35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
44,3202£% 0.7
2.968,33%1,32
4.853,00%0,96
HERKES HAK ETTĞİNİ YAŞAYACAK!
Yıllardır ama yıllardır kelle koltukta yazıyorum ülke satılmış ve işgal edilmiş diye.
Evvela ahlaki olarak çökerttiler. Sonra ekonomik olarak. Olur ya kazara uyanır da ayağa kalkarlar diye kalıcı darbe vurmak namına asırlık ormanlarımızı, doğal kaynaklarımızı, yer altı ve yer üstü ekolojik dengeleri tarumar ettiler.
Öyle ki tekrar ekmeye, dikmeye ve ormanlaştırmaya kalksanız bile bir daha ekemeyecek ve yeşertemeyeceğiniz hale getirdiler. Suyun yolunu toprağın rengini ve yapısını değiştirdiler. Alttan ve üstten bütün sistemi bozarak tadilatı imkânsız hasarlar verdiler.
Ahlak, haysiyet ve onur namına bütün değerleri aşındırınca çocuk, evet evet bebeleri katletmekten yana yürekleri cız bile etmeyen, yakılmış, yıkılmış ve yok edilmiş bebeler, analar ve babalar üzerinden aldıkları lüks araçlar, evler ve villalar içerisinde hedonizmin sınırlarını yeniden belirledikleri bir hayvanlık ritüeli var ettiler. Üstelik bunlar doktorlardı ve son derece yüksek eğitim almışlardı..!
Adliye saraylarını kokainli, eş cinsel ya da gurup seks yapılan kerhanelere, gece kulüplerine ve uyuşturucu batakhanelerine döndüren; şeytana bile pabucunu ters giydirecek derece de beraat ya da tutuklamalar veren şaklaban savcılar, hakimler yarattılar.
Üç beş kitap ve onların geliri nedir ya hu!!?
Öğrencisinin velisini tırtıklamak için kitapevleri ile kirli ilişkiler kuran öğretmenler var ettiler. Olmadık kitaplara olmayacak paralar ödetti, arka kapılarda Bizans entrikalarına bile ilkel dedirtecek ortaklıklar, anlaşmalar ve paylaşmalara sevinç naraları atan tiplere öğretmen dedi ve bunları atadılar.
Tam da böyle bir ortamda okul önlerini korkmadan, çekinmeden ve dahi her türlü güvencelerin verildiği torbacılar mekân edindiler. Öyle ya, porno yıldızlarına taş çıkartan hakimler ve savcılar, terörist nakliyesi yapan paşalar, torbacılarla ortaklık yapan emniyet görevlilerinin krallar gibi yaşadığı bir ülkede, bütün bu maddi imkanları sağlayan uyuşturucu ve kara paranın akışına halel getirmek olacak şey miydi?!
Bir taraftan henüz doğmuş bebelerimiz, bir diğer taraftan henüz ilköğretim de olan gözbebeklerimiz sigara, alkol ve uyuşturucu ile güvenli(!) bir buluşma, tanışma ve kullanma ile başbaşa bırakıldılar. Üstelik bütün bu durumlar dinci vakıfların, dinci derneklerin, tarikat ya da benzeri yapıların gizli bölmelerinde depolanıyor ve yine onların entarileri altında pazara sürülüyorlar!
Eeee! Tam da böyle bir ortam oluşmuş iken Camileri, Cemaat ve onlara hocalık yaptığını iddia edip bütün bu felaketlerin, bütün bu yıkımların baş mimarları olan ve imam diye güzelce taltif edilen cami şoförlerini anmadan, anlatmadan ve haklarını(!) vermeden geçmem büyük vebal olmaz mı!?
Kuran’ın, din üzerinden geçinmenin, tebliğ ve irşat bağlamında herhangi bir çıkar sağlamanın ve sağlayanların sonlarının nasıl olacağına dikkat çektiği onlarca ayetten bu sünepe topluluğunun haberdar olmaması mümkün mü!?
Gelin görün ki inandım demek ile iman etmek, iddia ile teslim olmak, mırıldanmak ile kanıksamak arasında ki farka, aynı kerim kitap NİFAK DER, MÜNAFIK DER, MÜŞRÜK DER ve çağımız ise müsteşrik ve oryantalist olarak tanımlar. Tanımların hangisini kabul ederseniz edin ortaya haysiyet, onur ve omurgadan nasipsiz bir tiplemenin çıktığı tespiti kesinlik kazanmıştır.
Koca bir toplum bütün bu olup bitenleri stadyumdan maç izler gibi izliyor. Damarlarında ki kan çekilmiş, ruhları ve hisleri kendilerini terk etmiş. Oysa kayıp bu denli büyük iken duymuyor, görmüyor ve hissetmiyorlarken insan ve İslam olduklarına hükmetmek, insanlık ve İslam’a yapılacak büyük bir hakaret olmayacak mı!?
Şimdi, son Tango sürüldü piyasaya!
Suriye’de Mücahitler(!) varmış ve bu Mücahitler Şam’ı ve önemli sayıda yerleşim birimlerini Suriye merkezi güçlerin elinden almış, mış, mış…
Harekete geçenler Mücahit olunca karşı tarafa ise dinsiz, imansız, zalim, kendi halkını katleden bir Esat ve onun askerleri kalıyor değil mi?!! Bu yaklaşım ve bu ucuz tanımlama tam on beş senedir izlediğimiz ve artık ağızlarda çiğnene çiğnene mide bulandırıcı bir hal almış bu aşağılık oyun ile yine iman, inanç ve duygu dünyamıza ateş ediyorlar.
Kıyamete beş kaldı!
ABD ve İsrail askerlerinin bıraktıkları sakal, giydikleri entari ve dillerine aksettirdikleri Allahuekber nidalarının arkasına sakladıkları Arz-ı Mevud hemen yanı başımızda. Kısa, çok kısa bir zaman sonra fragmandan filmin kendisine geçecekler!
TABLO BÖYLE VE BEN DİYORUM Kİ ALTI AY SONRA KARDEŞ KARDEŞİ ÖLDÜRECEK, ÜLKE KAN GÖLÜNE DÖNECEK VE HERKES ÇİL YAVRUSU GİBİ DAĞILACAK. BUNLARI SÖYLEDİKLERİMİ DUYAN VE OKUYANLAR ‘’ ALLAH KORUSUN DİYORLAR ‘’ OYSA ALLAH’IN KADİM SÜNNETİ BÖYLEDİR VE HERKES HAK ETTİĞİNİ YAŞAYACAK…!
MANSUR YAVAŞ İMAMOĞLU VE ERDOĞAN’I SİNEK GİBİ EZMİŞ!