35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
44,3202£% 0.7
2.968,33%1,32
4.853,00%0,96
Tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan !? Mottosunun güncel versiyonu olup, çık çıkabilirsen işin içinden türünden alabildiğine ciddi, kirli, karanlık ve mide bulandırıcı bir ilişki sonrası ortaya çıkan gayrı meşru bir yönetim şekli sonrası tarumar olan koca bir ülke…
Bu zamana kadar olaya hep tek taraftan bakıp salt AKP üzerine çullanmış ama buna rağmen tek adım bile atamamışız. Zira dediğim gibi gayri meşru meydana gelmiş ucube bir yönetim tarzı ile hepten gayrı meşru bir yapının ar etmesi, utanması, hukuk, yasa ya da Anayasa gibi bir takım değerlerinin olması gayri meşru olması dolayısıyla zaten mümkün değildir.
FETÖ’yü çekip alsanız AKP ve AKP’yi çekip alsanız FETÖ diye bir varlıktan bahsedemeyeceğiz. O sebeple birbirleri ile olan ilişkileri et ile tırnak türünden.
Kimsenin kimseye sızdığı falan yok. Şayet birileri çıkar ‘’ FETÖ, AKP’den çok önce vardı ‘’ türü tüy siklet bir iddia ile kendi üzerinde ki pislik tonajının birkaç gramından kurtulma çabasına girişecek olursa şayet, yazımın devamında da görüleceği üzere Malatya tabiriyle AHBUN ( büyük hayvan dışkısının toparlandığı kürek ) ile ağzının ortasına indireceğim.
Evet, elbette FETÖ denilen yapı AKP’den çok daha önceleri vardı. Elbette faaliyetleri gayet açık ve şeffaf şekilde ilerlemekte ve attıkları her adım devlet tarafından bilinmekte, onaylanmakta ve hatta atılacak önemli adımlar ve yapılacak hamleler de yine devlet tarafından tayin edilmekteydi. Yani yine bir sızmadan bahsetmek olanaksızdır.
Genel Kurmay İstihbarat Dairesi Eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin anlatıyor: 1982 yılında Erzincan’a Kurmay albay rütbesiyle Tugay komutanı olarak atandım. Göreve başladığımın henüz ilk haftasında bu kişiyi derdest ederek aldırıp Tugaya getirttim. Henüz sorgulamaya başlamış ve aradan iki saat bile geçmemişken Ankara’dan bir telefon geldi ve sert bir ses tonuyla ‘’ Onu alıp oraya getirme emrini ve yetkisini sana kim verdi, derhal serbest bırak ‘’ emriyle anında bırakmak zorunda kaldım.
Dolayısıyla devlet habersizdi, bunlar gizli bir örgüttü ve devlete sızdılar türü deli saçması ile haylice aldatıldığımıza bir nokta koyalım artık. Denilecek en düzgün cümle, henüz olmamış ve olgunlaşması beklenilen kullanışlı bir aparatın büyüme evresindeydiler.
Ne zaman ki kendileri gibi yandan çarklı siyasal İslamcı bir dinci yapının iktidara getirilme projesi baş gösterdi, işte o zaman iklim ve koşulların elverişli hale gelmiş olmasıyla beraber aradan geçen 20 yıllık kuluçka süresi de örgütün olgunlaşması için yeterli bir süreydi.
Sonra, 2005 yılında aralarında ABD’nin kıydığı KATOLİK nikâh ile gül gibi gayrı-MEŞRU bir çocuğumuz, pardon bir partimiz oldu ve ismi ne bir eksik ne bir fazla, tam ve doğru olarak AKP+FETÖ’dür. Üstelik bu ilişki bütün MEŞRUİYETİ ile geçerliliğini korumakta ve aralarında ki ZİNA ilişkisi olduğu gibi devam etmektedir.
Bakmayın siz ‘’ İLAHLARIN ‘’ aptal halkı daha bir aldatmak, kandırmak, uyutmak ve dolandırmak amaçlı birkaç kurban istemesi üzerine bir avuç çaycı çorbacının ceza evine atılmış olmasına, tepe noktada AKP+FETÖ ortaklığı bütün küstahlığıyla, bütün vicdansızlığı ve bütün cüretkarlığıyla durmaksızın devam etmektedir.
Yani ey taban SATILDINIZ!
Evet, taban, yani en masum ( hareket içerisinde ki en masum, yoksa, Allah indinden büyük vebali olan kitle ) tabaka, salt iyi niyetler üzerine hareket eden o bir avuç kitle, KATOLİK NİKAH üzerine kurulmuş zina ilişkisinin tüm bedelini öderken, tepe noktada her türlü uyuşturucu eşliğinde servet, şöhret ve şehvet birlikteliği ve buradan neşet eden hayvanı çığlıklar ve naralar şatolarından dışarı sızmaktadır. Mevzumuz ve konumuz SIZINTI ya…!
Evet, FETÖ, AKP eliyle daha bir serpildi, yeşerdi ve büyüdü. Özellikle de ‘’ Ölülerinizi bile kabirlerinden kaldırıp oy kullandırın ‘’ türü şeytani nida ve dua sonrası 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile SAYIŞTAY, DANIŞTAY, YARGITAY, HSYK ve daha bir sürü ANAYASAL kurumların bütünüyle teslim edildiği FETÖ, ARTIK MUTLAK VE AYNI ZAMANDA KUTSAL BİR GÜÇ OLUVERMİŞTİ.
Örgüt; başında bir Mehdi’nin bulunması dolayısıyla mutlaktı ve kutsaldı, dolayısıyla yaptığı her hamle hatadan, yanlıştan ve günahtan beriydi. AYIŞIĞI, SARIKIZ, BALYOZ VE ERGENEKON türü başından sonuna kadar düzmece ve dolayısıyla tam bir ahlaksızlığın hüküm sürdüğü operasyon ve uyduruk davalar ile evler ve ocakların söndürülüyor olması, tabanda, zerre kadar bile vicdani bir rahatsızlık emaresi göstermiyordu.
Vicdani rahatsızlık demekte nedir? Türkiye bağırsaklarını temizliyor manşetleri atarak yapılan Allahsız ve ahlaksız bütün operasyonlar kutsanıyor, güzelleştiriliyor ve salt örgüt içerisinde değil 28 Şubat’ın sıcaklığını henüz üzerinden atamamış geniş halk kitlelerinin vicdanlarında meşruiyet kazanıyordu..!!
Tam bir ABD projesiydi. Biri diğerinden popüler CIA sosyologları elinden çıkan ülke ve toplum mühendislerinin tasarladığı proje muntazaman ilerliyor ve yağmalanacak, altı oyulacak ve devlet vasfı taşıyan bütün Anayasal kurumlarının talan edileceği bu günün köşe taşları o günden diziliyordu.
Birbiri ile muhteşem bir ahenk, uyum ve aşk yaşayan bu ikili, elbette yine birilerini BESLİYOR, BÜYÜTÜYOR, GÜÇLENDİRİYORDU..!
YANİ SALT AKP ELİYLE GÜÇLENMİŞ BİR FETÖ YOKTU, FETÖ ELİYLE GÜÇLENMİŞ BİR AKP’NİN VARLIĞI HEP GÖZDEN KAÇIRILMIŞ, VEHAMETİ ANLAŞILAMAMIŞ BİR REALİTEDİR.
BUGÜN Kİ AKP BİR FETÖ ÇIKTISIDIR VE DOLAYISIYLA AKP’YE FEVERAN EDİYORMUŞ GÖRÜNTÜSÜ VEREN FETÖ, YİNE UCUZ DUYGU SÖMÜRÜSÜ YAPARAK MEVCUT CANAVAR AKP’NİN OLUŞMASINDA Kİ EL VE AĞIZ KİRLİLİĞİNDEN KURTULMAMALI, TEMİZE ÇIKMAMALI, ÇIKARILMAMALIDIR.
AKP FETÖNÜN NE AYNISI NE GAYRISIDIR!
FETÖ AKP’NİN NE AYNISI NE DE GAYRISIDIR!
ABD İÇİN HER İKİSİ DE KULLANIŞLI BİRER APARAT OLUP HENÜZ VADELERİ DE DOLMUŞ DEĞİLDİR…
TÜRKİYE YIKILIRKEN