35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
44,3202£% 0.7
2.968,33%1,32
4.853,00%0,96
Seçilmişlik nimetinin büyük bir musibet haline gelme tehlikesi. Sebeplerden biri bu olabilir mi? onlar seçildiler ama seçildikleri şeyi yapmadılar, tam tersini yaptılar, hainlik ettiler ve lanetlendiler. Şeçilmişlik, ihanet, lanet. Yahudi tarihinin üç ana başlığı. Yahudilik, insanın potansiyelinin patladığı, spesifik bir yoğunlaşama hali gibidir. En iyinin ve en kötünün. İsa’nın ve yahuda’nın. Çaktın mı mevzuyu hazretim.
Seçilmişliği, onu yaratan iradeden, gayeden, peygamberlerin daveti ve şahsiyetinden, yüklediği somut sorumluluklardan alelacele kopartmak. Soyutlaştırmak, mutlaklaştımak. Kendisiyle birtek kendisiyle münasebetlendirmek. Kendine kapanmak, ötekileri dışlamak, aşağılamak. Seçildiler ihanet ettiler, lanetlendiler. Bu halleriyle de insanlara anlatılmaya anlatılmaya değer oldular. Nerede Yahudilerden söz ediyorsak hep anlatılmaya değer bir şeylerden bahsediyoruzdur hazretim.
Seçilmişliği bir paye bildiler. Bir makam. Seçkinlik, farklılık, üstünlük, biricilik. Bir görev olduğunu, o görevin ne olduğunu, onu ifa edip etmediklerini, tüm bunları umursamadılar. Seçilmişlerdi ya, coştular, taştılar, taşkınlaştılar. Önce tüm insanlığa karşı büyüklenmenin fıkhını kitaplaştırdılar. Sonra da bizzat kendilerini bizzat seçmiş olan cenab’ı aziz ü cebbar’a karşı. Salavatullahi ve selamullah ala nebiyyüna ve aleyhim, peygamberlerin kendilerinden olması ile tatmin olmadılar, Allah’ı da kendilerinden bildiler. Kendilerinin, esasen Allah’ın bir parçası olduğuna, Allah’ın tarihteki ve toplumdaki cisimleşmiş sureti olduklarına inanmaya vardırdılar işi.
“Yahudilik, insanın kendisiyle böbürlenmek için sonsuz bir susuzluk duyabileceğini ve onun için de Allah olmaya bile kalkışacağını gösterir.”
Bir ağabeyimin de dediği gibi; “Allah olmayı başaramaz ama, şeytan olmayı başarır.” Yahudiler, seçilmişlerin başına neler gelebileceğini, seçilmişliğin başına neler geldiğini bize göstererek ibret oldular.
Ben seçilmiş olmak istemiyorum hazretim. Tırsıyorum. Ben sadece bir insan, sade bir kul olmak istiyorum. İlla seçilmiş olmam gerekiyorsa yaratılmak üzere seçilmiş olmak bana yeterdi. Kavmiyetçilikde seçilmişlik temasına rast geldiğini anlamanı dilerim hazretim. Yazılı olduğundan çok yazısız, sözlü olduğundan çok sözsüz bir seçilmişlik fikri. Yahudilerin ki kadar keskin ve kesin olmasa da. Yahudilerle mukayese edilebiliyor olmak bile tehlike çanlarının çalması için yeterli olmalı oysa. İçimizde, çanlar kimin için çalıyor diye kafayı camdan çıkartacak az adam var gerçekten. Kaygısız. Neyle oynandığımızın farkında bile değilim hazretim.
Müslümanların tamamın da seçilmişlik mitosuna kapılma zaafı vardır. Sadece arap kavmiyetçiliğinde değil. Allahümme salli ala muhammed, peygamber’in bize, bizim de insanlara şahit olmamız için Allah’ın bizi insanların arasından çıkarttığı fikri ayetlerle desteklenir. Buradaki atladığımız detay nedir? Sen, ben o seçildi isek, adını andığımız vakit derim ürperiyor, bu bizim seçkin olduğumuz anlamına gelmez. Bir misyon için ayıklandık, hepsi bu. Yahudilik alametlerini bizde de görüyorum hazretim, vazife ile övgünün, misyon ile makamın birbirine karıştırıldığı yalnızca araplarda değil, bütün Müslümanlar da görüyorum. Kendimizi olduğumuzdan çok farklı sanma, insanlığa bir numune değil de nimetmişiz gibi hissetme durumunu mücahidi, müteahhidi, çok İslamcılarda görüyorum. Onlara benzeme fikri, neden sahiden ürkütücü gelmiyor bize biliyormusun hazretim. Bilirsin sen yine de söylemek istiyorum.
“Kendimizi onlardan farklı üstün görüyoruz da ondan. Yahudi’nin baştan sona acı bir tarihi tecrübenin unsuru olduğunu umursamıyoruz. Yahudi’ye Yahudilik yapıyoruz.” Yalansa tükür yüzüme Hazretim.
Bir de ne biliyormusun, bunu anlatırken de soğukkanlılığımı kaybediyorum, her şeyi bildiğimizi sanıyoruz, bun da gerçekten inanıyoruz. Bilmediğimiz hayati meseleler hakkındandaki hoyratlığımız, kestirip atma huyumuz, ahkam kesişimiz, cihad videolarımıza akseden Ebu Rambo’luğumuz, hep bu hastalıklı benlik kozamızdan kaynaklanıyor. Benlik algımız niye hastalıklı? Çünkü; biz müslüman’ız. Seçilmişiz biz… Yapma Allah aşkına.
Yahudilik, yukarıyı değil aşağıyı, kutsalı değil kavmi, Allah’ı değil kendisini esas aldığı için Yahudilik oldu. Dini kendimizle özdeşleştirdiğimiz de Yahudileşiriz. Aynı şeyleri yapıyor olmayalım hazretim. Kendimizi çok fazla mühimsiyoruz bana kalırsa. Sana bir sır vereyim mi ? Yahudi alameti nedir diye soracak olursan; “kendimizi mühimsemekteki aşırılıktır” kendimize çok kapanıyoruz. Neredeyse Yahudiler gibi kapalı sistemler kuracağız. Seçilmişlik hazretim. Kim bizden aşağı? Adam kalkar “Ya Allah!” derkatılır oda aramıza. Biz dediğimiz şey, dondurabileceğimiz şey değil. Ariel Şaron, bitkisel hayatından kalkar, pişmanım Allah2ım der, kolunu kanadını kırdığı filistin’in yanın da durur, o da bizdendir artık. Kimiz biz, mensup sayısı tahdit edilmiş, hususi bir seçkinler kulübü mü? Seçilmiş olmamız, yanlızca sorumluluktur, sorumsuzluk değil. Yanlış olan kavram değil, bizim kavrama biçimimiz. Yanlış olan, haşa kelimenin bağlamı değil, bizim bağlamımız, bizim onu nereye bağladığımız. Şimdi başını omuzuma yasla ve ağla hazretim, nasıl ağladığını görmediğim kişilere sırımı anlatmam zaten. Ağla sen bunu hakkettin. Yüzüme tükürsende. Pişmanlık duyman beni sevindirir.
MERHUM HASAN CELAL GÜZEL’DEN ‘BEYTÜLMAL’ DERSİ!