DOLAR

34,2394$% 0.15

EURO

37,2871% 0.19

STERLİN

44,4997£% -0.52

GRAM ALTIN

2.943,84%0,60

ÇEYREK ALTIN

4.978,00%0,48

Malatya AZ BULUTLU 16°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

ATARLI VE RACONSUZ CÜMLELER

Küfrün bile yüzü kızarsın istiyorum. Öylesine içimi boşaltmak, dökmek istiyorum ki kurallar bağlamasın elimi, dilimi ve kalemimi…

Alacağım var hayattan. Ne çok kişinin borcu… Ne dediğimi, sözümün nereye gittiğini, başta beni ve sonra muhatabının belini kaç derece kırdığını bilemiyor oluşum, bir tek dostumun, arkadaşımın ve okuyucumun aklının ucundan bile geçmez…

Çokta yumuşak değildir cümlelerim, aksine keskindir kalemimim ucu. Yazarken, beni dahi parçalayan, değdiği her yerime derin kesikler atan kalemim okuyana ve payı olanı pas geçmesi ne mümkün!? Sallıyorum ve sıkıyorum kalemimi kime denk gelirse artık…

İman ettimişim, şayet bir musibet kime denk gelmişse bir ettiği vardır ve dahi bir çoğunun affedildiğine ve dolayısıyla birilerinin bir yerini delimiş, kesmiş ve kırmışsa kalemim ve hissetmişse muhatabım, attığı bu kesik ve deldiği bu delik dolayısıyl nasılda müteşekkirim kalemime…

O sebeple ‘’ Atarlı cümleler ‘’ derken sadece racon içeren, kabadayı sözlerini kast etmiyorum elbette. Öyle ağzı dolu dolu küfürler etmekte mevzuya dâhil, sıkıntı yok. Zira mihmandarlığını lağım faresinden mütevellit amigoların ve yolcularının da radikal ve holiganlardan müteşekkil bir trenin gümbür gümbür olması lazım değil mi!?

Eskiler, ağza biber sürmek cinsinden ürkütücü sabote girişimlerine başvurdukları zaman ve diyardan demir alalı haylice zaman oldu. Korku ve ürküntü ve elbette utanca dair haylice uzaklaşmış durumdayız.

Dedik ya sıkıntı yok diye…

Dilediğimiz kadar atarlı münafıklık yapabilir, istediğimiz mevzu, konu ve kişiyi istismar edebilir, gerek ulvi ve gerekse ayyaş cümleleri aynı çuval içerisine koyup yeri ve zamanı geldiğinde iç dahi çekmeden tepe tepe kullanma yetkilerimiz de hala cari ve dolayısıyla sıkıntı yok.

Sıkıntı yok

Atış serbest ve atacağınız nüve ve çeşit bakımından herhangi bir sınırlamaya da tabi değilsiniz ve atış serbest. Kime, neye ve neden küfrettiğinizden tutun da kimi ve neyi totem kıldığınıza, kime ve neye taraftar olduğunuzu bilmeyişlerinize, gidiyoruz ama nereye, neden ve kimin peşinden diye sorgulamaya dahi gereksinim duymayan holiganlar ve fareden mütevellit kaptan ile nereye olursa oraya, dedik ya sıkıntı yok diye…

Bindik bir alamete gidiyoruz eğlenceye!

Kıyamet mi? O, henüz hiç kimselerin ilgi alanında değil. Arasıra sallanışlarımızın etkisi ise uçucu madde misali anlık depreşimlere kısa soluklu ve hafif dokunuşlar yapıyor olsalar da, aldığımız kafa yapıcı ve okkalı sloganlar sayesinde diğer tarafa yapacağımız transik geçişlerde son derece hızlıyız ve sıkıntı yok.

Kimi abi ve ablaların süratten kaynaklı süreli bulantıları olduğu an, sağda ve solda ki yardımsever diğer abla ve abilerimizin yer verişlerini de es geçmiş değiliz. Sıkıntı yok derken o kadar da demedik canım.

Özü itibarıyla yazı yabanın orta yerine terk edilir bir millet de değiliz. Severiz zaman zaman uzaktan uzağa üzülmeleri. Ahh canımmm, yavrumm, gardaşım deyişlerimizin bir maliyete tabi olmamasına karşın döktüğümüz timsah göz yaşlarının da illaki bir bedeli de vardır yahu…

Birbirimizle birlikte kendimizden dahi kurtulmuşluğun dayanılmaz hafifliği hepimizin ruh ve tenini okşarken, aklımız, alıp başını gitmiş ve biz zevahiri kurtarmayı dahi gereksiz gördüğümüz bayramın arifesinde hazırlıklar yapmaktayız.

Kendisine, etraf ve eşrafına merhamet sürmeyi henüz, ‘’ gereksiz ‘’  duyduğumuz gereksizler kategorisine indireli de hayli zaman oldu. İnsan ve düşlerinin eleavuca sığmazlığı, ukalalık ile barbarlık arasız hızlı geçişleri, hayat ve hayatiyet ile bağ ve bağlantısızlığımız dahi ürkülecek konuları arasında değil ve sıkıntı yok…

Umut ve hüsran döngüsü

Yaptığım onca ironiye rağmen kocaman bir gayya kuyusunun tam orta yerine düşmemek adına kenarlarında canbazvari taklalar attığımızı farkettiğimiz an, manevra yapacak zamanımız kalacak mı ? Kestirebilene de aşk olsun.

İçimizi yalayıp geçecek dahi olsa bir tutam umuda, bir tutam inanca ve bir tutam insaniliğe ne çok gereksinim duyuyorum.  Sessiz sözcüklerim ile dudak büküşlerim birbirine rüküş düşmediği bu süreç, kim ne zaman şıklığa dair bir gösteri sunacak diye gözlerim haylidir kapılarda kalakaldı.

Umut, inanç, huzur, sevgi, saygı, edep ve ahlak yine mi teğet geçecek bizleri…!?









YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

MAHALLENİN GÖRGÜSÜZLERİ

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.