35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
44,3202£% 0.7
2.968,33%1,32
4.853,00%0,96
Eski Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, AKP ile CHP arasında ki normalleşmeden tutunda Ekrem İmamoğlu ile soğuk ilişkilere ve Eylülde yapılacak tüzük kurultayına varıncaya kadar geniş bir yelpazeye dair detaylı açıklamalar yaptı.
T24’ten Murat Sabuncu’ya konuşan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler özetle şöyle:
Elbette partinin geniş bir tabandan oluştuğunu ve bundan sebep farklı düşüncelerin, tartışmaların ve önerilerin olması gayet doğal ve gereklidir. Bütün bunlar daha sağlıklı ve daha doğru bir yol bulmanın önünü açmaktadır. Bu anlamda bizim de yeni çalışmalarımız ve arayışlarımız devam etmektedir dedi.
Türkiye adeta bir sorunlar yumağı ile didişip durmakta. Bu sorunları aşmanın ve çözmenin yolu da tartışmaktan geçiyor. Akıl akıldan üstündür ve dolayısıyla kendi aramızda tartışır, farklı düşüncelerin önünü açar ve elde ettiğimiz tüm verileri işler ve son kararı da parti olarak veririz.
(CHP ve Özgür Özel ile AKP ve Erdoğan arasında ki normalleşmeye dair ) Devleti bu hâle getiren sarayla ancak mücadele edilir. Normalleşme söylemi bunlara cesaret verir. Neyi konuşacaksınız? Neyi tartışacaksınız bunlarla? Eğer yasama organı yasama organı olmaktan çıkmışsa, yargı yargı organı olmaktan çıkmışsa, yürütme yürütme olmaktan çıkmışsa ve devletin tümü bir kişinin iki dudağından çıkacak söze bağlanmışsa, neyin normalleşmesini konuşacaksınız?
Kurucu liderimize “ayyaş” diyen o. Kadınlarımıza “sürtük” diyen o. Muhaliflere “çapulcu” diyen o. Gençlerimizi “dindar-kindar” ayıran o. Partimize “çöp-çamur-çukur” diyen o. Genel Başkan’a “cibilliyetsiz” diyen o. Kim yumuşayacaksa, kim normalleşecekse buyursun. Ben asla bunları unutup kabul etmeyeceğim.
(Genel başkanlık arayışı var mı) Ben partide genel başkanlık yapan bir kişi olarak elbette ki siyasetle yakından ilgilenmek zorundayım. Siyaseti göz ardı etmek, Türkiye’nin sorunlarına bakmamak, sorunlar konusunda üretilen çözümleri irdelememe gibi bir lüksüm yok. Bunlarla ilgilenmek zorundayım. Benim böyle bir sorumluluğum var. Bu sorumluluğu elbette yerine getiriyorum. Rahmetli Demirel’in dediği gibi, “Siyasetin giriş kapısı vardır ama çıkış kapısı yoktur.”
TÜRKİYE UÇUYOR ŞİRKETLER BATAN BATANA!