DOLAR

32,3675$% -0.36

EURO

34,6862% -0.37

STERLİN

40,6283£% -0.24

GRAM ALTIN

2.399,74%-0,93

ÇEYREK ALTIN

3.956,00%-0,89

BİTCOİN

฿%

Malatya HAFİF YAĞMUR 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TURAN GÜZEL

TURAN GÜZEL

28 Nisan 2024 Pazar

HADİ, BİZLER İÇİN DUAYA….

HADİ, BİZLER İÇİN DUAYA….
5

BEĞENDİM

ABONE OL

Ağır, hem kendime, hem tanıyan ve hem de dostlarıma ağır cümleler kuracağım sabahın bu saatinde. Depreşen duran sancılarımın adını ne koysam diye depreşip dururken, SIZI düşüyor, sarıp sarmalıyor bir diğer taraftan yüreğime.

Ve o an, SIZI diyorum beni benden alan, yakan ve kavuran dertlerimin tamamını tanımlayacak olan esaslı ve tılsımlı kelimeye. Gövdemin, ruhumun, içsel tüm dürtü ve hayallerime varıncaya kadar tertemiz bedenim, elleri kirliler tarafından işgale maruz kalıyor ve ben SIZI ile yoldaş oluyorum.

Tasnif ediyorlar utanca düşen bin bir kelimeyle. Ve buradan hasad ettikleri haramlar ile ergen tatmini yaşayan haramzadeler, bir başka kirli eller ile manşet çektiriyorlar bedenime. Korkunç ve tehditkâr bakışlarını bedenim ve ruhum üzerinden gezdirirken, arka kapı kulisleri, talimat ve emirleri ile Tanrı’nın parçacığı bu zibidi takımı ile kan davamız başlıyor.

Kararım kesin ve bilsinler ki birçoğunun en mahremleri ile yollarımız kesişecek. Biliyorum, zira cümlemin mimarı ben dâhil birçoğunuzun ağzında ekşimsi bir tat bıraktı bu son cümlem. Kınamıyorum hiç birinizi zira kaçınız paydaş SIZILARIMA…

Deforme olmuş kabiliyetleri, cibilliyetleri, haysiyet, şeref ve sesleriyle ciyak ciyak bağrışıp, benden ötesi yok diyerek kibre bile takla attıran yürüyüş tarzları, arabadan inişlerinden binişlerine, protokol sandalyesine oturuştan bacak bacak üzerine atışlarında ki haysiyetsizliği betimlemeye dair çaresizliğimi itiraf ediyorum. Aslında midem almıyor…

Cansız bedenler, ruhsuz tavırlar, umut barındırmayan ölüler, kubbelenmiş göbekler, kalın ve iğreti enseler ve sürgün yeri varoşların kültürsüz, ahlaksız, edepsiz, eğitimsiz ve hayâsız tiplerinden türetilmiş rüküş bürokrasi ile olan davam ve ben, gayet şık düşüyoruz bütün rüküş tiplerin önüne…

Yolunu şaşırmış ve ırzına geçilmiş ne kadar doğru var bir bir topluyorum seyrü seferimde. Sarıp sarmalıyoruz birbirimizi ve yaralardan mütevellit SIZILARIMIZI. Konuşmadan ve tek kelime dahi etmeden dokunduğumuz SIZILARIMIZ, dinginleşiyor ve beliren umut ile diriliyoruz o an…

Dolaysız, düz ve direk kurduğumuz sessiz ve sadık cümleler apaydın kılıveriyor kapkaranlık ortamı. İçine çökmüş ne varsa seferde yanıma aldığım, suyu verilince vakarlı ve onurlu her bir başak gibi kaldırıyorlar alınlarını yerden. Tertemiz bedenlerimize uzanmış kirli ellerin en mahremleri ile kesişecek sokak başları, bizi bekliyor zira…

Verimsiz, çorak ve kurak diyerek terk ettikleri her adımı suluyoruz kanımızla. Hayat bahşediyoruz verimsiz her metrekareye. Kan tadını alan bizimle birlik oluyor geçtiğimiz her adım ve kavgamıza iştirak edip raks ediyor her bir susuz…

Filizler bırakıyoruz ardımız sıra. Biliyor ve kanıksamışız ki çıktığımız uzun ve meşakkatli yolumuz samimiyet, direnç ve kararlılığımız ile kısalacak, anlam ve kalitemize bağlı olarak daha bir sürgün verecek sokak başları…

Yıllar evvelinden yerlerinden edilmiş ve yerlerinden sökülmüş olanları yerleri ve yurtları ile kavuşturacak, ırzına geçilmiş ve varsa gözyaşlarımız ile gusle tabi tutacak ve kirli ellerin tasallutundan kurtaracak ve en mahremleri ile kesişeceğiz bir sonra ki sokak başında…

İkinci ve hatta beşinci el karakterleri, feyk Müslümanlıkları hiçbir direnç gösteremeyecek ve teslim olacaklar sokağın sonunda. Çünkü ederi olan tek bir eylemleri, söylemleri, duruş ve tavır yoksunu bu omurgasızlar, talep etmeden teslim ediyor olacaklar en mahremlerini…

Ahlak, hakikat, hukuk, erdem ve en nihayetinde insanı insan kılan tüm meziyetlere dair zar atan bu karakter fukaralarına nerede, ne zaman ve neler üzerine rulet oynanır dersini verdiğimizde, sahaya sürecek bir tek değeri olmayan birer posa olduklarını gördükleri an, tükürük bile lüks kaçacak suratlarına.

Yama ile örtülmüş tüm defolu taraflarının kapatıldığını ve yok edildiğini zanneden bu ayak takımı, lüks araç ve yamalı lüks kıyafetler içerisinde ki demo karakterlerini göremeyecek kadar sarhoş, kendisinden geçmiş ve bir daha bulması mümkün olmayan erdemler ile açılan arayı kapatması mümkün mü ?!

Her şeyleri ile yapmacık, dar hafsala, erdem ve ahlaktan yana steril, hayat emaresini tamamen kaybetmiş ölü kimlikleri ve dolayısıyla zamanın uzman hırsızları ile köşe başı randevumuz tüm heybetimiz ile kesişeceği zamanı bekliyor.

Hedefi pas geçmek gibi bir hakkımızın olmadığı bilinciyle birlikte, bizlere umut bağlayanlara; vakarlı, onurlu ve kendisinden emin bir tebessüm gönderiyoruz.

HADİ, BİZLER İÇİN DUAYA….

Devamını Oku

AKP GİDİYOR VE TANRILAR…

AKP GİDİYOR VE TANRILAR…
10

BEĞENDİM

ABONE OL

Birkaç köşe yazım ve canlı yayınlarımda küresel tanrıların yeni bir Ortadoğu ve yeni bir Türkiye yapılanması kararı aldıklarını ve bu karar doğrultusunda yerel aktörlerden tutun yapılanmalarından partilerine varıncaya kadar ciddi bir traş yapacaklarına özellikle dikkat çekmiştim.

31 Mart yerel seçimlerinde %30’un altına düşen Akp’nin 1 yıl içerisinde yıkılacağını, Erdoğan’ın, çeşitli kopuş ve istifalar sonrası yalnızlaştırılarak tamamen zayıflamasının hemen sonrası ciddi siyasi boşluk oluştuğu inancı ve seçim sonuçlarının meşruiyet sorunu yarattığı tezinden hareketle erken seçime gidileceği iddiasından bulunmuştum.

İddiam, Devlet Bahçeli’nin yayınladığı video ile ete kemiğe bürünmeye başladı. Bu video da ilginç ve ürkütücü birkaç noktaya özellikle dikkat çekmek istiyorum.

Birincisi ve en çarpıcı tarafı videonun Devlet Bahçeli’nin şahsi hesabından değil de MHP’nin kurumsal hesabından yayınlanmış olmasıdır. Yani konu ve maraz şahsi değil direk kurumsaldı ve hesabı mutlaka Lam’ı Cim’i olmaksızın mutlaka sorulmalıydı…

Sorun, hem kurumsal ve hem de son derece büyüktü zira mesajın verildiği şarkının içerik tahlilini yapacak olursak şayet mesaj bir ihanetten, bir düşmanlıktan, bir madik atmadan, yapılan bütün dostane yaklaşımlara durmaksızın aksi muameleler yapıldığından ve bütün bu dostluk ve iyi niyetlerin suistimal edildiğinden özellikle dem vurmaktadır.

 Ve artık dostluk, ortaklık ve ittifaktan yana ayrılık vaktinin çan sesleri çalmakta…

Böyle bir ayrılığın pratik olarak Akp için ne anlama geldiğini de kısa ama keskin bir tahlile tabi tutacak olursam eğer; MHP’nin desteğini kaybetmiş bir Akp’nin sağ bacak ve sol elini kaybettiği saptamasını yapmışlığıma tek akıl sahibinin itiraz edebileceğini hesaba bile katmıyorum.

Bir alternatif olma noktasında tüm popülaritesini, inandırıcılık ve güvene dair her şeyini yitirmiş, içerisinde bulunduğu atmosfer bakımından koca bir kaosun içerisinde ki İyi parti ile bir dirsek kurulma ihtimali ise hepten akıl dışı bir olasılıktır.

MHP ve dolayısıyla Devlet Bahçeli’nin ortaklıktan çıkıp ve dolayısıyla bütün desteğini çektiği Akp’nin tamamen savunmasız ve çırılçıplak kalacağının ve böylesi savunma zayıflığı ve histerisi altında ki siyasi yapının taşıyıcı tuğla sayısının bir anda ciddi azalma göstereceğini önümüzde ki günler de daha net göreceğiz.

Ardı ardına gelecek önemli isimlerin istifası kimseleri zinhar şaşırtmasın. Zira küresel oyun kurucular ve dolayısıyla ‘’ BÖYLE BUYURDU ZERDÜŞT ‘’

Alternatif olarak yaklaşık 5 yıldır cilalanan, boyalanan, şirin, milliyetçi, muhafazakâr, Atatürkçü, laik, seküler ama aynı zaman da Yasin süresini bile ezbere bilen, babası hacı annesi ve kız kardeşi tesettürlü yepyeni bir figür hayli zamandır arz-ı endam eyleyip durur siyasi sahnede.

Sosyal medya hesaplarım üzerinden küçük bir paylaşım yaparak demiştim ki ‘’ Bir yıl içerisinde Türk milletine iki şey söyleyecek oyun kurucular ‘’

1: Ey Türkiye erken seçim var!

2: %52 ile Ekrem İmamoğlu kazandı!!!

Köşe taşları döşeniyor şuan bütün partilerin elbirliğiyle. Tıpkı 28 Şubat döneminin kimisinin iyi polisi ve kimisinin kötü polisi oynadığı ama aynı havuza su taşıdığı iğrenç kurgu ve senaryonun oynanış ve nihayete erdirildiği kurgunun birebir aynısı ama çok daha amatör şekli sahneleniyor burnumun dibinde.

Koca altılı masa ama özellikle de Meral Akşener başı çekerek muhteşem bir Ekrem İmamoğlu piar ve projesinin kompedanı oluverdiği günler hafızalara uzak sayılmaz değil mi!?

Evet, içinize ne kadar siner, ne kadar kabullenir ve ne kadar içselleştirir; kursak ve proje ilişkisinin ne tür bir komplikasyon göstereceği kişiden kişiye değişiklik gösterecek olsa da plan bu, proje bu zira Türkiye Türklere bırakılır bir ülke değildir..!!

Meraklısına üç beş teselli ikramiyesi!

Dikkat edilirse CHP’nin emanetçi genel başkanı Özgür Özel saray ile gayet cicili biçili bir ilişki kurup buna da siyasi etik ve siyasi nezaket kılıfı giydirmiş olmasını ve Türkiye Cumhuriyeti’nin müstakbel Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun geçişine zemin hazırlarken yumuşak bir tonda olmasına dair üzerine düşen rolü de yine aynı amatör ruh ve amatör kabiliyet ile oynamakta.

Erdoğan, ailesi ve kurmay ekibinden belli bir bölüm ile kurulmuş bu cicili biçili ilişki, sonrasına dair verilmiş hukuki güvencenin somut izlerini taşıdığını görememiş olanlara kör demekten bile hayâ ederim.

Ama bir bonus cümlesi kurmadan gidersem eğer, geniş bir kitlenin pusuya yatmış ve öfke nöbetlerine bir cila teskini kurmadığımda anama avradıma varıncaya kadar küfür edeceklerini de gayet net biliyor oluşum dolayısıyla tanrılar sunaklara esaslı sayıda kurban verecek müjdesi ile iktifa ediyorum!

Devamını Oku

BAY ŞEFAF SAMİ VE HAVARİLERİ

BAY ŞEFAF SAMİ VE HAVARİLERİ
7

BEĞENDİM

ABONE OL

Malum, Malatya cadı kazanı ve ihtirasların, intikam dürtülerinin, hased, kin, nefret ve elbette üzerlerine vacip kılınmış görev sadakati(!) ve nihayetinde göz ve gönül körlüğünün siyasetin her alanı ve dakikasına hâkim olmasının en mide bulandırıcı formatına Malatya da şahit oluyoruz.

Ahlak bekçisi kesilmiş Sami Er ve etrafında ki 12 sayısının hayli ötesine düşen ‘’ Havariler ‘’

Bir evvel ki yazımda da söylediğim üzere ve bir kez daha tekrar ederek ve üstelik Sami Er ve esaslı bir rakama tekabül eden bütün havarilerin gözlerine gözlerine sokarak; Şimdi mi fark ettiniz belediyenin bu kadar kötü yönetildiğini diye soruyorum!!?

Şimdi mi fark ettiniz bu denli büyük zararlar edildiğini !?

Şimdi mi fark ettiniz belediyenin iştiraklerinin trilyonları adeta lira cinsinden har vurup harman savurduğunu!?

Onca trilyon nerelere harcanır, nerelere gönderilir ve kimlere ödenirken sahiden sahiden haberiniz olmadı mı by şeffaf ?!!

Bütün bu canhıraş itham, suçlama ve sırtlanların önüne atışlarınız temiz, ahlaklı ve hukuki yönetim anlayışına dair saygınlığınız dolayısıyla ve aynı zaman da Malatya ve Malatyalıya olan düşkünlüğünüz sebebiyle midir bay şeffaf!?

Bütün bu kan revan davranış şekli ve sırtlanların önüne atarken ki kin ve nefretinizin altında, sizinde  mensubu olduğunuz ve yıllarca üst düzey görevlerde bulunduğunuz ‘’ MEŞALE ÖRGÜTÜ ‘’ ile olan soğuk ve uzak duruşuntan kaynaklı olabilir mi!!??

Ya da ( yarın ki köşe yazımın konusu ) Cumhurbaşkanlığı FETÖ araştırma komisyonunun Öznur Çalık raporunun sunuçlarında ki korkunç ve aynı zaman da devasa saptamalar, bilgi, belge, vurgu ve suçlamaların önünü tıkama ve üzerini örtme ameliyesinin utanç verici bir varyasyonu olabilir mi bay dürüst ve bay şeffaf?!!

Sahi bütün bunlara verecek bir tek cevabınız var mı ?

Beni karşınıza alarak bu ve daha bir sürü sorularıma cevap verecek samimiyet, kararlılık, ciddiyet ve dürüstlük örneği gösterir de bir araya gelir misiniz benimle !!?

Üstelik vereceğiniz tüm cevapları ve göstereceğiniz tüm bilgi ve belgeleri aynen ve olduğu gibi korkmadan, gözümü budaktan sakınmadan her türlü soruları sorabilir ve verilen yanıtları da aynı hassasiyet ile köşemde ve sitemizde yayınlayabilir bir karakter, omurga ve haysiyet sahibi olduğumu, yanınızda ki havarileriniz çok iyi bilir bay şefaf…

Hadi diyelim ki bütün bu canhıraş deşifre edişlerinizin tek motivasyon kaynağının ahlakınız, dürüstlüğünüz, Malatya ve Malatyalıya olan düşkünlüğünüz olduğunu var sayıp, hatta tamamen kabul edecek olursam şayet; bu kez de devreye Mehmet Çınar ve Osman Güder’in kasaları dolu! sıfır borç! ve en küçük kuşkuya mahal bile bırakmayacak titizlik ve temizlikte(!) bir belediye teslim ettiklerini mi söyleyeceksiniz o çok düşkünü olduğunuz Malatyalılara bay dürüst ve bay şeffaf…!!??

Oralarda ki kayıp trilyonlara ve aynı belediyelerin kendi bünyesinde ki hangi iştirakin kaç trilyona kuruş ve lira muamelesi yaptıklarını, alırken belediyenin durumu nasıldı ve devrettikleri şuan itibarıyla arada ki makas açıklığının hukuki ve ahlaki aymazlığını da servis edecek misiniz sevdiğiniz, dostluk kurup vıcık vıcık ilişkiye girdiğiniz basın kuruluşları ve gazeteci(!) kişilere…!!?

Üstelik Selahattin Gürkan, Mehmet Çınar ve Osman Güder bir kenara sizin bile iş başı yapmazdan evvel nasıl bir servete, mal, mülk ve nakte sahip olduğunuzu herhangi bir basın kuruluşuna deklere ettiğinize şahit olmamışlığımı ‘’ mal ve mülkün sahibinin Allah ve sizin de emanetçisi olduğunuz tezine mi bağlamalıyım bay şefaf!!??

Seçim öncesi onca gazetelere, internet sitelerine, Tv programlarına konuk oldunuz ve bir tekinde bile bu denli devasa kayıp trilyonlara dair tek kelime etmemişliğinizi dürüst, hak ve hukuka saygın bir siyasetçi olup mevcut durumdan hepten habersiz oluşunuza mı tevdi eyleyeyim bay şefaf…!?

Hele hele de bütün bu borçları açıkladığınız video yayınınızı izlerken yüzünüz de beliren tebessüm ve alaycı ifadelerinizi anlamak, yorumlamak ve tasnif bakımından tamamen şaşkınlık içerisinde oluşumu da kendi kifayetsizliğime! mi fatura edeyim bay şeffaf!!?

Bu arada bay şeffaf sizden bir ricam daha var!

Gerek belediyenin ve gerekse iştiraklerinin hangi şirketlere ne kadar ve ne amaçla ödediklerini, şirketlerin isimleri ve kimlere ait şirketler olduklarını da açıklar mısınız !!?? Hem Malatyalı paralarının kimlere, ne amaçla ve hangi devasa boyutlarda verildiğini bilmesi gerekiyor değil mi baş şeffaf ve bay dürüst..!!??

Ödeme yapılan şirketlerin içerisinde MEŞALE ÖRGÜTÜNE ÜYE olan var mı ve hatta olanlar totalin % kaçına tekabül ediyor bay şeffaf

Sağı solu ve altı üstü bu denli dolu iddia, isnat ve suçlamalarınız dolayısıyla suç duyurusunda bulundunuz mu?! Böyle bir niyetiniz var mı ?! Yoksa ucuz bir show yaptınız ve durum sadece bundan mı ibaret bay dürüst ve bay şeffaf??!!

Elbette ki ilerleyen süreçte yazılarım ve sorularım ardı ardına gelecek ve her bir sorum esaslı bir tonaja denk gelirken her tarafı dinleyecek, araştıracak ve olayın ucu nereye ve kimlere denk gelirse gelsin sütunlarıma taşıyacak ve Devletimi, milletimi ve kurumlarını babasının çiftliği gibi kullananlar kim olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devletinin mahkemelerinin önüne çıkaracak ve alacakları cezaları sonuna kadar takip edeceğim.

Son olarak bay şeffaf ve havarileri!!

Memleket, sizler ve dava arkadaşlarınız(!) tarafından yağmacı hasanın böreğine dönüştürülmüş ve koca bir ülke batan geminin malları mesabesine indirgenmiş ve katrilyonlar iç edilmişken ve durumun bu kadar vahim olmasına rağmen herhangi bir hukuki girişimde bulunmamış, ama feyk hesaplar ve feyk karakterler eliyle beni bir suçlu gibi gösterme ve dolayısıyla itibar suikastına tabi tutuyor olmanızın kaç okka ahlak ve kaç okka şahsiyete denk düştüğünün yetkisini Malatya halkına veriyorum.

Şayet bana karşı bir iddia ve isnadınız var ve bütün bunları da sahici, gerçekçi ve ahlaki bilgi ve belgelere dayandırıyorsanız eğer, ya bizzat benimle röportaj yaparak bana verin ya da ahlaklı ve ilkeli bir gazeteciye röportaj vererek açıkça görünür şekilde olun ki sonrasına herkes daha şeffaf konuşsun ve her iki tarafta eteklerinde ki bilgi ve belgeleri hukuk ve halk karşısında seriversin orta yere.

Son cümle olarak!

Biraz kendi kendinizle ve dava(!) arkadaşlarınızla aranız da tutarlılık, bilgi ve senkronize bir çalışma gösterin. Zira biriniz beni çeşitli suçların faili olarak lanse ediyor diğer bir gurubunuz ise benimle görüşmek için kırk kişiyi ricacı olarak bana gönderiyor ve en etkin, en yetkin ve en kudretli olanlarınız beni makam odalarında ağırlıyor ve gayet özel teklifler sunuyorlar.

Bişey söyleyeyim mi sizlere!!??

BİR TEKİNİZİN BİLE FARKI YOK DİĞERİNİZDEN…!

Devamını Oku

AKP İL YÖNETİMİ SELAHATTİN GÜRKAN’I YEMEYE Mİ KARAR VERDİ!

AKP İL YÖNETİMİ SELAHATTİN GÜRKAN’I YEMEYE Mİ KARAR VERDİ!
5

BEĞENDİM

ABONE OL

WWW.MALATYAHABER.COM.TR

AKP İL YÖNETİMİ SELAHATTİN GÜRKAN’I YEMEYE Mİ KARAR VERDİ

Akp’nin çiçeği burnunda Malatya büyük şehir belediye başkanı Sami Er, Selahattin Gürkan ismi ve icraatlarına dair zum yapmış, selefine dair sağlı sollu apartkarlar indirmeye ant içmiş şekilde açıklamalar yapıyor ve yaptırıyor.

Öyle, kol kırılır yen içerisinde kalır deyiminin ihtiva ettiği her şeyi berhava eden, nezaket ve siyasi tarafgirliği yerle yeksan eden açıklamalar yapmakla birlikte, kendisine ve akp’ye yakın gazetecilere bu minvalle muhteşem(!) asistler yapmaya devam ediyor.

Hatta öyle ki Selahattin Gürkan’ın akp’li başkan olması bir kenara CHP’li ve dahi DEM partili bir başkan olsaydı bile bundan öte vurması imkansız olan bir saldırganlık, hız ve haz karışımı bir deşifre etme ameliyesinin çok ötesinde bir amaç kokan hissiyatlara salıyor beni…

Açıklamaları gören ama tarafları tanımayan bir kişi, bu ikili arasında kan davası var hükmünü anında vereceğinden kimselerin kuşku duymayacağı oranda volümü yüksek bir ton ve fişin hemen çekilmesi niyetli bir hız ile ne var ne yok pazara sürülmüş durumda.

Mevcut tablo yeni belediye başkanının, kendi partisinin bir evvel ki belediye başkanının yaptığı borç miktarını deşifre ederken ki aldığı hazzı, ancak ve ancak DEM partili bir adaya vururken alacağı hazza denk tutuğum olayın nirengi noktası; kendi medyasına servis ettikleri rakamları eski para birimi  ( TRİLYON ) üzerinden sevis ettirmesi ve yine aynen böyle yazdırılmış olmasındandır.

Olayı daha bir egzajere ve ajitatif boyuta taşımak ve yine nerelere verilmek isteniyor ise mesajı daha bir tumturaklı hale getirip  ‘’ elinin ve kolunun budanması artık helaldir ‘’ menşei tadı ve tavında sevis etmek olarak anlayıp, böyle bir tefsire gidişime kaç aklı selim insan muhalif bir şerh koyabilir ki..!?

Kalemi kırılmış mı Selahattin Gürkan’ın…

Değişmiş kaç akp’li belediye ve başkanı kendi halefine dair böyle bir tavır, tutum, hız ve haz takınmış ki bizde Sami Er’in Selahattin Gürkan için takındığı böylesi garip, tutarsız ve hatta çelişik tavrından rutin, vasat ve anlaşılabilir bir kanaat çıkaralım !?

Akp’den CHP’ye geçen belediyeler de bile bu tarz, hız ve haz da bir deşifre olayı olmamış iken ve eski başkan bu denli ucu açık ithamlara maruz bırakılmamış iken, yeni akp’li başkanın kendi partisinin eski belediye başkanına böylesi sert, ucu açık ve arkası her anlamda doldurulabilir manada yaklaşım göstermiş olması üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken ilginç bir olaydır.

 Yukarıdan bir talimat mı geldi!?

Bir iki satır yukarıda da dikkat çektiğim üzere değişim ve dönüşüm gösteren tek belediye Malatya belediyesi değil. Diğerlerinin hiç birisinde kendi partilerinin başkanlarına böyle bir sertlikte kıymak bir kenara vasat doz ve şiddette bile bir açıklama, dışlama ve paslama işlemi olmamış iken, Malatya da böyle bir kıyam ve kıyımın izahını başka nasıl yapabiliriz doğrusu benim bilgim kifayetsiz kalıyor…

Bir siyasi ve hukuki operasyonun ayak izleri mi!?

Elbette şuan itibarıyla kesin bir hüküm vermem en azından sorumlu bir gazeteci, etik ve ahlaki sınırlara hassasiyet gösteren bir yazar olmam hasebiyle hem mümkün değil ve hem de kendime olan saygıma halel getirmek olacaktır.

Bu minvalle hem bilgilerimiz ve hem de kanaatlerimizin gri alandan çıkıp daha belirgin ve daha net bir görüntüye ulaşacağı bir haftalık bir süreye ihtiyacım var. Bu süreç içerisinde meydana gelecek gelişmeler yaptığımız saptamaların sağlık düzeyini de belirleyecektir.

Hülasa!

Şunca yıllık bir gazeteci, yazar, siyaseti ve sosyolojiyi bilen ve takip eden bir kişi olarak diyorum ki olay son derece çarpıcı, girift, flu ve birçok anlam ve tehlikeyi içerisinde barındıran ve hatta merhameti, kadirşinaslığı, uzunca yıllara dayanan hukukiliği, dostluk ve arkadaşlığı bir çırpıda ve kökünden kazıyacak bir olay gibi duruyor.

İzleyecek ve göreceğiz…

NOT: BUGÜN BU TABLOYU ANORMAL GÖRÜP MİLLETİN ÖNÜNE KOYANLAR AMERİKAYI YENİDEN Mİ KEŞFETMİŞLER!?

BU RAKAMLARA YENİ Mİ ULAŞMIŞLAR!? BELEDİYENİN BÖYLESİ DEVASA BORÇLANDIĞINI ŞİMDİ Mİ FARK ETTİLER!?

BÜTÜN BUNLARI ŞURAYA BURAYA SERVİS EDENLER BELEDİYENİN DEVASA BORÇLANMALAR ALTINA GİRDİĞİNİN HER ZAMAN FARKINDA OLMALARINA VE DİLEDİKLERİ AN BELEDİYENİN HER KURUŞ BİLGİLERİNE HÜKMEDECEK ŞEKİLDE ULAŞABİLECEK GÜCE SAHİP OLMALARINA RAĞMEN TAMAMEN MASUM VE HABERSİZMİŞ GİBİ DAVRANIŞ ŞEKİLLERİNE AKIL, AHLAK VE TECRÜBE KIS KIS GÜLMÜYOR MUDUR!?

VE AYRICA İMKAN OLA BİR DE SELAHATTİN GÜRKAN’I DİNLEYELİM DE, O BORÇLANMALAR HANGİ İSİMLER ALTINDA NERELERE HARCANDI, HARCANIRKEN BİLGİ, TALİMAT VE ONAYI VERENLER KİMLERDİ..!!??

Devamını Oku

AKP İLE BİRLİKTE KAYBEDENLER KULÜBÜ

AKP İLE BİRLİKTE KAYBEDENLER KULÜBÜ
5

BEĞENDİM

ABONE OL

Evet, seçimler siyasi partiler arasında geçmiştir ancak kaybeden ve kazananları sadece partiler olarak tanımlamak son derece sakıncalı ve hatta bilinçli bir hedef saptırma girişimidir. Zira partileri var eden bir çok farklı sebepler, oluşum ve değişkenler vardır ve bir partiyi toplumsal zemine ve geniş bir tabana angaje edenler de yine bu farklı motivasyonlardır.

Bu seçimin en baş kaybedeni ve hatta kaybında ötesinden büyük bir hezimet, psikolojik bir yıkıntı, siyasi bir enkaz ve en nihayetinde kuyruğu dik tutmak adına yapılmış her duruş, tavır ve söylemlerin üzerini örtmesinin asla ve kat’a mümkünatı olmayan büyük bir Akp yıkımdır.

Artık, akp için sonun başlangıcıdır ve böylesi büyük yıkım beraberinde çok hızlı bir çöküntüyü ve kısa bir zaman içerisinde tuz ve buz misali dağılmış akp ve hemen akabinde erken bir genel seçime Kapı açmanın ötesinde zorunlu da kılmıştır.

Akp’nin kaybetmesi ne demek!?

Akp’nin kaybetmesi demek Akp’nin din anlayışı, dillendiriş formatından tutun da sahaya yansıyan pratik uzantısına varıncaya kadar tamamı yenilmiştir, dışlanmıştır, ötelenmiş, değersiz ve anlamsızlaştırılmıştır.

Bir başka deyişle bu sonuçtan akp’nin çıkarması gereken şey; artık Yallah, Bismillah ve Elhamdülillah söylemlerinin pratik bağlamda, yüreklere dokunması ve sahici bir karşılık bulma manasında hiçbir inandırıcılığı bulunmayan söylemler kategorisine inmiştir.

Akp’nin kendisini ‘’ Müslüman demokrat ‘’ olarak tanımlamasının hiçbir inandırıcılığının kalmadığını; hukuk, adalet, hakkaniyet, ahlak ve tevazü bağlamında herhangi bir saygınlık içermediği, tamamının basit ve ucuz hesaplara birer payanda edildiği ve kendisini tanımladıkları tezler ile tamamen tenakuz arz ettiğinin tescillendiği bir sonuçtur.

Akp, bütünüyle ve bir daha geri dönüşü olmayan bir kayıp içindedir ve siyasi tarihin en sabıkalı partisi olarak anılacağından kimselerin kuşkusu olmayacak bir sonun sahibidir.

Akp ile birlikte kaybedenler!

Dincilik kaybetmiştir!

Akp, pratik siyaset anlayışı ile İslam ve Kuran ile hatırı sayılır ayrılıklar, çelişkiler ve hatta savaşan tavır, tutum, söylem ve uygulamalarını ‘’ aslında öyle değilde böyledir ‘’ diyen ve tam bir deli zırvası şeklinde tevil eden dincilerin, dinci yapıların, dinci vakıfların, dinci derneklerin, tarikat ve cemaat adı altında teşekkül etmiş tüm kurumlarıyla birlikte kaybetmiştir.

Akp akademisi(!) kaybetmiştir!

Dr, Doç ve Prof payelerini nasıl aldıkları ve ne kadar hak ettikleri sorusu tüm vicdanları, akıl, ahlak ve adaleti tırmaladığı bir başka yazının konusu olmakla birlikte olanları akla zarar şekillere, şeytana hayâ ettirecek yorum ve yaklaşım göstererek halka algı operasyonları yaparak mesleğin ve akademyanın haysiyetine sonuna kadar halel getirmiş olmaları dolayısıyla Akp akademisi tamamen kaybedenler arasındadırlar.

İlahiyatçılar, tarikat, cemaat, dini vakıf ve dernekler kaybetti!

Türkiye de din adamlarına Âlim, Kanaat Önderi, Molla, Mütefekkir, Ehli İlim, Müçtehit, imam ve benzeri biri diğerinden kıymetli isim, sıfat ve payeler verilmiş ve her zaman için Sosyolojik, Tarihi ve Teolojik bir ayrıcalık gösterilmiştir.

Çok saygın ve anlamlı bir yere oturtulan bu gürüh,  akp’nin yarattığı yapay ve senkretik din eliyle hiç olmadığı kadar sıradanlaştırılmış, kıymetsizleştirilmiş, toplumsal bağlamda seviyesiz bir konuma düşürülmüş ve laçkalaşarak tam bir kaybın ortasında yerini almışlardır.

Oysa Kuran ayetlerinin apaçık şekilde ortada duruyor olmasına ve Akp’nin de söylemlerinden tutun da eylemlerine varıncaya kadar her hallerinin bu ayetler ile savaşıyor olmasına rağmen düzene ayak uydurmuşlardır.

Ve uydurdukları bu düzen ( düzenbaz ) gereği şeytani teviller yaparak bunca büyük yalan, talan, yağma, usulsüzlük ve hukuksuzluklara uygunluk verici yorum ve fetvalar vererek evvela kendi haysiyetlerini ayaklar altına almış ve ayrıca bütün bu payelerin bir daha bellerini doğrultamayacak derece de dip seviyelere indirmişlerdir.

Akp medyası kaybetmiştir!

Her gece ve münhasıran aynı yalanları, utanılır derece de çarpıklık ve çarpıtmaları yorumculuk ve gazetecilik diye yutturan nev-i şahsına münhasır tiplerin evvela gazeteci diye pazarlanması ve yaptıkları akıl ve ahlak yağması tavırları dolayısıyla Akp medyası kaybetmiştir.

Toplumsal saygınlık, güven, izzet ve ihtimam namına hiçbir getirisi olmayan ve Akp olmasaydı sıradanın da kendi segmenti içerisinde kast sisteminin en altından kurtulması mümkün olmayan bu varoş cahilleri, rüyalarına bile on gömlek büyük gelecek imkanların verdiği sarhoşluk ile tam hız en okkalı yalanlar söyleyerek kaybedenler kulübünün baş köşe konuklarıdırlar.

Akplı iş adamları, mücahit ve müteahhitleri kaybetti!

Artık klasik bir söylem formuna dönüşmüş olan Nisa, Masa ve Kasa mottosu sanırım akp’lileri kısa ve alabildiğine net şekilde tanımlayan kavramlar silsilesidir. Dünün muvahhide ve mücahit diye pazarlanmış tiplerin tam ve de işini hakkıyla (!) yapan müteahhitlere dönüşmüş olması, sıklıkla bahsettiğim varoş çocukları tezimin içini ve altını nasılda dolduruyor değil mi!?

Yemenin, katakulli yapmanın, iç etmenin, envai tür yolsuzluk, hırsızlık, yağma ve beraberinde kimlik bunalımı geçirmiş bu kitlenin, bağrında ve zihin dünyasında nasıl bir canavar beslediğini göstermesi bakımından hayli ibret vericidir.

Sonradan görme görgüsüzler/görgüsüzlük kaybetti!

Dünün köhne evlerinde oturanların, salt bir çökeleğe muhteşem bir katık muamelesi yapanların fahiş rakamlara tekabül eden villalar, uçuk miktar banka hesapları ve yine dudak uçuklatan marka arabalara sahip olmalarının yanı sıra bir de çakarlı gezmeleri yok mu !? Değil bardağı doldurmak göz, gönül ve sabır taşını çatlatan ahlaksız amiller arasındadır.

Varoş takımının parayı, makam, güç ve kudreti görmesiyle birlikte değerleri, iman ve ibadete taalluk eden her türlü fiiliyatı elinin tersiyle iterek pisliğin içerisine ve üstelik gırtlağına kadar batmış olması dolayısıyla kof iddialar, mesnetsiz imani kabadayılıklar, muvahhide ve mücahit pozuna yatan görgüsüzlük, iki yüzlülük ve sahtekarların tamamı kaybetmiştir.

TAMAMI KAYBETSİN VE KAHROLSUNLAR…

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.