TÜRKİYE AVRUPA’NIN RADARINDA!

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

TÜRKİYE AVRUPA’NIN RADARINDA

Ülke, Tek Adam rejimi dolayısıyla Anayasa, yasa, demokrasi ve Anayasal kurumlar bağlamında tüm düzen ve kazanımlarını kaybetmiş durumda. Hukuk ve insan hakları, demokrasi, özgürlükler ve ifade hürriyetinin tamamen katledildiği ve her geçen gün daha bir karanlığa gömülen bir Türkiye, Avrupa’nın radarına girmiş durumda.

Keyfi uygulamalarda tutuklanan gazeteciler, Belediye başkanları, Milletvekilleri, Parti Genel Başkanlarına kadar tutuklanması gayet sıradan bir olay haline dönüştürülen Türkiye artık Avrupa’nın neler oluyor dediği ülkelerin başında yer alıyor.

Avrupa Konseyi’nden çağrısı: Tutuklu belediye başkanları serbest bırakılsın

Avrupa Konseyi, Türkiye’de muhalif belediye başkanlarına yönelik yargı süreçlerini ve tutuklamaları eleştiren bir bildiri yayımlayarak, Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu tutuklu yerel yöneticilerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yaptığı olağanüstü oturumda Türkiye’ye yönelik dikkat çekici bir çağrıda bulundu. Kabul edilen bildiride, Türkiye’de muhalefet partilerinden seçilen belediye başkanlarına yönelik yargı süreçleri, tutuklamalar ve görevden almalara son verilmesi istendi.

Bildiride, özellikle İmamoğlu’nun durumu örnek gösterilerek, “Savunma haklarının güvence altına alınması, makul şüpheye dayalı açık deliller olmaksızın uzun tutukluluk uygulamalarından kaçınılması” gerektiği vurgulandı. Kongre, 23 Mart’ta gerçekleşen İmamoğlu’nun tutuklanmasını “demokrasiye yönelik bir saldırı” olarak nitelendirdi.

2016’dan bu yana yaklaşık 150 belediye başkanının görevden alındığını hatırlatan bildiride, milyonlarca seçmenin demokratik temsilden mahrum bırakıldığına işaret edildi. Yerlerine kayyum atanması, ifade ve toplanma özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar da bildiride eleştirildi.

“YEREL DEMOKRASİ AVRUPA DEĞERLERİNİN TEMELİDİR”

Kongre, yerel yönetimlerin, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin korunmasında temel rol oynadığını belirterek, siyasi görüş farkı gözetilmeksizin tüm yerel yöneticilerin baskı ve misilleme korkusu olmadan görev yapabilmesi gerektiğini vurguladı.