Bu emperyalistler dünya yüzünden yok olmadan, ne İslam dünyası ne de diğer mazlum toplumlar rahat yüzü görebilecek.
Yıllarca Afganistan, Pakistan, Irak, Libya, Suriye diye diye tüm mazlum ülkeleri kan gölüne çevirdiler. Gerçekte olan ise emperyalistler için tek geçerli olan kendi çıkarlarıdır. Örnekleri çoktur, çıkarları yoksa ortalığı kan götürse bile görmezlikten gelirler. Geçmişte Yugoslavya’da yaşanan onca acı umurlarında bile olmadı.
Tüm tarih boyu, Ortadoğu’nun petrol kaynakları hep ağızlarını sulandırmıştır. Kendi yarattıkları yapay terör örgütleri ile yalandan mücadele etmek bahanesi ile buldukları her fırsatta oraya çökerler. Gitme nedenlerinin de oraya demokrasi götürmek olduğunu söyleyerek tüm dünyayı ayağa kaldırırlar. Anında Birleşmiş Milletleri toplar orada da tüm yandaşlarına kendilerini alkışlatırlar.
Demokrasi getireceğiz deyip gittikleri o ülkeleri sömürürler, o ülkeyi iyice karıştırarak işleri bitince de kaçar gibi çıkarlar.
Soruyorum, Ortadoğu’daki bazı terör örgütlerini kim yarattı? ABD ve yandaşları değil mi? Deaş, Ortadoğu’ya yerleşip terör estirince, acilen BM’de karar aldırıp yandaşları ile birlikte sözde mücadele etmeye başladılar. Amaç uzun yıllardan beri düşündüklerini yapıp, Fırat’ın doğusuna yerleşmekti, onu da yaptılar. Onlara göre PKK bir terör örgütü PYD ise tertemizdir. PYD’nin varlığını da tüm emperyal yandaşlarına onaylattılar. Kandil’in görevi bittiği için oradaki tüm katiller sürüsünü boşaltıp PKK’nın tüm elemanlarını Fırat’ın doğusuna yerleştirdiler. Eğittiler, uçak dışında tüm savaş ekipmanları ile donattılar. Şu anda o bölgede 125-150 bin eğitimli, tam teçhizatlı bir terör örgütü yarattılar ve o bölgenin petrol kaynaklarını sömürüyorlar.
Ankara’da yaşanan terör olaylarını yapan katil teröristlerin Suriye’den geldikleri ve PYD militanı oldukları yetkililerce açıklandı.
ABD ne yaptı, bizimle alay edercesine terörü kınıyoruz dedi. Peki biz şimdi onlara, sizin yetiştirip Türkiye’yi kana bulamak için gönderdiğiniz PYD’lileri sormayacak mıyız?Yetmedi bizim insansız hava aracımızı vurdular. Nato içinde bir ülke müttefikim dediği diğer bir ülkenin uçağını vuruyor !!!!
Biz artık bu soysuzlara sessiz kalmamalıyız. Tüm amaçları Türkiye’yi karıştırıp parçalamak. Geçmişte, Türk, Kürt, Alevi, Sünni deyip karıştırmak istediler başaramadılar. Şimdi bunu deniyorlar.
Irak’ı karıştırıp Saddam’ın nükleer silahları var deyip koca ülkeyi yok ettikten sonra, nükleer silah olmadığı ortaya çıktı. Utandılar mı…..
Türkiye’yi de bir şekilde Suriye’ye sokan ABD değil mi? Bizi oyuna getirerek bataklığa soktular ve şu anda gerçek sayılarının tam olarak bilinmediği 10 milyonu aşkın sığınmacıyı da ülkemize soktular. ABD’nin temel düşüncesi de Türkiye’yi her açıdan köşeye sıkıştırıp zora sokmak ve Fırat’ın doğusunda yapay bir devlet kurmak.
Tüm bu oyunlar neden ABD ve AB’de olmuyor da hep Ortadoğudaki İslam ülkelerinde oluyor? Çünkü yüzyıllardır ortadoğu üzerine planlar yapıyorlar. Tüm Dünya’ya demokrasi nutukları atarken, krallık veye emirlikliklerle yönetilen ülkelere sesleri çıkmıyor. Hepsini teslim almakla kalmayıp, doğu blokuna karşı kalkan görevi yapıyoruz diye onları da sömürüyorlar. Ortadoğu’nun haline bakar mısınız? Hepsi aydınlığa karşı kapalı bir yönetim. Belli aileler zengin, halkları yoksul. Halk değil, ümmet topluluğu.
Bu yörede bir tek parlayan güneş Laik Demokratik Cumhuriyet’le yönetilen Türkiye. Türkiye’nin yönetim biçimi, sömürdükleri Ortadoğulu ülkelere kötü örnek oluyor. Bir şekilde gereğini yapıp, Laik Demokratik Cumhuriyet’i de Ortadoğu’nun o süfli, eğitimsiz, ümmet topluluklarına benzetme çabasındalar.
Biz, bu bölgede oyunlar oynanırken aklımızı başımıza alıp bu oyunlara gelmeyip, hepsini bozmalıyız. Bunun içinde, ekonomik olarak artık taşıyamayacağımız sığınmacıları bir şekilde kendi ülkelerine göndermeliyiz. Şam yönetimi ile barışmadan bunun mümkün olmayacağı ortada. Bu sorun çözülmeden, içinde bulunduğumuz ekonomik sıkıntılardan kurtulamayacağımız gibi ülke içinde huzuru sağlamada sıkıntılar yaşayacağız.
AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan seçim döneminde sığınmacıları göndereceğiz dediğinde çok sevinmiştik. Ancak, son dönemlerde Sayın Erdoğan çeşitli söylemlerinde sığınmacıların gönderilmeyeceğini ifade ediyor. Sayın Erdoğan, ülke insanının yaklaşık % 80’i bunların gitmelerinden yana ve bunlardan son derece rahatsız. Çoğu zamanda, toplum huzurunu bozan çeşitli olaylara neden oluyorlar.
Demokrasi ile yönetilen ülkelerde halka rağmen iktidarlar uygulama yapamazlar, yapmamalıdır. Her konuşmasında milletim dediğinde ağzından adeta bal damlayan Erdoğan bu konuda neden halka gidelim diyemiyor?
Yapılacak REFERANDUM ile
sonuç ortaya çıkar ve halkın verdiği karara karşı kimsenin söyleyecek sözü kalmaz.
SON SÖZ: “Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.”
ANONİM
News
PROF DR MESUT PARLAK
