YİNE KİMİN KUYRUĞUNA BASTIK!

YİNE KİMİN KUYRUĞUNA BASTIK !

Hakkı, hukuku, İnsan ve ilkeyi önceleyince ne İsa’ya ne de Musa’ya dost ve arkadaş olamama gibi makus bir kader ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Sonra Adalet, hakkaniyet, hukuk dediğinizde ilk önünüze çıkan ve engel olarak dikilenlerin İsa ve Musa rolüne bulanmış tüm sahtekarlar oluveriyor…

Hoş; Hak, hukuk, ilke ve insan skalasına sahip olmak ya da en azından bunları bir nebze sahiplenmek bile yola çıkılmazdan evvel önemli bir bedeli ödemeye akitleşmektir zaten. Bu anlam da bedel de ödemişiz ödemeye hazırızda. Yeter ki ve yeter ki İsa rolünde ki sahtekar ve Musa rolüne soyunmuş namussuz deşifre olsun.

Hemen hemen her manşetimiz ve ele aldığımız konularımız büyük bir ses getiriyor ve çok çeşitli uyarı, ikaz ve tehditlerle karşı karşıya kalıyoruz.

Son sayımız da ise ‘’ SOSYAL KONUT ‘’ olayını ele aldık ve hiçbir getirisi olmamasına, sahici bir zeminde bulunmamasına ve bütün bunlara rağmen büyük oranda götürüsü olduğuna dair dikkat çektiğimiz sayımızı TOKİ DEPREM KONUTLARINA dağıttık. Kendim de orada ikame ediyor olmam ve olaylara sonuna kadar vakıf olmam dolayısıyla konuyu hem yargıya taşımış ve hem de yazılarım ile gündemde tutmaya özen gösteriyorum.

Henüz dağıtım bitmiş ve ikamet ettiğim daireme gelmiş ve duş almak için banyoya girmiştim ki eşim banyo kapısını döverek ‘’ Turan bey kapıda polisler var ve sizi istiyorlar ‘’ dedi.

Sizi şeref ve namusum üzerine temin ederim ki zerre kadar sürpriz olmamış ve hatta geç kaldıklarına dair kendi içimde sesiz düşüncede iken bu sesleniş oldu.

Bornoz ( ifadeleerimden dolayız özür dilerim ) ile kapıya kapıyı açmış ve polis memuruna buyrun beyefendi dedim. Bir konu hakkın da konuşmamız gerek ve sizi dışarda bekliyoruz dediler. Bende, pekala üzerimiz giyip geliyorum diyerek kapıyı kapattım ve giyinmek üzere odaya geçtim.

Çok seri şekilde üzerimi giyiyor olmama rağmen kapı tekrar ve adeta bir teröristi yakalamış ya da bir terör yuvasına baskın yapmış inanç ve mutluluğu ile bir kez daha ve sert şekilde kapı vurulunca, kardeşim nedir bu haliniz, siz geldiğinizde banyoda duş alıyordum ve sizi de bornoz ile karşılamış olmamda ki sebep içeri gidip giyineceğimin ve bunun da birkaç dakika süreceği intibasını vermek içindi dedim.

Tatsız ve sert konuşmalar sonrası dışarı çıktım ve sorun nedir dediğim de ‘’ kim olduğumu, gazeteci olup olmadığımı, gazete satıp satamayacağımı, dağıtıp dağıtamayacağımı sorup bunun için gazeteci kartımı ibraz etmemi söylediler. Oysa yapılan sadece ve sadece konutlara gazete dağıtmak olduğu için ne herhangi bir yetki belgesi ve kart gerek olmamasına rağmen ibraz ettim.

Üstelik olaya Asayiş, suç araştırma ve Güvenlik şube müdürlüğü ortak müdahil olmuşlar !!

Bu üçlü kombinasyon site de gazete dağıtılmasının çokça büyük bir suç (!) olması dolayısıyla kollektif bir araştırmaya koyulmuş ve büyük bir başarı sonucunda sitenin, şehrin ve ülkenin haytını kurtarmışlardır..!!

Ben, dünkü! gazeteci olmam dolayısıyla tanınmayan, bilinmeyen ve hele hele de emniyetin Turan GÜZEL’i hiç bilmiyor (!) olması hasebiyledir ki kimlik kartımızı, basın kartımızı ilgili polis memuruna ibraz etmemize rağmen polis memuru güvenlik şube müdürlüğünü, suç araştırmayı ayrı ayrı bilgilendiriyor ama yine de tatmin olmuyorlar ki Valilik ve savcılıktan alınması gereken izin belgemizi, vergi karnemizi de görmek istediklerini söylüyorlar!!

Oysa bir kez daha ve altını çize çize diyorum ki yapılan işlem sadece ama sadece sitede gazete dağıtmak iken, bütün bu sorguları yapmaya ne hakları, ne yetkileri ne de böyle bir işin suç olmaması hasebiyle böylesi bir belge ibrazı istemeleri doğru şeyler değildir. Ama…!

Her ne yaparsak yapalım belli ki işin rengi ve derinliği sanıldığı gibi değildi. Basın kartımı ibraz etmem yetmemiş ve ilgili müdürleri kesmemiş olacak ki, İlla ki benden savcılık izin belgesini ve vergi levhamızı ibraz etmemi de isteyip durdular.

Polis memuruna, yahu bunlar cepte gezdirilir ve hop denilince ibraz edilir belgeler mi!? Bu evrakların tamamı ofisimiz de bulunduğunu ve oraya gelindiği zaman görülmesinin pekala mümkün olduğunu söylemiş olmama rağmen yine yetkili müdürleri tatmin edemedim.

Bir an aklıma bir evvel ki sayımız da ‘’ NAMUS VE ŞEREF YOKSUNU MÜFTERİLERE İTHAF OLUNUR ‘’ başlıklı haberimiz geldi. Zira o haberde namussuz ve şahtekarların izinsiz, yetkisiz ve belgesiz haber yaptığımız iftiralarına cevap vermiş ve bütün izin ve yetki belgelerimizi tam sayfa yayınlamıştım.

Eşim ve oğlumdan bu sayının bir nüshasını evden getirmelerini söyledim. Gerek bütün evrakların ibrazı orada ve gerekse yazdığım köşe yazılarım da orada olmasına rağmen bingooooo! Bunlar da kesmedi ilgili müdürlerimizi…!

İllaki ama illaki ıslak imzalı belgeleri görecekmiş hazret…

Ortam geriliyor ve amacın üzüm yeme ile zerre kadar alakası olmadığı ve peşinen ödemeyi kendim ve ilkelerime verdiğim söz gereği bedel ödeme vaktidir diyerek hakka iltica ediyorum.

Bindik arabalara ofise geldik. Bütün ofisi geziyorlar, ilgili belgelerin ıslak versiyonunu, temsilcisi olduğumuz ve yazarlığını yaptığımız diğer gazetelerin ilgili izin belgelerini görüyor ama yine bu üçlü kombinasyon bir türlü tatmin olmuyordu…

Aralarında ki telefon trafiği bir türlü hız kesmiyor ve polis memuru diğer birimlere ‘’ bakılmadık yer ve görülmedik bilgi ve belge kalmadığını ve en küçük olumsuz bir durumun olmadığını ama buna rağmen hala görmek isteyen var ise şuan ofite olduğumuzu ve ilgili birimler birer ekip göndererek bir kez de onların bakıp tahkikat yapmalarını söyledi.

Dedim ya azılı bir teröristin (!) peşinde olma ve çok ciddi ve önemli dokümanları ele geçirme ciddiyeti ile karşı karşıyaydım.

Yazımızın başında da söylediğim gibi HERKES VE HİÇ İSTİSNASIZ HERKES ŞUNU İLİKLERİNE KADAR BİLSİN. HİSSETSİN VE ÖĞRENSİN Kİ BÜTÜN HIRSIZLARI, NAMUSSUZLARI, YOLSUZLUK YAPANLARI VE DAHA BİR SÜRÜ SUÇA KARIŞMIŞ TİPLERİ YAZMAYA, DEŞİFRE ETMEYE SONUNA KADAR DEVAM EDECEĞİM. BEN, BÖYLESİ BİR GİRİŞİM İLE KORKACAK, SİNECEK VE GERİ ÇEKİLECEK SON KİŞİ BİLE DEĞİLİM.

EZ CÜMLE !

ESKİ BAŞBAKANLARDAN VE GELECEK PARTİSİ GENEL BAŞKANI PROF. DR. SAYIN AHMET DAVUTOĞLU’NUN ‘’ BÜTÜN BÜROKRASİNİN KARNESİ ELİMİZ DE VE GÖREVE GELİR GELMEZ İKİ HAFTA İÇİNDE HEPSİ İÇİN NE GEREKİYORSA YAPILCAKTIR ‘’ SÖZÜ, YÜREK SOĞUTMAZ MI ALLAH AŞKINA !?

AYRICA BEN VE BİZİM GİBİ HAK VE HUKUKU ÖNCELEYEN GAZETECİLER DE AYRICA YARDIMCI OLMAZ MIYIZ…!??