Yalancı, samimiyetsiz, ciddiyetsiz, istismarcı, dümenci, çıkarcı ve ucuz hesapların adamı kim olursa olsun Allah bin türlü belasını versin. Dürüst, net, ilkeli, kendisini değil hukuk ve adaleti önceleyen ve bu idealler üzerine savaşım veren her kim olursa olsun selam, sevgi, saygı ve dualarımız üzerine olsun.
Bini tanıyanlar bilirler ki kendimizi adadığımız ilkeler bütünü bunlardır…
Yıllardır AKP’yi samimiyetsiz ve ciddiyetsiz bulduğum için istismar etmekle, kullanmak ve aldatmakla itham etmiş, bu inancım dolayısıyla çok ciddi ve ağır yazılar yazmış ve iddiaları ile yaşamları, imanları ile uygulamaları arasında ki esaslı tutarsızlıklar bağlamında milletin uyanması gerektiğine özel atıflar yapmıştım.
Verdiğim bu ulvi amaçlara dair ektiğim tohumlar tam tomurcuklandı, filizlendi, topraktan dışarı boy verdi dediğimiz anda kendisini Atatürkçü, Laik, demokratik ve çağdaş diye pazarlayanların ahlaksız, ilkesiz, samimiyetsiz ve ciddiyetsiz davranışları bir tokat gibi iniverdi yüzümüze.
Öyle ya, ilkeli olmak, dik ve onurlu olmak, tutarlı, dürüst ve ahlaklı olmak bir mezhep, meşrep ve ideoloji sahibi olmak değildi! Bir kimlik, kişilik, omurga, samimiyet ve haysiyet işiydi. Yaşadığımız çeyrek asırlık süreç gösterdi ki hatırı sayılır bit kitle haysiyet, şahsiyet, kimlik ve kişilik kanseriydi..!
Kendi mahallemi taşa ve topa tuttum uzunca bir süre. Elimde olan bütün imkânları ve bulduğum bütün fırsat ve platformları ‘’ İmanları, inançları ve uygulamaları ile tutarsız, müşrik ve münafık olduklarını en yüksek volümde dillendirmek amaçlı kullandım’’
İlkeli, dürüst ve erdemli olmanın evvela ve mutlaka kendi mahallesini ve hatta adaletin ve hukukun tersine davranış gösterenlerin Annelerimiz ve Babalarımız olsa bile hakkı ve hakikati söylemekle, adaleti tutup ayağı kaldırmakla emrolunduğumuz gerçeğine özenle riayet gösterdim.
Ne ki gelen gideni aratırmış diye bir realite bir kez daha dikiliverdi tüm heybetiyle karşıma!
Türkiye demokratik, laik bir hukuk devletiydi ve Din siyasete alet edilmemelidir diye kendisini ve hatta yırtılmadık yerlerini bırakmayanlar ‘’ paranın, istikbal ve iktidarın istismardan geçtiğini ‘’ öğrenmiş olacaklar ki muhalif oldukları, Anayasal hukuk devletine ters düşen ne varsa bir bir yumurtluyorlardı zerre kadar yüzleri kızarmadan…
İşte size değişik fotoğraflarla kombine etiğim bir ahlaksız, utanmaz, ciddiyetsiz, samimiyetsiz ve üstelik, aslı dururken imitasyonuna tek kuruş bile verilmeyecek olan tiplemelerin demode bir istismar seremonisini gözlerinizin önüne seriyorum.
Tek tek bakın tiplerine, ciddi ciddi süzün her birini; ister sağından ister solundan, ister yatay ve ister dikey bakın bir teki bile yakışıyor mu o ortama!? Bir tekini bile samimi görüyor musunuz!? Tam aksine, bulundukları ortamdan yana sırım sırım sırıttıkları gerçeği sizin de midenizi bulandırıp gözlerinizin içine içine batıyor değil mi!?
Sünni dünyanın çocuğuyum ve böylesi ortamlarda yıllarca ve binlerce kez bulunduğum için hal ve hareketin, tavır ve tutumun, davranış kalıplarından uyum ve senkronizasyona varıncaya kadar her hale ve de tam anlamıyla vakıf olduğum için üç uyumsuz, üç ciddiyetsiz, üç şaklaban ve üç istismarcı gözümün bütün estetik duvarlarına duraksız ateş ediyorlar..!
Diyarbakır ile Mardin’de ki yangınlar için ziyaret yapmış Dede çocuğu Veli!!!
Bu ucuz tiyatroyu, imitasyon tiplemeyi, ciddiyetsiz, samimiyetsiz ve çaylak tipin irrite parodisini yiyen bir tek aklı evvel var ise lokması afiyet ola…
Balık baştan kokarmış!
Baş nereye giderse ayaklarda ( takımı ) oraya gider demiş atalar…
Yıllardır AKP’nin samimi tabanına feryad figan ederek olayın gerçekliğine dikkatlerini çekmiş ve bu samimi, çıkarsız ve salt inançlarım üzerinden hareket ettiğim mücadelem dolayısıyla itilmiş, kakılmış, horlanmış, dışlanmış ve en namussuz, en şerefsiz kumpas, itham ve iftiralara düçar oldum. Bütün bunlara rağmen durduğum zeminden bir milim sapmadım ve mücadelemden yana bir gram gevşeklik göstermedim.
Şimdi ise ey CHP’li kardeşlerim ve ey Alevi canlar, siz de mi düşeceksiniz bu çirkef, kenef ve ahlaksız oyun ve çukura!?
Görmüyor musunuz oynanan çirkef ve kenef oyunu!?
Meselenin ve tiyatronun senaristlerinin emperyalistler olduğunu ve sadece figüranların değiştiğini; yalan ve talana kaldığı yerden devam edilip din ve değerler sonrası Atatürkçülük, Kemalizm, laiklik ve demokrasi istismarı için yem yapılacağınızın farkına varamayacak mısınız !?
Üstelik yıllarca ve yıllarca karşı cepheye karşın kendinizi aydın, demokrat, Atatükçü, laik ve çağdaş diye lanse ederken; Sünni dünyanın bu denli tutarsız, ciddiyetsiz, samimiyetsiz, hukuksuz, yıkıcı tüm uygulamalarından ders almadan uyumuş olmak, kenef kokudan rahatsız olmamak, gözlerin damarlarına bile ateş eden bu emperyalist oyunu görmemek çok daha utanç verici olmayacak mı !?
Koca ülke de güvenilecek bir kesim bulamayacak mıyım Ey Allah’ım…
News
Asayiş
Asayiş
Asayiş
Asayiş
Asayiş
Asayiş
