39,7257$% 0.16
45,8826€% 0.2
53,5046£% 0.1
4.295,44%0,13
7.049,00%-0,35
Koca bir şehir tam 22 yıldır AKP yönetimi altında inim inim inliyor. Hoş, yine aynı şehrin, Malatya’nın bir deyimi var ‘’ İt’in kursağı yağ götürmez ‘’ diye. AKP, yönetime gelmezden evvel Malatya belediyesi Saadet Partisinde ve onun adayı Yüksek Mimar Ahmet Münir Erkal yönetimindeydi.
Aradan tam 25 yıl geçti ve üstelik bu kadar kudretli ve kesintisiz AKP yönetimine rağmen Malatya’da, gelişimin simgesi bakımından 5 tane ana hizmet nedir diye sorulacak ve sayılacak olsa, tamamının Saadet partisi ve Münir Erkal dönemine ait olduğu tartışma götürmez bir gerçek olarak dikilir herkesin gözleri önüne.
Realitenin bu ve böyle olmasına karşın Münir Erkal yerine hırsızları tercih eden Malatya, kendi deyiminin ve kendi tanımlamasının tam orta yerinde denk gelmekteydi!
O halde soru şu!
Aradan tam 25 yıllık kesintisiz ve ayrıca kaynak bakımından Münir Erkal dönemi ile kıyas edilmeyecek derecede zengin, geniş ve sınırsız AKP belediyesi ve başkanları neler yaptı sorusudur.
2009 Yerel seçimlerin de Malatya belediye başkanlığını AKP adayı Ahmet Çakır kazandı. 10 yıllık bir yönetim sonucunda kayda değer tek bir hizmet bile yapılmamış olan Malatya’nın tüm kazanımları, enerjisi, Merkezin gönderdiği harcırahlar dahil hepsi tarumar edildi. Ayrıca bu döneme dair hırsızlık ve yolsuzluk iddiaları, davaları ve isnatları ayyuka çıkmıştı. Ancak, iktidar AKP idi ve her şey sümen altı edildi.
Meşaleci olduğu bilinen ve bütün bu yüz kızartıcı isnat ve iddialara rağmen AKP tarafından Milletvekili adaylığına getirilen Ahmet Çakır’ın yerine Selahattin Gürkan aday gösterildi ve seçimi kazandı. İlk bakışta farklı gibi görünüyordu. O zamana kadar Malatya’nın altını üstünü yağmalayan dinci örgüt Meşale’nin belediyeyi işgal etmesi, bütün köşeleri tutup Malatya’nın tüm kaynaklarının üzerine oturmasından yana şikayetçi olduğunu ve seçilmesiyle birlikte şaibeli bu yapının tasfiye edileceğine dair yaptığı vurgular seçimi kazanmasında son derece etkili oldu.
Haksız da sayılmazdı zira hakikaten bu sahte dinciler Malatya’nın üzerine bir karabasan gibi çökmüş, her köşesini işgal etmiş, en küçük prim yapacak yer, mekan, alan olmasın ki burası bu sahtekarlar tarafından işgal edilmemiş olsun.
Adeta Malatya’yı bir örümcek ağı gibi örmüştü MEŞALE ÖRGÜTÜ!
İster belediye, ister kamu kurumları olsun bir tek amir, müdür, memur, işçi ve çaycı alınacak, atanacak ve terfi edilecek olmasın ki bu sahtekârlardan teşekkül etmiş örgüt karar alıcı olmasın! İhaleler bunlardan sorulur, personel bunlardan, imar ve inşaat bunlardan ve öyle ki milli emlak bünyesinde ki kamu arazilerine kadar tekellerine almış olan bu kökü dışarda olan örgüt dilediği gibi at koşturuyordu.
İşte böylesi kaotik bir ortamda Ülkücü, Milliyetçi ve Atatürkçü olduğu iddia edilen ve kendisi de bu iddiayı ispat eden cinsten açıklamalar yapan Selahattin Gürkan, bahsini yaptığım sahtekar dincilerle hesaba düşeceğini, Malatya’yı, dişleri arasına alıp öğüten bu köksüz örgütten kurtaracağını iddia eden Gürkan, ezici bir çoğunlukla seçimi kazandı.
Merkezde durarak ve adeta dört eğilimi temsil edebilir bir portre çizmiş olması dolayısıyla geniş ve sentez bir seçmen kitlesinin teveccühü cereyan etmiş ve kazanması ile birlikte ciddi beklentiler oluşmuştu. Bunun farkındaydı Gürkan…
Geldiğinin hemen ilk iki ayında basına yaptığı iki açıklama hem kendisinden beklenilenlerden ve hem de sansasyonel açıklamalardandı!
1: meşaleci olan ve selefi Ahmet Çakır dönemin de çok büyük yolsuzlukların yapıldığı!
2: Meşale örgütünün kimliği ve kapsama alanının ciddiyetine, büyüklüğü ve ürkütücülüğüne dair yaptığı açıklamalar!
Malatya Büyük Şehir belediyesinin Ahmet Çakır yönetiminde tam 2,5 katrilyon lira gibi akıllara zarar bir borçlanma ve aslında hırsızlık ve yolsuzluk ile karşı karşıya kaldığı ve bırakıldığını açıkladığında, adeta yer yerinden oynamıştı.
Bu iddialar dolayısıyla Malatya’da sahiden 10 şiddetinde bir deprem yaşanmıştı. Zira gerek Ahmet Çakır’ın meşaleci olması ve gerekse Meşale örgütünün Malatya’da ve Malatyalılar nezdinde ki sicilinin kirli ve karanlık olması toplumsal bir teveccüh görmüş ve memnuiyet yaratmıştı.
Bu korkunç isnat, iddia ve suçlamaya müteakip bir de Meşale örgütünün kollarının budanacağını, artık Malatya belediyesinde yetkinin kendisinde olduğunu söylemesiyle birlikte Daire başkanlarından müdürlere varıncaya kadar tüm kadronun istifasını istemiş olması deprem üstüne deprem yaratıyordu.
Malatyalı ‘’ Evet, şimdi doğru seçim yaptık ‘’ hissiyatı ile daha bir güven içerisinde yaslandılar Selahattin Gürkan’a…
Ancak, aradan haftalar ve aylar geçiyor açıklanan bu depremsel izahatların pratik hiçbir karşılığı olmuyordu. Meşale, kaldığı yerden devam ediyor ve hatta çok daha güçleniyordu. Sağ gösterip sol vurmuşlardı Malatya’yı!
Sahtekar dinciler en maharetli oldukları özelliklerini devreye sokarak şehri aldatmış, kandırmış ve dolandırmışlardı.
Ne Meşale örgütü ne de o örgütün üyesi olan bir evvel ki ve korkunç boyutlarca yolsuzlukların yapıldığı iddia edilen sürecin belediye başkanı Ahmet Çakır için en küçük bir girişimde bulunulmamıştı. Toplumun, ilk zaman ki beklentilerinin tozu ve gazı alınmış ve hedefe kalındığı yerden hız kesmeden Meşale ile yola revan olunmuştu…
5 yıl belediyeyi yöneten Gürkan dönemi de Çakır dönemine rahmet okutmuş ve koca şehir tarumar edilmişti. Akıllara zarar veren ve dudak uçuklatan servet sahibi Selahattin Gürkan aday gösterilmeyince tası tarağı toplayıp Ankara’ya yerleşti. Öyle ya o denli korkunç servetin gösterileceği yer miydi Malatya!?
Derken 31 Mart 20024 yerel seçimlerde AKP’nin adayı ve elbette MEŞALE ÖRGÜTÜNÜN YÖNETİCİSİ VE DİNCİ ve aynı zaman da benim tabirimle dolgu malzemesi, Sami Er oldu.
Ve Bingoooo!
Sami Er’de seçimleri kazanmasından(!) ve milleti aldatıp kandırmanın ve tabi ki AKP ve dincilerin uzmanı oldukları dinsel salvolar ile millete sahte ve uyuşturucu dinsel aminler ve amonlar ile klasik batıl ve sahte ayinler ve seremonilerini sergilediler.
Bir sonra ki açıklaması ‘’ Selahattin Gürkan dönemin de şu kadar hırsızlık, bu kadar yolsuzluk bu kadar yanlışlıklar yapıldı açıklaması gelmesin mi?!
Dedik ya bu dinciler antrenmanlı diye!
Herkese ezberletilmiş nerede hırsız, nerede bismillah deyip nerede makara, kukara ve bakara deyip, haftanın her Cuma günü bir ayet fırlatıp orta yere kaldıkları yerden hız kesmeden Allah, İslam, mal ve mülk hırsızlıklarına devam ediyorlar!
Malatya per-perişan. 150 bin insan, konteyner dedikleri son derece pis ve sağlıksız olan plastik kutularda yaşama tutunma mücadelesi verirken, Meşale ve meşaleci Sami Er, oğlunu da Malatya’ya getirtmiş ve kalan parsayı onun eliyle hanesine irad ettiriyor!
Malatya’nın her tarafı yıkıma tabi tutulurken müteahhitler ile kamu kurumlarının müdürleri arasında ki EFT paslaşmaları herhangi bir korkuya, utanca ve çekinceye tabi tutulmaksızın günlük rutin işlerin yerini almış. Rahatlıkla müdürlerin hesaplarına EFT yapılabildiği gibi genç ve güzel kızlar ve kadınlar eliyle ulaştırılan milyarların hesabı bile rutin işlerden!
Hayasızlık, Allahsızlık, şerefsizlik, yolsuzluk, dincilik, dinsizlik, namussuzluk ve hırsızlığın gırla gittiği bir şehrin yerel basınından manşetlerin ne olduğunu da ekleyip nokta koyayım yazıma!
BUGÜN ÖLENLER
BUGÜN DOĞANLAR
MALATYA DA KAÇAK TÜTÜN YAKALANDI
MALATYA DA EZAN VAKİTLERİ
BATTALGAZİ BELEDİYESİNDEN MEZARLIKLARDA BAYRAM TEMİZLİĞİ
MALATYA DA KÜÇÜK EL VE EV ALETLERİ YAKALANDI!
ANLADINIZ MI KORKMAMANIN, UTANMAMANIN VE BU DENLİ PERVASIZCA NASIL HIRSIZLIK VE YOLSUZLUK YAPILDIĞININ NEDENLERİNİ!
AKP YÖNETİMİNDE Kİ TÜRKİYE A’DAN Z’YE İSRAİL’İ FİNANSE EDİYOR!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.