36,2420$% 0.05
38,0107€% 0
45,7180£% 0.26
3.378,06%0,52
5.630,00%0,19
Kendisini İslam zanneden, kendisini Müslüman zanneden ve böyle zannettikleri için yine Arapça ve Nihavent makamında kuran ( şarkı, şiir ) okuyarak kendisinden geçen, trans halinde anlamsız, ederi olmayan bir sarhoşluğa kendisini teslim etmiş bir toplumun akıbeti ne ola!?
Oysa nihavent makamında dinleyip kendilerinden geçen bir toplumun kendisine gelmesi, çekidüzen vermesi, silkelenmesini isteyen kuran, tam 15 asırdır bu ayet ile haykırıp durmaktadır
‘’ Bu ayetleri, kâfirlerin dedikleri gibi şarkı ve şiir sanmayın. Biz, elçimiz Muhammed’e şiir öğretmedik. O’nun buna ihtiyacı da yok. Peygamberlik, şairlik olmadığı gibi, Kur’ân da şarkı ve şiir değildir. O Kur’ân, başka değil, ancak bir zikir, öğüt, vaaz, irşat ve hatırlatıcı bir kitaptır. Yasin Suresi 69. Ayet
Arabesk bir şarkı, bir menkıbe, bir uçucu mucize muamelesine tutulmuş Kuran’ın içerik ve mesajı anlaşılmamış, verdiği izahat, örnek ve kıssaları itibarıyla heba edilmiş, gerisin geriye alıp terk edilmiş bir kitaptır.
Bunun için de 15 asırdır aynı ikazı yapıp durmaktadır Kuran! Buyrun Furkan suresi 30. Ayet
‘’ Resul, “Rabbim! Kavmim bu Kur’an’dan yüz çevirdi, lafzen okudu mahiyetine kör sağır kaldılar, Abdestsiz okunmaz, şu mesafede tutulmaz, yüksekte korunur gibi ucube yaklaşımlar ile onu öksüz, ilgisiz bırakıp büsbütün terk ettiler” dedi.
Gelelim konumuza!
Kuran, Muhammed ( A.S) inmiş olmasına rağmen en çok, defaten ve sarahaten Musa A:S ve Firavun’dan ve ikisi arasında ki amansız, duraksız, korkusuz, kimlik, kişilik ve onurun hâkim olduğu bir kavgadan, cesaretli ve omurgalı bir mücadeleden bahsetmektedir.
Bu kadar altı çizilen, defaatle ve sarahaten anlatılan kıssalardan bu milletin, kendisini İslam ve Müslüman diye adlandıran bu kitlenin alması ve anlaması gereken mesaj nedir? Bütün bunlar bu kadar vurgulu şekilde neden anlatılır? Amaç ve verilmek istenilen mesaj nedir? Demeleri gereken süre hala gelmedi mi?!
İslam ve Müslüman Coğrafya ve halkı, İsrail ve Firavun düşmanlığı yapıyoruz adı altında birebir aynısı olduğunun idrakinde bile değildir!
Yine bütün bu Coğrafyaların liderlerinin Firavunun bütün özelliklerinin birebir aynısını taşıyorken halkının pısırık, içe dönük, edilgen, korkak ve dolayısıyla izzet, şeref ve onurlarını kaybetmiş olmalarının ana gerekçesi ‘’ Musa ve Firavun kıssasını 4500 Yıl geriye ait ve sadece İsrail oğullarını kapsadığını ve onları anlattığını zannediyor ve hatta böyle inanıyor olmaları dolayısıyla değil midir?!
Ne yani Öldü mü Musa?
Firavun yenildi ve süreç kapandı mı ?
Onca geçen asırlara rağmen gelmedi mi hiç bir Firavun?! Hiç mi teşekkül etmedi bu coğrafya da bir Firavun, Firavn-i yönetim şekli, Haman, sihirbazlar, sermayedarlardan oluşan zulüm, teşekkül etmedi mi hiçbir İslam ülkesinde?!
Oysa İsrail oğullarının Kuran’da anlatılan özelliklerinin tamamı ve çok daha fazlası bugün İslam ülkeleri ve Müslüman topluluk diye adlandırılan kesimin genel özellikleri ve hatta karakteristik özelliklerine dönüşmüş değil midir?
Allah’a bakışlarından Kuran’a yaklaşımlarına, İman esaslarından muamelata ve oradan mucize adı altında Torah hikâyelerine varıncaya kadar her şeyleri İSRAİLİYAT’ın işgali ve esareti altında olan bu Coğrafya ve halkı, İsrail ve Firavun düşmanlığı yapıyoruz adı altında birebir aynısı olduğunun idrakinde bile değildir!
Musa kimdi!?
Yalana, yağmaya, talana, zülme, haksızlığa, hukuksuzluğa, istismara, ayrımcılık ( nepotizm ) ve her şeyi kendisi, ailesi, akrabaları ve ayak takımına, saray soytarılarına, ‘’ Sen haklısın Musa! Ancak rızkımızı, makam, mevki, güç, itibar ve onurumuzu Firavun veriyor diyen bürokrasi, Milletvekili, Belediye başkanı, il ve ilçe başkanlara isyan eden, onların kulluk yaptıklarının kof bir aciz olduğunu haykıran samimi bir Müslüman değil miydi?
Musa; güç, kuvvet ve kudretin, hükmün ve mülkün Alemleri Rabbi olan Allah’a ait olduğunu, nice nice şan, şöhret, saltanat ve saray sahiplerinin helak olduğunu, zulüm sahiplerinin ilahlık iddialarının büyük bir haksızlık, hadsizlik ve edepsizlik olduğunu bütün zorba zalimlerin yüzüne yüzüne haykıran bir elçi olduğunu anlamadınız mı ?
Peki Firavun kimdi!?
Günün her saati yalan söyleyen, halkını aptallaştıran, tehditler savuran, Savunma bakanları eliyle, Emniyet! Teşkilatıyla, Hâkim, savcı, kadı, Âlim, hoca, Şeyh, gazeteci, Akademisyen adı verilen sihirbaz ve zorbaları eliyle millete kan kusturan, aldatan, kandıran, istismar edip tamamını kendisine kul ve köle edinerek İlahlık taslayan adi bir zorba ve zalim değil miydi?
Firavun denilince Cumhurbaşkanı, imparator, Şah, Şahlar Şahı, kaan, Han, Hükümdar, Padişah ve benzeri bütün isimleri kapsayan ve aldıkları bu dudak uçuklatan tanımlamalar ile Allah’a baş kaldıran, rakip olan bu acizler sürüsü değil miydi?
Dikkat edin ne kadar kimliksiz, kişiliksiz, omurgasız, haysiyetsiz, dinsiz, imansız, Allahsız varsa tamamı bizleri Allah ile, Minare, Cami, Cüppe, sakal, sarık ve başörtüsü üzerinden aldatıp kandıranların tamamı Cumhurbaşkanı, hakan, kaan, imparator, hükümdar, sultan’ın önünde el pençe divan durmakta, kendilerinin elini bir tutsun, gözlerine bir baksın diye secde üstüne secde eden zibidi güruhun ta kendileridirler.
İşte bunların tamamı okkalı ve şeddeli birer Allah düşmanıdırlar, İslam düşmanıdır ve Türkiye düşmanıdırlar!
MUSA’LAR ÖLÜR MÜ BİRE FRAVUN VE UŞAKLARI..!
ABD BAŞKANINDAN İSLAM! ÜLKELERİNE TALİMAT!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.