DOLAR

35,2068$% 0.3

EURO

36,7672% 0.92

STERLİN

44,3202£% 0.7

GRAM ALTIN

2.968,33%1,32

ÇEYREK ALTIN

4.853,00%0,96

Malatya HAFİF KAR YAĞIŞLI
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
TURAN GÜZEL

TURAN GÜZEL

17 Aralık 2024 Salı

BERRAK BİR ZİHİN

BERRAK BİR ZİHİN
7

BEĞENDİM

ABONE OL

Açtım bellek çekmecemi ve karıştırıp içerisini alınmamış, çalınmamış, bana has ve bana özgü kavramlar ile ve yine benim tavrım ve tarzım ile kavga vereceğim bir başka yazım için oturdum klavye başına.

Ne tipler tanıtım çeşitli güçlerin emellerine koşulmuş omurgasız, mezhepsiz, meşrepsiz, milliyetsiz ve dinsiz olmaları dolayısıyla boyunları ipekten kementler ile bağlı, görklü ve görkemli(!) bu insanlarla vereceğim kavganın ve sonucunda aldığım ve alacağım yaraların ne büyük paye olduğunu hakkıyla kanıksamış olan ben, dümeni olmayan ama açık denizlere doğru yol alan bu cibilliyetsizler ile vereceğim kavganın galibini Allah zaten belirlememiş mi!?

Alabildiğine berrak zihnim; amasız, fakatsız ve lakinsiz bir teslimiyet ile vuruşacağım meydana ve davama olan inanç ve hakimiyetim, koçansız mısır yığınları gibi bir bir ayaklarım dibine dökülüşleri bile bir Cennet muştuluyor bana.

Saat kadranın da günleri, saat, dakika ve hatta saniyeleri bile kıymetine denk şekilde hebasız, ziyansız ve kayıpsız kullanıyorken ben, dilleri bir kenara gözleri ile kin, nefret ve intikam kusan sürüsünce besmelesiz daha bir küçülüyor gözlerimde…

Tek’im ve yapayalnız deyişime bakmayın siz. Tek ve yapayalnız verilebilir bir kavga mı benimkisi!? Ve Alemlerin Rabbi ile yaptığım akit nasıl da bileyliyor yüreğimi ve bir kez daha kuşanıyorum kalemimi ve silgim ile hatırı sayılır bir mesafe koyarak…

And olsun silmeyeceğim değerlerime karşın savaş verenlerin bir tekinin ne ismini ne cismini ne de cürümlerinin bir tekini. Yüreği buz tutmuş bir başkaldırı benimkisi. Merhametten azade gibi bir yanlışa düşmeyin sakın, hak edenin hakkını verme düsturu olduğuna olan inancınıza zerre kuşku bulaştırmayın.

Zayıflık, benimle örtüşebilir bir durum değil. Hem, pusuya yatmış nice cibilliyetsiz bu anımı gözlüyor değil mi!? Anahtarı, hepsinin en mahrem kapılarını bile açacak olan anahtarlarını parmaklarım arasında döndürerek davetkar bir bakış atıyorum cibilliyetsizlerin tamamına.

Gökyüzünün gözyaşlarını kuruluyorum dudaklarımla ve her zaman olduğu gibi sevgili ile yaptığım akit gereği çabalayarak bir kez daha doğruluyorum mevziiye doğru. Saf, çıplak ve tertemiz bir teslimiyet, sevgi ve şefkatin sarıp sarmaladığı bir güven, zifiri karanlığın tam orta yerinde muştuluyor aydınlığı.

Tebelleş kifayetsizler ile aramda ki mesafe her geçen gün daha bir kapanıyor. Yaklaşıyorum en ulaşılmazlarına. Nefes borularına oturup çıpındıkları gün hakkı gasp edilmiş nice sessizlerin arş-ı alaya yükselen kahkahalarını daha şimdiden duyuyorum.

Hedonist bir zavallılık değil ve elbette bundan Rabbime sığınırım. Ancak, ayaklarının altlarına kor taşın konulup beyinlerinin fokur fokur kaynatılacağı sünepelerin, omurgasız, haysiyetsiz ve namussuzların karşılaştığı dünyalık bir nazarın tezahürü kabilinden bakın bütün bunlara…

Gülünç ve acınacak yüzler, resmi olarak atanmış kutsayıcı ve övücüler, taltif ve iltifatın milyarlarcasını beş kuruş karşısında serdeden kimliksiz ulaklar kederle gülümsüyorlarken birbirlerine; vakar kabilinden çakalımsı ve elbette hayasız caka satışları yok mu ?! Sönmüş bir balon kadar ölgün duruyorlar karşımda.

Tahammülsüz ve mıhlanmış gözlerle bütün bedenimi hedefe koyan boyunları ipekten kementler ile bağlı, görklü ve görkemli bütün tipler, bağımlısı oldukları İslam takılı ve soslu cemaatlerinin, tarikatlarının, vakıf ve derneklerinin usta tiyatrocu ama hoca kılıklı tiplere yalvaran ve imdat dileyen sığıntı bakışları,  haysiyetlerinin kaç okka oluşunu da koyuveriyor masanın tam ortasına.

Kusursuz, lekesiz ve alabildiğine mavi gökyüzü ile sarkıyoruz naz ediyoruz birbirimize. Hedefimizin ve arazimizin sınırları daha bir ürkütüyor ve öldürüyor bütün kimliksizleri. Provası yapılmış, küresel ve yerel tanrılarının onayına sundukları imanlarının onay almasından cüret alan bu zümre, olanca haşmeti ile üzerime üzerime geldiğini zannederken dizlerinin titreyişleri saklayamadıkları bir başka ayıplarıdır aynı zamanda.

AZ KALDI EY KARANLIK, BEKLE DOĞURACAĞIZ AYDINLIĞI…