34,3054$% 0.31
37,5445€% -0.07
44,9573£% 0.06
2.925,56%1,27
4.957,00%0,97
Bilemiyor, kestiremiyorsunuz nerden çıktıklarını ve ne zaman hayatınıza müdahil olduklarını anlamadığınız ve anlamlandıramadığınız tipler vardır, bodoslama girerler yaşamınıza. Ve ‘’ sev beni, hayatına al, genişçe ve anlamlı bir yer ayır’’ derler düstursuzca.
Sizin sevgi anlayışınız, kriterleriniz, beklenti ve ihtiyaçlarınızın onlar için kıymeti harbiyesi yoktur. Onları almak, kanıksamak, sevmek gibi bir borcunuz(!) vardır ve önü sonu belirsiz, karanlık ve götürüsü kestirilemez olan bu dikte karşısında öylece kalakalırsınız…
Bakmayın siz, aralara iki cümle lütuf kabilinden size söyledikleri iltifatlara, hemen arkasından gelecek olan esaslı talepleri kırıverir belinizi tam orta yerinden. Düşer mi sonrasına sizin payınıza özel bir ihtimam, özenli koruma sevgi ve elbette tonajlı bir bedel. Dedik ya borçlusunuz diye…
Tehditvari ve sabıkalı bir gülüş atarlar ara ara ve size haddinizi bildirmeyi zinhar ihmal etmezler. Alacaklı olan o ve borçlu olan sizsiniz ya! Beni seçecek, beni sevecek, beni benimseyip, bana tabi olacak ve sözümden dışarı çıkmayacaksınız derler ve bütün bu küstahlıklar ince bir evet ve onaya tabi tutulur siz ve toplum tarafından.
İpnotize edilmiş, duygu dünyası esaslı bir depresyona tabi tutulmuş, analiz yeteneği işgal edilmiş, tahkik etme yetisinden yana fukara olmayı da eklediğiniz an, bırakın teba olmayı, kul ve Tanrı ilişkisi önünde hiçbir engel kalmamıştır artık.
Uhrevi inanç, iman, ibadet ve korkularınıza bile alangirli kılıfları olmanında ötesinde sizi teskin edecekleri ayet, hadis, bayrak ve vatana tekabül eden cümle öbeklerini de sağ ceplerine doldurmuşturlar. Ve yeri geldiğinde, gerekli gördüklerinde gazınızı alacakları türden malzemeyi önünüze koyarak ‘’ Bakın, bizde Müslüman ve biz de iman ehliyiz ‘’ diyecek, üsttenci ve tehditvari tebessümü hemen yanına iliştirecekler.
Bu sahte, ciddiyetsiz ve cibilliyetsiz kişilerin hayatınız ve ülkenize dair kök söktürdüklerini gördüğünüz an ve yine en mahreminize kadar işgal ettiklerini, altınızda olan ve sizi var eden her şeyi laçkalaştırdıklarını ve çekip aldıklarını iç burukluğuyla tespit edersiniz.
Ve sonra dehşet bir korkuyla irkilip, sağımda ve solumda kim var, elde ve avuçta kalanların kuva-i Milliye kutsaliyetinde bir ruhu inşa edecek derece de bir değer ifade edip etmediklerine dair koca bir umutsuzluk kuşatıverir tüm benliğinizi.
Sizi var eden, uğruna her şeyinizi vermekten gözünüzü bile kırkmayacağınız Ayet, hadis, vatan ve bayrak; çağcıl ama uyumsuz, soyu kırık ve soyu kesiklerin dilinden dinlediğiniz ayetler ve hadisler bile yakıverir canınızı. Uymaz, uyuşmaz ve yakıştıramazsınız Allah’ın dinini mevcut münafıklara. Lakin yine çöküverirsiniz olduğunuz yere.
Çizersiniz bir karakteristik çerçeve ve hemen sonrasında ardısıra dizeceğiniz tüm cümleler eşlik ediverir yüreğinizde ki sızı ve isyana. Yıkılıverir kumdan kalelerin tamamı. Vaat edilen içi boş, samimiyetten yoksun, çıkan dile rüküş kaçan imani tüm cümlelerin bile beli kırıktır artık.
Paha biçilmez rezillerin paha biçilmez rezillikleri şato ve rezidansları süslerken, yine geliverir aklınıza açlıktan taş bağlamış peygamber hikayeleri ve neredeyse bütün ravilere ve rivayetlere, menkıbe, hadis ve imam diye pazarlanan, açlıktan, yoksulluktan ve hiçlikten nimet türeten necislere hesap kesersiniz hemen oracıkta.
Oysa din kardeşiydiniz ve hatta sizin bilmediğiniz ayetler ve hadisler, her Cuma günü ve namazından evvel gırla gidiveriyordu şato, villa ve rezidansları kendi hanelerine zimmetleyen şöhret, servet ve şehvet sahibi hayasız muhteris ile. Ve ne hikmet ise açlık, susuzluk, yarınsızlık ve umutsuzluk hep sizin payınıza düşüyordu.
OYSA!
Öyle fasikül fasikül dinsel neşriyat ile hemhal olmaya gerek yok ki akılla, mantıkla ve tecrübe ile kan revan bir savaş halindeydi bütün bu yaşanılanlar. Zira bişeyler ters, bişeyler garip ve bişeyler uyumsuzdu. Neresinden baksanız şekilsiz, neresinden baksanız çıkıntılı ve neresinden baksanız ahmakça…
Caminin imamı, kanaat önderi, alim, yazar ve aydın ile çalınanlar, yolsuzluklar, hayasızlıklar, hukuksuzluklar at başı gidiyor ve dine dair, imana, hakikate, adalete, hukuka, utanmaya, arlanmaya, helal ve harama dair bildiğiniz her şey birer bomba gibi duruyordu kucağınızda…
Terazinin hak, hukuk ve adalet tarafında duran ve yere düşmüş kefesi feryad-ü figan halde yalvarıp duruyorken size, sabrınızın, tavrınızın ve dahi imanınızın, karakterinizin, haysiyet, şeref ve namusunuzun test edilip imtihana tabi tutulduğu korkusu nasıl da kuşatıyor bütün beden ve ruhunuzu…
İkinizden, ikisinden biri olmamalı!
ÖYLE YA!
HAK, HUKUK VE ADALET İMANIN YANİ MÜSLÜMAN OLMANIN ŞUBELERİNDENDİ VE HERŞEY İŞGAL EDİLMİŞ, İĞFAL EDİLMİŞ, HAYÂSIZ, İMANSIZ, ŞEREFSİZ VE NAMUSSUZLARIN AYAKLARI ALTINDA ÇİĞNENİRKEN DİLLERİNDE Kİ BİSMİLLAH, ELHAMDULİLLAH VE AHLAHU EKBER NİDALARI DİRİ DİRİ ÖLDÜRÜYORDU BENİM GİBİ SAHİH İMAN EHLİNİ.
İKİMİZDEN, İKİSİNDEN BİRİ OLMAMALI…!
HADİ, BİZLER İÇİN DUAYA….
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.