39,7257$% 0.16
45,8826€% 0.2
53,5046£% 0.1
4.295,44%0,13
7.049,00%-0,35
Gün geçmiyor ki CHP’li bir siyasetçi, bir bürokrat, bir belediye başkanı ve o belediyenin üst düzey bürokratlarına operasyon yapılmamış olsun. Üstelik bu operasyonlar sadece İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ile sınırlı kalmayıp tüm İstanbul’u kapsamış durumda.
Operasyonlar, tüm İstanbul’u kapsamış durumda derken ve diyecekken Seyhan ve Ceyhan/Adana’ya da sıçrayınca olay artık belediye olmaktan çıkıp direk CHP demenin, CHP’nin tasfiyesi hüviyetine dönüştüğünün altını çizmek istiyorum.
Bu bir tasfiye operasyonudur ve bu operasyonun ortakları ve hatta kilometre taşları da bizatihi CHP’nin içindedir!
Dikkat ediyor musunuz bütün operasyonlar yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, rant, kirli ilişkiler ve hırsızlık üzerinden devam ediyor. Düz ve direk yazacak olursak bir iki belediye, oraların başkanları ve üç beş bürokratı değil! HIRSIZ CHP algısı üzerinden yapılmaktadır.
Zira olay bir belediye, başkanı ve yapılan rant, yolsuzluk ve hırsızlık meselesi olmayıp hedefin tam 12’sine konulmuş CHP’dir!
Hedefte CHP olmasına ve direk CHP’nin üzerine giydirilen HIRSIZLIK VE HIRSIZ CHP tanımlaması ve operasyonlarını Ekrem İmam-oğlu üzerinden cıvıklaştırmak ve adeta AKP’nin ekmeğine yağ sürmek anlamına geldiğini, CHP tabanına anlatamıyor oluşum, kaderci bir toplumun karakteristik özelliğine çarpıp tuz ve buz oluşunun tabi bir sonucu…
Sanırım Mersin mitingiydi gencin birisinin Özgür ve Özel olmayan genel başkanın yakasından tutup ‘’Taksim meydanı çağrısı yap, zira biz, bu çağrıyı bekliyoruz yıllardır ‘’ deyişine; benim böyle bir yetkim yok cıvıklığının siyaset, sosyoloji ve etimolojide zerre kadar karşılığının olmadığını da duvara anlatıyor olduğumun, omuzlarıma verdiği ağırlık…
Bunca solgun bunca ölgün, bunca cesaretsizlik, kimliksizlik ve yüreksizliğin ‘’ kader ‘’ kavramı üzerinden Allah’a fatura ediliyor oluşuna bir sağ, bir sol ve bir sekülerist zümrenin dillerinden sökün ediyor olması, Allah için de kaldırılabilir bir iftira olmasa gerek…
Anlıyorum elbette, çıkıp sokağa ve milletin gözlerinin içine baka baka ‘’ her ne kadar birbirimizin aynısı değilse de, gayrısı da değiliz ve aslında gördüklerinizi el birliği ile şu perdenin arkasında göremediğiniz bir alanda beraberce tasarlıyor ve ülke kaynaklarını da birlikte tırtıklıyoruz diyecek değiller…
Ancak, ahlaksızların temel özellikleri sayısız, duraksız ve limitsiz yalan söylüyor, rol yapıyor olmaları; kıblelerinin olmaması dolayısıyla kimliklerinin, kişiliklerinin, ilkeleri ve omurgalarının olmadığının yaşanmış sayısız, limitsiz ve can yakan örneklere rağmen kavrayamamış zümreye, hangi cümlenin nasıl bir tesiri ola, deyip o tarifsiz ağırlığın omuzlarımın çöküşü…
Koca bir ülke iç ediliyor!
Yeni Anayasa’yı kendim için istemiyorum derken ‘’ Beni sayma zira benim dinim, imanım, Allah, ırk, millet, devlet ve bayrak anlayışım ve hatta kıblem bile senden farklı ‘’ diyerek yazdığım yazılarımın yetim ve öksüz kalışında ki yalnızlığım ile gururum arasına sıkışıp kalmışlığımda, azımsanır bir yük değil sırtımda…
Dur diyen yok, karşı duran yok. Devlet ve anayasal kurumların hemen tamamı adeta lağvedilmiş ve bir avuç köksüzün haram bedenlerinden neşet etmiş absürt çıkıntılarının kök saldığı mahrem toprakların sahibi olarak yüreğime saplanan sayısız okların kanırtışı ve sancısını nasıl izah edeyim…
Çöktüler ülkeme!
Bila bedel çöktüler ülkeme. Zerre kadar bedel ödemek ne kelime, bir de ülkemin altını üstünü yağmalamıyorlar mı? Dünya tarihi yazmamış böylesi bir işgal ve istimlakı.
Bir zümrenin bir diğer zümyeri koyunluk ile suçladıklarını ve bunun hemen yanı sıra yapılan öküzlükleri görüyor oluşum ve hiçbir tarafa söz dinletemiyor oluşumun ve en sonunda gram gram, içime içime çöküşümün, kalbime bindirdiği yükü nasıl anlatayım…
İşte bu sebepledir kısır döngüye kader diyerek içerisinden çıkamamak, müstemleke ülkelerin kaderi…
TÜRKİYE’DE SİYASETİN KRİSTALLEŞME FORMLARI
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.