece de operasyon yapıldı Suud’lu bütün petrol milyarderi olan şeyhlere. Bir ara ağzının ucuyla ABD’den alacaklı oldukları 600 milyar doları ağzına alıp gevelemeye başlayan yeni yetme prens, 3 gün içerisinde toplayıp ceza evine attırdığı petrol milyarderi şeyhlerden bir 900 milyar dolar daha toplamış ve kendisini var eden ABD’nin hesabına aynı gece EFT yapmıştı.

Zaten oğul Bush tarafından işgal edilip tüm demografik yapı allak bullak edilmiş, çeşitli ceza evlerinde dünyanın en hayâsız işlerine imza atılmış, tüm Irak halkının altınları bir kenara gümüşlerinden tarihi eserlerine varıncaya kadar Atlantik ötesine götürülmüştü.

Koca bir Coğrafya onursuzluğun, gurursuzluğun, hissizlik, kimliksizlik ve kişiliksizliğin pik yaptığı bir sürece imza atıyordu. İşte bugün ki BOP süreci ve Filistin katliamı da o hissizlik, kimliksizlik, onursuzluk ve şerefsizlik üzerinden hayat bulmuştur.

Suudi Arabistan İKİZ KULELER eliyle ve Mısır, Arap Baharı ve Mursi gerekçesiyle SİSİ modelli pis bir operasyon ile tamamen bypas edildi. Suriye de eksik kalan bir ayağın tamamlanması projesi şuan devreye sokuldu. Suriye ve Irak’ın tamamı Arz-ı Mevud sınırları içerisinde kalıyor olmaları dolayısıyla özel bir ameliyata gereksinim duyuldu.

Doğuda İran’ın içlerine, güneyde Ürdün ve Güney Batı’da Mısır’ın Batısına ve Suudi Arabistan’ın kuzeyine ve elbette Türkiye’nin de önemli bir bölümüne denk geliyor olması dolayısıyla kapsamlı bir proje, sistematik bir hareket ve stratejik ve taktik bir bütünlük gerekmektedir.

Türkiye’nin Güneyinde yapılacak değişiklerin, ihlallerin, katliamların, harita değişimlerinin büyüklüğü dolayısıyla Türkler tarafından olası bir itiraz ve isyanın önü alınması hasebiyle bir tampon güç olarak devreye sokulan PYD soslu Kürdistan kantonu, Kürt kardeşlerim için bir ergen tatmini ve ergen beslenme argümanı lolilop mahiyetindedir.

Osmanlıdan çıkardıkları yaklaşık 45 ülke ve geçen 1 asır sonrası daha da ufalanan, parçalanan ve bölünen İslam Coğrafyası NATO, OTAN, BM, ABD, BİRLEŞİK KRALLIK olarak her geçen gün daha bir bütünleşen, birleşen ve büyüyen bir yapılanmayı, bir üst aklı ve projesini görmemiş, görmüyor ve dolayısıyla parçalandıkça parçalanıyor.

Ne seçmeyi ne seçilmeyi, ne yönetmeyi ne yönetilmeyi ve ne de isyan ve itiraz etmeyi beceremeyen Türkiye, bahsini yaptığımız azaptan payını illaki alacaktır. Zira at bırakın Üsküdar’ı Balkanların bile ötesine gitmiştir…