DOLAR

35,3492$% 0.54

EURO

36,7367% 0.1

STERLİN

44,2840£% -0.06

GRAM ALTIN

2.953,65%-0,08

ÇEYREK ALTIN

4.777,00%-1,07

Malatya HAFİF YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

ONUN BUNUN ÇOCUKLARI VE DÜŞÜNMEK

Dinin direğidir düşünmek. Namusun, ahlakın, erdemin, sorumlu bir birey olmanın ve hakikatin gereğidir düşünmek. Allah tarafından bahşedilmiş en büyük nimet olan aklın gereğini yerine getirmektir düşünmek.

Düşünmek; farklı, anlamlı ve özel kılar sahibini. Toplumdan, kitleden ve sürüden ayrı ve farklı bir yerde konumlandırır düşünmek.

Düşünmek; kozmik dünya ile kevni ve Vehbi olanları muhteşem bir uyum ile işlerlik kazandırmak ve sonunda hayranlığı, hüznü, tatmin edilmiş bir aklı ve yüreği sereserpe secdeye kapamak, herkes ve her şeyi yerli yerine koymaktır düşünmek.

İslam ve Kuran’ın ana ilkesi, mutlak hedefi ve kurtuluş reçetesidir düşünmek. Şirk ile Tevhid’in arasında ki ince, keskin, anlamlı ve tek koşuldur düşünmek. İşte bu sebepledir ki 6236 ayetin yaklaşık bin tanesi döner döner akledin, akletmez misiniz, aklın hakkını neden vermezsiniz diyerek bir çivi gibi çakar akıl sahiplerinin bilinç dünyasına…

 Bir ibadettir düşünmek. En evla, en özel, en kıymetli ve en bereketli ibadettir düşünmek. Anayol, ana hedef ve ana ilkedir düşünmek. Geri kalan ve ibadete taalluk eden her ne varsa, bu ana yolun sağ ve sollara ayrılmış tali yollarıdır.

Olmuşlar, olanlar ve olacaklar arasında bir neden-sonuç ilişkisi kurmak, bütün verileri sistemli şekilde öğütmek, analiz edip damıtmaktır düşünmek. Düşünmek, düşüneni müthiş bir konuma taşırken deli ile velilik arasında git gellerin de müsebbibidir aynı zamanda.

Ciddi bir risk, ciddi bir maliyettir ve sağlam bir tavır, tutum, omurga, inanç, kişilik, karakter, haysiyet ve cüret gerektirir düşünmek. Öyle herkesin hakkını verebileceği, risk edebileceği ve gözüne alabileceği bir bedel değildir düşünmek.

Düşünülerin iki akıbeti vardır!

1: Deli derler, meczup derler, akıl fukarası, mecnun derler. Toplumdan farklı, ayrı der ve ayıplarlar zira sürüden farklı olunması dolayısıyla farklı bir muameleye tabi tutar akıl hastanesine gönderirler.

2: tehlikeli kabul ederler. Zira aklın hakkını verip düşünmek isyan etmektir, itiraz etmek. Her söylenene ve söyleyene Allah ve ayeti muamelesi yapmamak, ciddi ve titiz bir tahlile tabi tutmak, verileri analiz edip sonuçları bakımından sakınmadan, korkmadan toplumsal diriliş, silkeleniş ve kurtuluş için itiraz edip daha bir ses yükseltmektir düşünmek.

Daha yalın ifadesiyle bütün tiranların, bütün despotların, bütün yobazların, bütün din tüccarlarının, bütün hırsızların, bütün sahtekarların, bütün şer şebekelerinin dönen çarkına çomak sokmak, tıkır tıkır işleyen sistemi deşifre etmek ve nihayetinde büyük bir gazab ile karşı karşıya gelmektir düşünmek.

Sistemin, bütün ayakları bir anda devreye giriverir. Hâkim ve savcı adı altında yargı şebekesini sokarlar devreye. Hemen akabinde bir avuç kıl yumağı kilise papazları pusuya yatmış sırasını bekler dinden çıkmış zındık demek için!

 Ve bir başka ayak olan ne idüğü belirsiz, soysuz, soyu dışarıya bağlı kripto siyonist köpekler eliyle hayata geçirdikleri gazetelerle itibar suikastına başka bir boyut kazandırırlar zındık ya da hırsız diyerek..! ( HAKKIM BAKİ, NELERİNİ ALACAĞIM TAHAYYÜL SINIRLARINI BİLE TEPETAKLAK EDECEK )

Dedim ya sistem son derece gelişkin ve gerekli bütün payandalar düşünülmüş ve hepsi yerleri yerinde konumlandırılmış diye.

Din adamından tutun da yargı mensubuna, polisten jandarmaya, din kılıklı papaz piçinden GAZETECİ KILIKLI ONUN BUNUN ÇOCUĞU SİYONİST DÖLÜ VE BESLEMELERİNE varıncaya kadar hazır ve nazıdırlar düşünmüş, aklın hakkını verip onurlu, şerefli, namuslu olmanın ve itiraz ediyor oluşunuzun faturasını kesmeye.

Öyle ya! Düşünmek ne kadar haysiyetli, onurlu, şerefli, namuslu bir eylem ise; ne kadar şerefsiz, namussuz, haysiyetsiz, omurgasız, dinsiz, imansız ve elbette korkaklar sürüsü var ise hepsi, Tiranlarının ve yani Tanrılarının birer sadık kulları ve ona olan imanlarının tezahürü olarak dikiliverirler karşınıza. NAMUSSUZLUK, ŞEREFSİZLİK, HAYSİYETSİZLİK, ONURSUZLUK (…) TAM DA BÖYLE BİR ŞEY DEĞİL MİDİR ZATEN!!?

DİKKAT ETTİNİZ Mİ!?

Her iki durumda da izzet, itibar, şeref ve haysiyet cellatlığı yapar, değer ve kalitesi tırpanlanır, sahip olduğu yüce ve yüksek değerler çok çeşitli argümanlarla telef edilir ve bütün bunlar dolayısıyla toplumun olası bir itirazının gazı alınmıştır.  ZİRA DÜŞÜNEN YA DELİDİR YA DA SUÇLU BİR SABIKALI!

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

MALATYA’YI YİYENLER !!

HIZLI YORUM YAP