DOLAR

36,2507$% 0.06

EURO

38,0348% 0.03

STERLİN

45,7987£% 0.42

GRAM ALTIN

3.377,79%0,52

ÇEYREK ALTIN

5.629,00%0,19

Malatya AZ BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

ANALİZ! 2002 ÖNCESİ TÜRKİYE, ERDOĞAN VE 15 TEMMUZ ÖNCESİ VE 15 TEMMUZ SONRASI TÜRKİYE!

ERDOĞAN VE ORTAKLARI!

Ülke seçmeninin çok ilginç psikolojik ve sosyolojik kodları var. Bu kodlar üzerine yapılacak yanılgılar da millet üzerine yapılacak yorum ve projeksiyonları aynı oranda sapmalara sevk ediyor.

Ülke insanının partiler, seçimler ve liderlere bakış ve yaklaşımında hakikaten orjin bir tarafı var. Her ne kadar son birkaç yıl içerisinde bu orjin taraf, İrfan ve önseziye dair kısmi bir aşınmışlık var gibi görünse de önemli ölçüde yerini, anlam ve önemini korumaktadır.

Örneğin AKP ve onun lideri Erdoğan için önemli bir kredi açmışlığını, bu kredi ve sempatinin son iki seçim içinde geçerli olduğunu, iddia edilen sonuçların gerçekliği, milletin gerçek tercihi olduğunu zannedenlerin millet ve irfan tanımlaması elbette yakıcı ve yıkıcı olmaktadır.

Oysa bu milletin ahlak, tercih, tespit, kararlılık ve nihayetinde İrfan bağlamında ki karnesini görmek ve gerçek bilgi, belge ve veriler ışığında ele alıp objektif yorum ve sonuçlar çıkarmak isteyenler geçmişe, tercih ve kararlılığına bakmak zorundadırlar.

Bu milletin %60’lar civarı kredi verip sempatiyle baktıkları ve üstelik tek partiden çıkarak ve yine toplumun bam teli olan Ezan’ı tekrar Arapçaya çevirerek korkunç bir bakiye elde eden ve toplumsal bağlamda adeta açık çek alan Adnan Menderes ve onun partisine hemen ikinci seçimde nasıl bir tavır takındığını, nerelerden hangi konumlara indirdiğine çokça iyi bakmak zorundadırlar.

1980 Darbesi sonrası henüz parti kurmuş, siyasi hiç bir background’u olmayan, sadece vaatleri ve şahsi sempatisi, güven veren arı, duru ve samimi yapısı dışında hiçbir sermayesi olmayan Turgut Özal’a verdiği muhteşem sevgi, yetki ve yaklaşık %50 gibi bir oy verip hemen iki seçim sonrası aynı milletin gösterdiği tavra çok ciddi şekilde bakılmalıdır.

Hele bir de Süleyman Demirel’in Doğru Yol partisi var ki evlere şenlik. Birçok kez yetki vermiş millet. Ama her yetki sonrası pusuya yatmış, izlemiş, incelemiş, verilen söz ve vaatlerin tutulup tutulmadığının ciddi ciddi çetelesini yapmış ve ihlal gördüğü an kırmızı kartını göstermiştir.

Dönüp bakın bakalım Adnan Menderes’in Adalet partisinden ne gibi bir iz kalmış!

Hele bir bakın bakalım toplumun tonton dedesi Turgut Özal ve partisi Anavatan’dan yana hangi kalıntıdan söz edeceksiniz!?

Süleyman Demirel’in Doğru Yol partisinden kalan kaç enkaz var sayabilir misiniz Allah aşkına!?

Millete ve tercihlerine sadece ama sadece olumsuz bakıp bu olumsuzluklar üzerinden karne verenler; Tüm partiler gibi genel başkanlarını ve başka nice siyasi aktörleri elinin tersiyle ve hiç birisinin gözünün yaşına bile bakmaksızın tarihin çöp sepetine gönderen bu halkın irfan duygusu ve özelliğini bir kez daha ele almalıdırlar.

Gelelim Erdoğan ve onun partisi AKP için milletin gösterdiği tavır ve sonuçların analizine

Burada olayı sadece Erdoğan, AKP ve yönetim şekli üzerinden ele aldığımız zaman doğru sonuçlara ulaşmamızın imkânı yoktur.

Konuyu doğru, objektif ve gerçekçi bir şekilde ele alabilmek için AKP öncesi konjonktüre, ülkenin içerisine sokulduğu siyasi, sosyolojik ve teolojik buhrana çok iyi bakmak orundayız.

DSP, ANAP ve MHP koalisyonu hükmetmektedir ülkeye. Ekonomik olarak büyük bir buhran hâkimdir. Kur ve faiz alıp başını gitmiş ve iktidar beceremiyor, toparlayamıyor ve işin içinden çıkamayan koalisyon dışardan bir kurtarıcı ‘’ Kemal Derviş’i ‘’ getirip bütün anahtarları kendisine teslim ediyorlar.

Ülke siyasi, sosyolojik ve psikolojik derin buhranlar içerisinde kıvranırken ve onca sorun içerisinde bir den bire Bülent Ecevit’i birileri öpüyor ve sonra Cin şişeden çıkarak İmam Hatiplerin orta sınıflarını kapatıyorum demez mi?!

Bununla kalsa iyi, devam ediyor Milliyetçi Hareket Partisi ve ANAP gibi iki muhafazakar partilerinde ortağı olduğu Bülent Ecevit hızını alamıyor ve hoooopppp Kuran kurslarını da kapatıyorum zırvalığını bir evvelki zırvalığına eklemez mi?!

Kesmiyor abimizi, gelecek ve kurulacak olan AKP ve Erdoğan için zeminin alabildiğine elverişli olması gerektiği fısıldanmış ‘’ KARAOĞLAN’ın ‘’ kulağına ve Karaoğlan ‘’ Üniversitelere giriş sınavlarında ki kat sayı çarpımına da müdahale ederek İmam hatiplilerin ve yani mütedeyyin, muhafazakar ve milliyetçi kesimin kol ve kanadını budamaz mı!?

Nasıl da canla ve başla çalışıyor şu bizim Sosyalist, Devrimci, hak ve adalet savunucusu ve aynı zaman da gariban olan solcu Ecevit, Erdoğan için…!

Dedik ya küresel abiler bizim çakma devrimciye kancayı atmışlar ve ‘’ hadi, muhafazakar kesimin bütün refleksleri tam hız devreye girmeli ve bunun için bütün ajitasyon girişimlerini hız kesmeden ve ardı ardına devreye koy ‘’ diyerek ülke ve milletin şiflerini çözmüş ve bu üçlü koalisyonun kucağına koymuşlar son derece güçlü gelmesi için Tayyip Erdoğan’ın…

Bir hamle daha yapması fısıldanır bizim devrimci, solcu ve halkçı diye pazarlanan kripto Erdoğancı Ecevit’in kulaklarına.

Artık Üniversitelerde ve bütün kamu kurumlarında BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI devreye girmiştir.

Son ve en büyük bombayı patlatmıştır bizim halkçı Ecevit. Sadece o mu!? Meclis, ‘’ Ürkeklerin değil erkeklerin yeridir ‘’ diyerek milleti aldatan, kandıran ve istismar eden Devlet Bahçeli ve MHP, Meclisin açılışında millete ilk ihaneti yapan ve Mersin Milletvekilleri olan Nesrin Ünal’ın başörtüsünü açtırarak ihanetin, aldatma, kandırma ve istismarın da kapısını ardına kadar açmıştır.

Gerilmeli, daha fazla gerilmeli ülke ve öyle ki halk bir karpuz gibi tam orta yerinden ikiye bölünmeliydi. Baraj altı kalmış olan Deniz Baykal ve CHP’nin mevcut senaryoda rolünün olmaması mümkün mü?!

CHP Mersin kadın kolları başkanlığı şehrin göbeğinde ‘’ Müthiş ‘’ bir etkinlik düzenler. Bütün kadın teşkilatı kara çarşaf giyer ve ucuz Showlarını gerçekleştirmek için kendilerine ayrılan sahnede ki yerlerini alırlar.

Gericiler, yobazlar, ilkeller, örümcek kafalılar, çağdışı tipler, ortaçağ karanlığının müntesipleri türü biri diğerinden kırıcı, biri diğerinden yaralayıcı, biri diğerinden aşağılayıcı cümle ve tanımlamaları ardı ardına serdedip çıkardıkları kara çarşafları ayakları altında ezmeye başlayarak Müslüman ve mütedeyyin kesimin sinir uçlarıyla oynar ve ülkenin bölünmesi daha bir keskin, hızlı ve istenilen kıvama getirilip Erdoğan Türkiye’sinin tuğlalarına bir basamakta onlar örüverirler.

Dedik ya tüm kamu kurumlarında başörtüsü yasak diye!

Tam o esnada senaryoda kendisine de yer verilmiş bir başka figüran devreye sokulur ve TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNE BAŞ ÖRTÜLÜ girmez mi?!

Dönemin Fazilet Partisi Milletvekili Merve kavakçı! Büyük bir mücahide, büyük bir muvahhide, büyük bir cihat örnekliği göstermiş! Ve adeta bütün mütedeyyin, Müslüman ve muhafazakâr kesimin yüreğine su serpmiştir.

Not: O dönem doğan kız çocuklarının %80’ine Merve ismi konulmuştur! Nasıl, ortam istenildiği kıvama getirilmiş mi?!

Artık taşı gediğine koymalıdır devrimci, demokrat, sosyalist, halkçı, dürüst Karaoğlan ‘’ BURASI DEVLETE MEYDAN OKUNACAK YER DEĞİLDİR. BİRİLERİ BU KADINA HADDİNİ BİLDİRSİN ‘’ diyerek kıyametin fitilini ateşlemiş ve Türkiye bir daha asla eski Türkiye olmayacak emrinin sadık bir kulu olarak görevini yine kusursuz şekilde yerine getirmiştir ( Nur içinde yatmasın )

Ve elbette sonra ki Türkiye’nin ailece altını boşaltacak, yiyecek, talan edecek bir ailenin baş aktörünü de sahaya sürmüştür bizim halkçı Ecevit hazretleri…

İşte bütün bu ahval ve şerait içerisinde, koca bir bilinmezlik ve büyük bir kaos içerisinde bulunan Türkiye için bir kurtarıcı gerekmez mi?!

Bir sonra ki yazımız da AKP’nin kurulması ve kurtarıcı Erdoğan’ın ellerine teslim edilen 15 Temmuz öncesi Türkiye ve 15 Temmuz sonrası Türkiye’yi de ayrı ayrı işleyeceğiz.

Kalın sağlıcakla

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

YAZIKLAR OLSUN SANA EY MALATYA!

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.