TEK ADAMCILIĞA HAYIR
Dikkat ederseniz ‘’ Tek Adam ‘’ demiyor bir sistemden bahsediyorum. Yani ölümü gösterip sıtmaya razı eden bir hinlik ve cinlikten dem vuruyorum. Gerek Millet ittifakı ve gerekse Cumhur ittifakının tüm ülkeyi bir ila üç beş kişinin etrafında döndürüyor olmaları bahsini yaptığım tek adamcılık kafasının bir ürünüdür.
Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu ve elbette bir de cari olan arasına sıkıştırılmak azımsanır bir hinlik, cinlik ve hakaret değildir. Koca bir milletin bilinç ve algı dünyasına yapılmış bu saldırıyı hem hukuka, hem ahlak ve hem de insan onuruna yapılmış çok büyük bir hakaret ve hayasızlık olarak tanımlıyorum.
Ekrem İmamoğlu’ndan yana tavır almış olmamı ‘’ zalim ve mazlum ‘’ bağlamı dışına çıkarıp buradan da yazım ile çelişik bir hal içerisine düştüğümü zannedenlerin alacakları gardın hepten yersiz, önemsiz ve mesnetsiz olduğunu yazımızın başında şerh düşelim.
Şayet 6’lı masanın adayları bahsini yaptığım iki kişi ile sınırlı kalır ve bunlardan da bir tanesini getirip önümüze ‘’ İşte size aday ‘’ diye lanse edildiği an gerek cari olan ve gerekse 6’lı masanın adaylarından hiç birisinden yana pozitif bir tavır takınmayacağımı şimdiden deklere etmiş olayım.
Bilinç dünyamıza bu denli subliminal atışlar yapılmış olması, aklımızın ucundan bile geçmemiş kişi ve isimleri bizim kabul görmüş duamız ve adayımız gibi önümüze konulmuş olmasını en az cari olana gösterdiğim şedit muhalifin bir diğer tarafını oluşturacaktır.
Seksen beş milyon insan içerisinde bu iki kişi dışında aday bulamayan ve bu ikisini bizler önüne tek seçenek diye sunan masa ve sayısının kaç olduğuna bakmaksızın yetersiz ve çözüm üretmekten yana kifayetsiz olacaklarına dair yapılacak tüm yakıştırmaların başım üzerinde yeri vardır.
Seksen beş milyon insan içerisinde üçüncü, dördüncü ve hatta 11 bin, 57 bininci adayı bulamayan bir masa, seksen beş milyona hakaret ediyor olmasının yanısıra yine koca bir milletin bilinç dünyasına yönlendirici atışlar yaparak sevk ve idare edilmesinin gerekliliğinden(!) dem vuran masadır ki düşman başına…
Ekrem İmamoğlu seçilmiş bir belediye başkanıdır ve hala görevinin başındadır. Hala görev süresi devam etmekte olan mevcut başkanın görevini en iyi şekilde yapması için her türlü katkının verilmesi, bahsini yaptığım 85 milyona karşı en doğru ve en saygın girişim olacaktır.
Üstelik, bilinç dünyamıza yapılan yönlendirici ve dolayısıyla ayıp atışlara cari iktidar parti ve başkanın da destek verici girişimlerde( mahkeme ve ceza ), telkin ve tavsiyelerde bulunuyor olmaları midemi bulandıran bir başka hinlik olarak karşımda durmaktadır.
Bir evvelki yazımda da belirttiğim üzere burası Türkiye ve en olmazların ve olasılık dışı diye eliminize edilmiş nice şeylerin hemen ve anında hayatımıza entegre edilişlerine sayısız kez şahitliğimiz, bahsini yaptığım iğretilerim, kuşku ve korkularımın referans olaylarıdırlar.
Herkes kendi işini yapsın ve hele hele de seçilmiş olanların halihazırda cari işleri ve görevleri var olanların kendi işlerini en iyi şekilde yapmaları hem kendileri, hem altılı masa ve hem de 85 milyon için en doğru iş olacaktır.
İktidar partisini, tek adamlık üzerinden tüm ülkeyi tahakküm altına alarak hukuksuz ve keyfiyet üzerinden yönettiği iddiasını haklı ve meşru bir zeminde dillendiren altılı masa, aynı hatayı bir başka algı yönetimi üzerinden sezdirmeden, uyandırmadan, çaktırmadan ama aynı zaman da utanmadan uyguluyor olmaları azımsanır bir ayıp ve tehlike değildir.
Koca bir ülkeyi bu üç kişi arasına sıkıştırmış olan cari partinin düze çıkarmayacağına olan inancım, bir diğer taraftan bir başka ikili arasına sıkıştıran altılı masa içinde önemli bir umut kaybımın gerekçesi durumundadır.
Artık algı dünyamıza atışlar yapmadan, gerçekçi ve karşılığı olan birkaç kişinin millet önüne konulması ve konulanların yine milletin öngörü, sezi, taltif ve onayına sunulması ve sonucunda en ciddi teveccühe tabi tutulmuş olanın da aday olarak açıklanması altılı masanın yapacağı en doğrı iş olacaktır.
Aksi halde ben bu oyunda kimseye taraf olmayacağım…
News