34,2277$% 0.1
37,2660€% 0.12
44,4860£% -0.56
2.946,24%0,68
4.981,00%0,56
1980 Yılında başlatılan ve tam Sekiz yıl süren İran-Irak savaşı ile Ortadoğu’nun şekillendirilme projesi kesintisiz ve istikrarlı şekilde uygulanarak mevcut safhaya geldi.
Mısır’da Hasan El Benna ve Seyyid Kutup’un kurdukları İhvan-ı Müslim hareketi, Pakistan’ da Ebul Ala Mevdudi’nin kurduğu Cemaati İslam’i hareketleri ile Şİİ bakışı arasında tercih yapan ABD, taraflılık ve tavrını İran merkezli Şİİ hareketinden yana kullandı.
O günlerden sonra ABD tarafından Sünni bakış ve inancını periyodik olarak diskalifiye etme girişimi sistemli şekilde uygulanırken, boşalan yerlere ABD+İsrail ve AB destekli İran Şİİ inanç ve yönetim tarzının hegemonyası yerleştirildi.
Öyle ki Irak’tan tutun da Tacikistan, Pakistan, Afganistan ve Suriye’den Özbekistan’a varıncaya kadar İran Şİİ bakış açısı ve Farsça tam saha yayılımı adeta Ortadoğu ve Asya’nın önemli bir bölümünü etkisi altına aldı.
Ancak kurgulanan sistemin yapay ve hin bir amaç taşıdığının kamuflesi amacıyla Taliban, İşid, El Nüsra, El kaide gibi çeşitli Sünni örgütlerle birlikte Hizbullah ve Haşd-i Şabi gibi Şİİ inanç ve merkezli örgütler kurdurularak hem bölge istikrarsızlaştırıldı ve hem de bahsini yaptığım projenin sahicilik boyutuna çentik atılmakla birlikte, bu kaotik ortamda bölgeye ait petrol ve doğalgaz yatakları da sessiz sedasız aynı ülkeler tarafından adeta istimlak edildi.
Büyük Ortadoğu Eşbaşkanlığı görevini üstlenen Türkiye ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan; Kitle imha silahlarının varlığı Türkiye için ciddi bir tehdit unsurudur ve dolayısıyla Irak Toprakları ve yönetimi ABD denetimine açılmalıdır, aksi takdirde yapılacak bir askeri müdahale de Türkiye tavrını ABD’den yana koyacaktır mealinde ki açıklama, operasyonun derinlemesine ve kapsayıcılığına delalet edip işaret fişeği niteliği taşımaktaydı.
Hemen akabinde Libya ve Mısır ziyaretlerinde yapay bir Laiklik vurgusu yapan Erdoğan, adeta operasyonun nereleri kapsayacağının da sınır çizgilerini, çıkış kodlarını ve gerekçelerini işliyordu bölge ülkelerinin yönetici takımından yerel halkın bellek dünyasına.
Ve Arap baharı!
Bütün düğmelere basılmıştı ve akıllara zarar bir kaos hakimdi artık. Birbiri ardına ayaklanmalar, çeşitli ülkelerin yöneticilerinin yurtdışına kaçması, Mısır’da Mursi iktidarının idam ile sonuçlanıp Irak’ta Saddam ve Libya’da Kaddafi’nin ibretlik halleri kan donduruyordu.
Bununla kalmamış aynı zaman da koca Suriye’nin yerle yeksan edilmesi ve milyonlarca kişinin yerinden ve yurdundan edilerek mayından temizlenmiş ve adeta bu işgale hazırlatılmış Türkiye, sürecin sonunda demografik yapısında ki kırılganlığın istenildiği yumuşaklığa geldiği an değişime tabi tutulmuş ülkeler ve halklar kategorisine alınacaktı.
Ve ABD kendi eliyle kurduğu örgütlere ecel tayin ediyor!
ABD, Afganistan’da bir operasyon yaparak El Kaide lideri Usame Bin Laden’i öldürülerek diskalifiye ettiği El Kaide sonrası taliban’ı resmi bir hüviyete kavuşturulup muhatap alınmasıyla birlikte adeta elektrik süpürgesinin vakumlaması gibi Suriye ve Irak’ın %80’ine hakim İŞİD bir anda yok oluveriyordu.
Dahası, askeri kamyonlar ve otobüslere konulan İŞİD teröristlerinin Türkiye’ye getirildiği iddiası bir çok gazetenin manşetlerine çekiliyordu.
Sünni örgütlerin büyük bir bölümü itlaf edilirken, koyun keser gibi kafa kesen Taliban ‘’ ehlileştirilip evrimleştirilerek ‘’ Afganistan halkına yönetici tayin ediliyordu. Sıkıntı yoktu zira Afganistan BÜYÜK ORTADOĞU VE YANİ BÜYÜK İSRAİL sınırları içerisinde değildi…! Bu bağlamda yönetsel olarak otokontrolün ABD’nin elinde olması kafi idi…
Şii ayağı
Ciddi bir hinterlanda varis kılınan İran’ın da merkezinde olduğu Şİİ bakış açısı ve örgütlerin itlafı hemen arkasında gelmekteydi. Evvela Suriye sınırlarında İran’ın istihbarat komutanı Kasım Süleymani bir suikaste! kurban gidiyordu.
Yaşadığı süreç içerisinde Sünni camiler ve Sünnilerin büyük bir zulme uradığı sürecin yöneticisi Kasım Süleymani, katledilmesinin hemen akabinde Ortadoğu sünni halkında ki bayram havası, mevcut kaosun boyunlarının nerelere kadar tırmandığını göstermesi bakımından bir ibret vesikası niteliğindedir.
Sonra, emir komuta merkezinin tepesinde oturan İbrahim Reisi, halkanın en büyük dişi iken bir anda çekiliyordu dünyanın gözleri önünde.
Ve sonra Hizbullah’ın lideri Hasan Nasrallah’ta bir suikast ile yoldan temizlenince Lübnan, Vaat edilen topraklar arasındadır ve oranın hamisi(!) Hizbullah’ın liderlerinin birbiri ardınca öldürülmesi sonrası sahipsiz(!) kalan Lübnan, artık BÜYÜK İSRAİL SINIRLARINA EKLENMELİYDİ..
İsrail’in en büyük müttefiki ve dahi kan kardeşi Suudi arabistan ve prens Bin Selman’a ‘’ al yüzlerce Milyar EURO ve Dolar, olduğu gibi teslim et ülkeyi İsrail’e dense dünden Razı olan Prens, Akol ve Seks müptelası edilmiş Arabistan halkının kılını kıpırdatacak bir halinin olmamasıyla birlikte niyetinin de olmadığına temin ediyorum sizleri.
Çatlak bir ses gelme ihtimali olan Mısır, Arap baharı projesi ile Mursi ve iktidarının idamı sonrası ve başa getirilen Sisi ile etkisizleştirip ayak önü bir kez daha temizlenmiş olan BOP’un tek sınıktısı olan Türkiye, sessiz, sedasız ve mülteci(!) işgaliyle birlikte demoğrafik yapısının inceden inceye işlenmesiyle birlikte Cumhuriyetin, anayaSal kurumların, Ordu, Emniyet ve İstihbaratın asimilasyonu ile kıvama getiriliyor.
Fotoğraf bu ve ALLAH YARDIMCIMIZ OLUR MU SİZCE…!??
BOP PROJESİ TIKIR TIKIR
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.