DOLAR

42,6203$% 0.04

EURO

49,9479% 0.16

STERLİN

57,0767£% 0.02

GRAM ALTIN

5.772,84%-0,34

ÇEYREK ALTIN

9.457,00%-0,33

Malatya PARÇALI BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

SUÇUN EN AZ’I AKP’NİN

Bilenler bilir, adeta can düşmanımdır AKP benim!

Hemen hemen hepimiz hemfikiriz AKP ile muhafazakâr kesimin pislikten pisliğe ve üstelik gırtlaklarına bile fersah fersah takla attırışla gardaş oldukları hususuna dair…

Dedim ya, AKP ile kan davalıyım diye!

Uzak olsam da Türkiye’den ve kendi sorunlarımla bin bir türlü ve canhıraş bir mücadele veriyor olsam da içkileştirdiğim İslam ve ülke sevdam, kalemimin kan damlamasına, kan davası gütmesine engel olamadığım gibi böyle bir niyetimin olmadığını da, muhatapları da içkinleştirsinler istiyorum.

Görülecek daha çok hesabımız var…!

Turgut Özal ile başlayan seksenlerin başında ki özgür alan, ifade ve İslamcılık boy vermeye başladı doksanların başı ve ortalarında.

Pıtırak gibi doğan ve çoğalan cemaatler, tarikatlar, İslam’i vakıf, dernek ve yapılanmalar boylarından, çaplarından ve dahası niyet ve amaçlarından hem fersah fersah büyük ve hem de sapkın iddia ve açıklamalar yapıyorlardı, gelecek milenyum için…

Küfür, kafir ve zındık! TC Cumhuriyeti, Laik ve Kemalist sistemle görecekleri bir davaları, kan davaları vardı zira mevcut sistem ‘’ Darul Harp ‘’ idi ve hesap, alabildiğine büyük ve derin idi…

Doksanları ortaları ve ben bir şekilde yolları ‘’ İslam’i dayanışma vakfı ‘’ adı altında teşekkül etmiş ve ‘’HINCAK VE TAŞNAK ‘’ gibi hareket eden, TC ile görülecek kan davamız var, bu ülke ve bu yönetim şekli küfür ve savunanların da alayı kafirdir; bu devlete polis ve asker olmak şöyle dursun vergi vermek bile caiz değildir; elektrik ve su parası bile ödemek zinhar kerihtir deyip elektrik nasıl çalınır ve su vanaları nasıl sıfırlanır diye özel eğitimler veren salyasümük şarlatan Ramo, kasıp kavuruyordu Malatya’yı…

Sadece bu salya sümük ve ‘’ İslam’i dayanışma vakfı ‘’ adı altında teşekkül etmiş olan köksüz ve ya kökü dışarda ki şer şebekesi miydi bu ülkenin ve devletin aleyhine çalışan?!

Ne mümkün efendim ne mümkün…

Büyük resme, geldiğimiz vahim sürecin sonunda bakıp her birinin İslam ve Müslümanlar için birer baş belası olan Erbakan, Fetullah Gülen, Menzil, Müslüm Gündüz, Ali Kalkancı, Mahmut efendi ve Cüppeli adıyla arzı endam edecek bir sürü amorf çıkıntı, meydanların boş olması hasebiyle nasıl gaz veriyorlardı millete…

Öyle ya!

İstiklal Mahkemeleri İslam ve Müslümanlar! İle büyük mücadele vermiş, dilimizi elimizden almış, Cuma’mızı Pazar ve Fes’imizi Şapkaya çevirmiş, bir şapka uğruna binlerce! Âlim, Hoca, Molla asmış! Ve Camilerimizi ahıra çevirmemiş miydi..!!?

Bir günde cahil kalmıştık kutsal’ dilimiz elimizden alınarak!

Osmanlı’nın, dört bir tarafında! Matbaaların varlığı dolayısıyla toplam nüfusun %%3 ila %7’si okur yazar olan bir millet, fasikül fasikül! Basılan kitapları okumak! İçin sıraya girmiş, ülkenin dört bir tarafı münevver kaynar iken dil devrimi ile bir gecede bu devasa membaın dili ve ayakları kesilmişti!

Salya sümük Ramo, biz Malatyalılara, diğer salya sümük Fetö İzmir’de, ötekileri İstanbul’da ve Ankara’da Erbakan’ın adeta militan gibi sağa ve sola gönderdiği Hasan Mezarcı, Şevki Yılmaz, Şükrü Karatepe, Fetullah Erbaş… Hocaları olan Erbakan’dan aldıkları terbiye! Ve eğitim sonrası ülkede alan üstüne alan ve mevzi üzerine mevzi kazanıyorlardı!

Halk, galeyana getirilmiş ve cahillikleri dibine kadar istismar edilerek yalan, yanlış, iftira, haksızlık ve namussuzluk adına ne varsa hepsi İslam, Sünnet, Ehli sünnet, Ümmet, Ensar sosuna batırılmış, her gün soluksuz ve mebzul miktar, zihinlere, aralıksız enjekte ediliyordu.

Anlatılan din ve tarih ile realite arasında zerre kadar bile sahicilik ve samimiyet bağı bulunmayan genişçe bir kitle, proje olan AKP’nin servet, şehvet, şöhret gibi baş döndüren tuzak kollarına teslim edileceklerdi…

AKP için mebzul miktar malzeme Erbakan’ın ‘’ Anadolu Aslanları – Akıncılar-  MTTB – Milli Görüş ‘’  gibi azılı dişliler arasında öğütülüyor, işleniyor ve AKP’nin tepe tepe kullanacağı bir kıvam ve yumuşaklığa döndürülüyorlardı!

Zaten Kurgu da böyle değil miydi?

Erbakan ve Refah partisi, Erdoğan ve AKP ve ikisi arasında tam orta yere entegre edilen Fetullah Gülen ‘’ DÜŞMAN AMA KARDEŞ ‘’ olduklarını müthiş bir ustalıkla! Cahil kitleden saklamayı başarmışlardı!

İlmek ilmek işleniyordu, saf Anadolu insanı, TC’ye karşı!

Moda olmuştu Darul Harp ve elektrik hırsızlığı, su hırsızlığı, vergi hırsızlığı bir ‘’ İBADET ‘’ bilinciyle yapılıyordu! Hırsızlığın, ibadet şuuruyla devreye sokulması için müthiş bir hatip, müthiş bir kaporta sahibi kişi, cezbediyordu tüm Malatya’yı ve ülkeyi!

Hoca’m diyerek tapınan ve sterilize bir saygı, sevgi ve hürmet ile KÜLT haline getirilmiş olan Ramo, hızını alamayıp milletin zekatını, fitresi ve kurbanlıklarına kadar göz dikmiş ve biz gençleri mahalle mahalle sevk ederek ‘’ İslam’i camia ve cemaat ‘’ adı altında parsayı kökünden götürüyordu.

Milletin dini duygularını istismar etmek için TC tabirinin yanına Diyanet ve THY’yi de alarak bu ‘’ Kafir ve küfür kurumlarına kurban vermek haramdır! İddiasını bir motto ve metafor gibi kullanan Ramo, son derece başarılı bir alan, kitle ve rakam elde etmişti…,

Profesör, Alim, Hoca efendi gibi tabirler ve taltifler ile tahkim edilen bu tipler Şevki Yılmaz’ın vaazlarıyla, Hasan Mezarcı’nın kavgamın perde arkası, Mehmet Doğan’ın Batılılaşma ihaneti, Hasan Hüseyin Ceylan’ın Büyük Oyun adlı kitaplarıyla tamamen kıvama getiriliyorlardı.

PROJE SON DERECE BÜYÜKTÜ! TC KAFİRDİ VE ORTADAN KALDIRILMASI GEREKİYORDU!

En küçük bir yol kazasına bile tahammül edemiyordu egemen güçler ve dolayısıyla projeye, ülkenin bütün katmanları dahil edilmeliydi!

Öyle ya, 1974 Kıbrıs çıkarmasında kahraman! Erbakan’ın partneri Ecevit’i ve dolayısıyla Atatürkçü! Laik, CHP’li ve Sekülerist zümreyi de olayın tam karşısına ve elbette DÜŞMAN VE KARDEŞ formatıyla yerleştirdiniz mi, tadından yenilmez hale geliyordu ve oltaya takılmayacak kişi, gurup, mezhep ve etnisite kalmamıştı!

Son halka, ülkücüler de ‘’ Erkek ve Ürkek ‘’ mottosuyla katılmış ve monte edilmişlerdi trenin vagonuna!

Derken müthiş bir oyun sergilendi 28 Şubat ismiyle!

Boncuk boncuk terleyen ve terletilen güzelim! Erbakan, salya sümük ağlatılan, mağdur edilen ramo, kapatılan imam hatipler dolayısıyla isyan sesi yükseltilen muhafazakâr kesim ve elbette üniversite kapılarında kan ağlatılan tesettürlü kızlar ve gençler ile olay, tam kıvamına getirilmişti!

Dedik ya en küçük bir aksamaya mahal vermemek gerekiyordu ve dolayısıyla olaya biraz kan, biraz barbarlık ve elbette vahşet gerekiyordu!

‘’ Şeytani Ayetler ‘’ ne kadar dolu ve elverişli bir malzemeydi değil mi?!

Perdenin sahneleneceği yer olarak Alevilerin, Sünnilerin ve elbette Ülkücülerin harman olduğu Sivas seçilmişti ve o dönem Sivas belediyesi ise BİNGO! Erbakan ve daha doğru ifadesiyle ‘’ Mücahit Erbakan’ın Refah partisindeydi!

Her şey en ince ayrıntısına varıncaya kadar hesap edilmişti!

TC kâfirdi ve ortadan kaldırılmalıydı!

Bir kez daha söylüyorum proje, bahsini yaptığım tiplerin üretip sahneleyeceği türden basit değildi ve ülkenin bütün katmanları bile isteye ve seve seve kurgunun, senaryo ve sahnenin figüranları ve dekorun gönüllü neferleriydiler…

İstanbul belediye başkanı olan Erdoğan ise ihaleye fesat, zimmete para geçirme, yolsuzluk gibi bir sürü suç iddiasıyla dosya üstüne dosya ve dava üstüne dava açıldığı bir esnada hooooppppp! Şiir okudun ve Anayasal düzene başkaldırdın! İddiasıyla biran da kahramana dönüştürülmez mi?!

Öyle ya, hazır kıvama getirilmiş millete,

 ‘’kabul edilmiş dua ve kabul edilmiş muhterem, Müslüman ve yürekli bir lider gerekmiyor muydu!

Bulmuş ve anında kurguya entegre etmişti büyük oyunun senaristleri ve zaten diğerinin de başı yargı ile belada olduğundan, pazarlık hakkı ne mümkün!

Aç, açık, görgüsüz, cahil, itilmiş ve kakılmış bir zümreye ‘’ Kurtuluşun yolu görünmüştü ‘’ AK PARTİ KURULMUŞ VE O ÇEHRENİN YÜZ AKI OLACAK; ALINMIŞ, ÇALINMIŞ VE YOK SAYILMIŞ BİR ÇEVRE VE KİTLENİN ‘’ MÜSLÜMANLARIN ‘’ HAKLARI İADE EDİLECEKTİ, İADEİ İTİBAR!

Hem öyle demiyor muydu Atatürkçü, Laik, Sekülerist ve aydın Türkan Saylan ‘’ Ülkenin sahibi bizleriz ve bizler sizlere ne kadarını münasip görmüşsek, size ancak o kadarı var ‘’ demiş ve bu asist, özel yetiştirilmiş kesim için biçilmiş kaftandı.

Elbette Çevir Bir! İsme bakar mısınız? Hem Çevik hem de Bir!

Sadece o mu!? Hem Özden ve hem Örnek! Hem Vur-al hem Savaş! Hem Nuh, hem Mete ve hem de Yüksel! İnci taneleri, taaaa o zamanlarda dizilmişti..!

28 Şubat bin yıl sürecek; elbette Yargıtay, Sayıştay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi, HSYK… Aydın Alevilerle doldurulacaktı ve karanlık, yobaz, barbar, vahşi, kara çarşaflı kara Fatmalara teslim edilmeyecek türü açıklamalar yapılarak sol kesim karpuz gibi ayrıştırılmış ve son derece keskinleştirilmişti.

Bir kitaba dönüştürme çalışmalarıma konu olan bir sürü başka sansasyonel olaylar ve kişilerle olay her geçen gün daha bir köpürtülüyor ve daha bir kaynatılıyordu. Isı, tahammül edilenin üzerine çıkmıştı!

Tam bu esnada Anadolu’nun bağrından çıkmış cevval, sözünü esirgemeyen, Müslüman ve cüretkâr bir babayiğit çıkmış, AK PARTİYİ kurmuş ve büyük büyük vaatlerde bulunuyordu!

İroni yapıyorum ya hu, adamın ne böyle bir karakteri ne böyle meziyetleri yoktu elbette!

Geçen on sene içerisinde kendisinin babası olan Erbakan’ın başını çektiği siyasi odak ve yine köksüzlerin oluşturduğu ve modern Lawrencelerin de başlarına geçirtildiği tarikatlar, cemaatler, vakıf ve dernekler eliyle kıvama getirilmiş hazır bir kitle zaten vardı ve piyasaya lider diye odun konulsa, peşine takılmaya hazırdılar.

İktidarda kaldıkları süre boyunca Batı, her türlü imkân ve olanakları sonuna kadar kullanımına soktukları bu kesim, medyayı da teslim alarak bütün kitleleri illüzyona tabi tutmaktaydılar.

Hem babası Erbakan dememiş miydi 28 Şubat bir medya darbesidir diye!

Profesyonel proje ve senaryo, kusursuz devam ediyordu.

Makamlar, mevkiler ve koltuklar varoşların itilmiş, kakılmış, horlanmış ve bir bisikleti bile olmamış varoş çocuklarına teslim ediliyorlardı.

Kadın sesi haramdır! Kadın ile tokalaşmak haramdır diyen kitle, modern ve mini etekli sekreterler ile çalışırken ‘’ bütün yelkenler fora ve mal bulmuş mağribi ‘’ kabilinden her şeylerini sere serpe koyuverdi ortaya, zavallı kitle!

Servet, şehvet ve şöhret çukuru uyuşturucu ile birleşince yaşanmamış hiçbir şey kalmamıştı!

Öyle ki il başkanlıklarında muhafazakâr kardeşlerim gurup seks yapıyor ‘’ kocanı cezaevinden çıkaracağız, babana iş vereceğiz, abine terfi ve tayin kapısını açacağız ‘’ diyerek tesettürlü bacılarına olmadık muameleleri reva görüyorlardı…

Kıbrıs, Ukrayna, Kırım ve Batum gezileri de sadece duygusal olup saf ve temiz ticari girişimleriydi varoşların muhafazakâr kesiminin…

Su’dan çıkmış balık gibiydi sonradan görme, görgüsüz kitle ve haliyle her şeyin üzerine sazan kesildi ahmaklar…

Her boku sınırsız, sorumsuz, duyarsız ve bilinçsiz şekilde kullanır, çalar, stoklar ve yaşarlarken kayda alındıkları, düşünemeyecekleri derece de eğitim, birikim, tecrübe ama özellikle de iman ve samimiyet gerektiren konular arasındaydılar.

Şimdi ise isimleri Rumeysa olan, Mehmet Akif olan ve muhafazakâr kesim ve ailelerin çocukları, tanrılara kurban veriliyordu!

Anlaşıldı, kavga büyük ve senaryoda ciddi değişimler yaşanacak!

Bakalım salya sümük Ramo ve tayfasına, AKP il ve ilçe başkanlıklarına ne zaman el atılacak ve kimler it ve çakalların önlerine atılacak ibret, mutluluk ve şaşkınlık arasında izleyeceğiz…

bir sürü çağdaş Lawrence, bir sürü şaklabanın hoca, alim ve profesör ve elbette ciddiyetsiz, samimiyetsiz, cibilliyetsiz, imansız ve kitapsız kitleyi hesaba katarsak,

İnanın bana suçun en azı AKP’nin…!

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

ÜLKENİN HER YERİ CERAHAT! HER ANI HIRSIZLIK, YOLSUZLUK, KUMAR, BAHİS VE KARA PARA!

HIZLI YORUM YAP