34,2305$% 0.12
37,2900€% 0.2
44,4801£% -0.56
2.944,26%0,61
4.975,00%0,38
‘Sürgün’ün adı çıkmadan düşmüştük yola. Yurdumuz zamanın kalbiydi. Evimizde ölmeyecektik. Ev neresiydi? Ev kalpti, sığınaktı, yuvaydı. Kalbimiz ağrıyor, sığınağımıza sığmıyoruz, yuvamıza darlık verse de zaman -kara siyasa- hal bilmezlik; kaynağa, asıl eve giderken dünyadaki evimizden bir parça sıva-çamur alacağız yanımıza. Evet, yaşamak güzel Allah’ım! İnsan olmak ne kadar da güzel!
Bir kaçak sevda gibi yakamıza bulaştırdığın yaşamak ağrısı, mülteci bir yara olsa da ülkemde yaşamak güzel; acıyla, kavgayla, arayarak, özleyerek, dua ederek.
Sürgün daha icat edilmemişti devletlerin lügatinde, biz yurdumuzdan atıldığımızda.
Önce şarkın (dilin), sonra canın (tenin) ölür.
Bir insanı ya da insanları önce dilini keserek öldürürsün; hikâyesini anlatmasın diye.
…
Acının özeti: Günübirlik yaşıyoruz; günübirlik ölüyor-öldürülüyoruz.
…
Acının ırkı, tarafı, tarifi yok. İnsan acısı. Yanıyoruz, söndürenler iyilik yaptıklarını zannediyorlar. Oysa yanmamız, pişmek içindi.
…
Başkalarının hikâyelerini anlatırız; sanki o hikâyeleri yaşamışız gibi. Belki de hikâyemizi kavs edemediğimiz için faşizan bir yaklaşımla öteki hakkında o kadar çok söz dökeriz meydana.
…
Bakma sen şarkıya; delirten bir ritmi var dünyanın.
Ahenk katillerine yuva olurken var sen inatla dönmeye devam et hamam dansözü gibi ey koca karı dünya!
İFTAR’A UNUTTUKLARIMIZ!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.