DUAYEN GAZETECİLİ/LİK

13

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Malatya: geçmişi itibarıyla gayet debdebeli, derinlikli, omurgalı, hem eğitim ve hem de bilgi sahibi insanların varlığı ile nam salmış bir şehirdi. Öyle ki bizim gençlik yıllarımız da konferans amaçlı gelen akademisyenlerin bile konuşacakları konulara dair daha bir hazırlık ve ihtimam gösterdikleri bu şehir, saygıyı sonuna kadar hak eden şehirlerin başında gelmekteydi..

Ne zaman ki akp ve dincilik istilası ve hegemonyası altına girmesiyle birlikte eğitilmiş, düşünen, okuyan ve araştıran, isyan ve itiraz edebilen karakteristik yapısı, kimlik ve hüviyeti sabote edilmiştir. Bu ahlaksız ve art niyetli proje sonucunda bir kaç siyasetçi ve din adamı kılıklı uzman şarlatan tiyatrocunun sınırsız bir prim ve kredi gibi kullandığı atıl bir şehre dönüştürülmüştür.

Münevverlerin demlendiği bu koca şehir bin bir türlü maharet ve meziyetin merkezi iken, üç beş kifayetsiz siyasetçi, üç beş hoca kılıklı şarlatan dinci ve üç beş din soslu vakıf, dernek ve yapıların kullandığı aparat haline geldi.

İslam ve Kuran ile zerre kadar alakası olmayan siyasetçi ve yapıların elinde hissiz, tepkisiz, bakılmaya muhtaç, elinden tutulmadığı an kaybolması bir kenara yitip gitmesi mukadderatmış inanç ve teslimiyetin aşılandığı koca şehir, bahsini yaptığım yapıların altını üstünü, etini kemiğini, derisini ve tırnağına varıncaya kadar semiren ve sömüren kesimdir.

Bu dönüşümle birlikte eti budu, atarı öteri, hacmi ve kütlesi bir avuç ve bir kaç kilograma denk getirilen atıl şehir Malatya,  gazetecilik mesleğinin de tecavüz edildiği, etkisizleştirildiği, alınıp satılan bir meta haline dönüştürüldüğü başlıca şehirler arasına sokulmuştur.

İşte böylesi büyük operasyonlara tabi tutulan şehrin omurgası ile oynanmış, eğitim ve bilgi seviyesi esaslı şekilde budanmış,  bir daha doğrulması ve layık olduğu yerlere gelebilmesi en az bir asırlık samimi ve çözüm odaklı çalışmalarla mümkün duruma düşürülmüştür.

Bu ana hat girizgâh sonrası gelelim konumuza!

Bahsini yaptığım budama bir de 6 Şubat depreminin devasa yıkımıyla birlikte tamamen yerle yeksan olmuş bu şehir, kalan birkaç yazar-çizerini, birkaç iş insanını, çözüm üretebilir birkaç kapasite sahibini de göç etmek zorunda bırakarak tamamen kel bir Malatya kalakalmıştır orta yerde.

Bu harap Malatya’nın içerisinde kaç gazeteci kalmış ola ki bir de bunların içerisinde DUAYEN GAZETECİ bulma imkanı barındırsın!?

Evvela Duayen kavramı üzerine bir durmak istiyorum. Kavramın lügati manası, uzun yıllar mesleğin içerisinde bulunan kişi demektir. Bir başka deyişle diğerlerine oranla biraz daha erken başlamış ve dolayısıyla biraz daha fazla çalışmış birey anlamını taşımaktadır.

Ama bu mana, mesleğe sonradan girenlerin öncekileri geçemeyeceği anlamına gelmemektedir. Zira mesleğe sonradan girmiş olmasına rağmen nice eskilere taş çıkartıp nal toplatan sonrakilerin varlığını canlı ve kanlı şekilde ispata hazır olduğumu ayrıca not ediyorum…!

Üstelik mesleğe yerelde başlayıp uzunca yıllar bir adım ilerleyememiş, kendisini geliştirememiş, bir üst lige çıkamayıp ömrünü de yine aynı lig ( Amatör ) de tamamlayan kişinin her tarafı tecrübe ya da duayen olsa kaç yazar ne bozar? Sorusunu da tüm duayen geçinenlerin gözlerine gözlerine sokmayı görev addediyorum.

Gelelim ‘’ Duayen ‘’ kavram, tanım ve tabirinin bir de Istilah’i manasına yani toplumsal hafıza da ilk bıraktığı izlenim ve kanaati irdelemeye.

Duayen Gazeteci: gazetecilik mesleğinin tüm gereksinimlerinin eğitim ya da bilgisine sahip olmakla birlikte bağdaşık tüm diğer disiplinlere dair önemli bir havuz ve dolayısıyla bakiye ve birikmişlik sahibi kişi demektir.

Önemli, anlamlı, dopdolu, çözüm odaklı, gramer bakımından oldukça zengin, vurgulu öbeklerin sıklıkla rastlandığı, kavramsal hazinelerin barındığı epey bir yazıyı kaleme almış, yazdıklarının okunduğun da okuyucuda ciddi bir haz ve doyum zevki yaşatan ve bütün bu olgular dolayısıyla konuştuğu zaman sahip olduğu kavramsal zenginlik ve entelektüel birikimi buram buram sunan bir hazine anlamını barındırmaktadır.

Biraz daha açacak olursak şayet Duayen gazeteci; Gazetecilik mesleğinin eğitim ya da bilgisine haiz olmakla birlikte mutlaka edebiyata hâkim olmasının yanı sıra siyasal bilimlere, tarih, sosyoloji, teoloji disiplinlerine ek olarak antropolojiden parapsikolojiye varıncaya kadar önemli bir sahaya hâkim olmak zorundadır.

Saydığım bütün bu bilim ve disiplinlerin kıyısından geçmek bir kenara sadece başlıkların bile içeriğinden bihaber kişilerin dört yüz TL’lik internet sitesi üzerinden gazetecilik yapıyorum küstahlığı ve yetmez bir de DUAYEN GAZETECİ pozuna yatıyor olması sindirimi kolay bir ahlaksızlık mıdır?!

Bütün bu yeti ve özelliklerin yanısıra gazeteci gözüpek, dirençli, dirayetli, basiret ve feraset ehli olmakla birlikte ilkeli, omurgalı, haysiyetli olmalı ve mesleğin onur ve şerefinin farkında olmakla birlikte bir tekine bile halel gelmemesi adına onurlu bir tavrın ve tutumun sahibidir aynı zamanda.

Modern bir dil kullanabilmeli, modern disiplinlere dair yazıları yine aynı disiplinin kendi terminolojisine bağlı olarak yapabilme özelliklerine sahip olmakla birlikte bağıntısı olan bir çok ilim dalı üzerinden arı gibi hasas gezintiler gerçekleştirebilmelidir.

Duayen Gazeteci: Edebi bir beytin hakkını verebilir olmanın yanısıra iyi bir ulak ve bürokrat, dikkate değer bir eğitimci, dinlenilebilir bir hatip ve doğru bilgileri aksettirebilir bir teolog izlenim ve hissiyatını verebilir bir yazılım ve donanım bütünlüğü sergileyebilir bir kişidir.

Bütün bu ilmi ve teknik izahatlar sonrası Malatya, kırk kardeşiz ve kırkımız da birbirimizi iyi biliriz düsturundan hareketle bu özellik, yeti ve kabiliyete haiz kaç gazeteciye ev sahipliği yapıyor? Sorusu, can yakıcı şekilde iddia sahibi herkesin bağrına saplanıyorken acı ve hicap duymuyor olmak ise tedavisi namümkünler arasındadır.

Elbette mesleği elinden geldiğince ve doğru şekilde yapmaya çalışan, bu minvalde ömür ve emek harcayan samimi, dürüst, alınıp satılmamış kişilerin var olduğunu da aynı etik değerlere saygının bir gereği olarak özellikle vurgulamak istiyorum.

Ama bütün bunların içerisinde bile bahsini yaptığım o yüksek seciye, bilgi, eğitim ve beceri sahibi olduğu ve dolayısıyla DUAYEN tanımlaması içerisinde olduğundan dem vuran birilerinin varlığına düşük bir ihtimal veriyor olmama rağmen varsa eğer tanışmaya hazır ve nazır olduğumu belirtmek istiyorum.

Daha da ötesi böylesi yüksek bir seciye ve özellik sahibi DUAYEN GAZETECİYİ ziyaret etmek, sahip olduğu birikimden istifade etmek ve tüm yaşanacakları da bir canlı yayın eşliğinde bütün Malatyalıların istifadesine aracılık etmekten büyük onur duyacağımın da altını çizmek istiyorum.

Muhabirlik ile Gazeteciliği, editörlük ile yazarlığın bile ayracını yapamamış kişilerden gazeteci olamayacağını, dört yüz TL’ye piyasaya makara olmuş tiplerin icra ettiği şeyin isminide buradan telaffuz etmeye edebimin müsaade etmediğini vurgulamak istiyorum.

HÜLASA!

BÜTÜN BU YAZDIKLARIMIN YALAN, YANLIŞ, EKSİK YA DA BAŞKA BİR OLUMSUZLUK TAŞIDIĞINI İDDİA EDEN, YANILDIĞIMDAN DEM VURAN VE BANA ÖĞRETECEK ÖNEMLİ BİLGİLERİNİN VAR OLDUĞUNDAN HAREKETLE BANA DAVETİYE GÖNDEREN HERKESİN BİZZAT BULUNDUĞU YERE GİDECEĞİMDEN VE ŞAYET TATMİNKAR BİR AÇIKLAMA İLE KARŞILAŞTIĞIM ZAMAN DA YAZIMA KONU EDEREK ÖZÜR VE İTİFATA TABİ TUTACAĞIMDAN KİMSELERİN KUŞKUSU OLMASIN.

VE BİR DUAYEN GAZETECİ OLARAK DİYORUM Kİ: ŞAYET BİR GÜN ÖMRÜM VEFA EDER VE ARKAMDAN SİYASETÇİ KİMLİĞİNİN ARKASINA SAKLANMIŞ HIRSIZLARIN, DİN, İSLAM VE İMANI KENDİSİNE SÜTRE EDİNMİŞ DİN TÜCCARLARININ, YALAKA BÜROKRATLARIN BENİ ÖVÜCÜ YAZILARINA VE TABUTUMA OMUZ VERDİKLERİNE TANIKLIK EDERSENİZ VE BUNA RAĞMEN ARKAMDAN FATİHA OKURSANIZ ALAYINIZA VEYL OLSUN.

SON SÖZ: İFTİRA EDEN MÜFTERİLERİN BULUNDUKLARI DÜNYA HER NERESİ OLURSA OLSUN CANLARI CEHENNEME…!