Ahhhhh ahhh o 28 Şubat var ya o 28 Şubat…
İçerisi nasıl da alabildiğine dolu ve dopdolu bir dolma idi. Nasıl da yemiştik ülkenin kahir ekserisi. İşte o dolmayı yiyenlerden bir tanesi de bendim.
O yıllara gelinceye kadar ki yaşantısı gayri İslam’i ve gayri meşru bir zeminde geçmiş bir kişi olarak İslam ve onun öğretilerine özlem duyuyor ve yaşadığımız gayri İslam’i ve gayri meşru yaşantının sonunun olmadığı bilinciyle o günlerin en popüler örgütü Meşale ( o zamanlar İDV yani İslami Dayanışma Vakfı ) ile kontak kurmuş ve onların öğretileri ile Müslüman olma (!) gayretleri içerisine girmiştim.
Öyle ya Müslüman bacılarımızın başörtüsüne namahrem eli değmişti ve hem değil mi ki ülkemizi işgal eden itilaf devletlerine verilen mücadele de, bir Fransız askerinin Müslüman bacımızın başörtüsüne elini attığı an Sütçü İmam’ın işaret fişeği ile dirilmemiş miydik!!?
İşte tam da böyle bir ortamda ve de Kuran ve İslam fukarası millet Şevki Yılmaz, Hasan Mezarcı, Timur Taş kasetleri ile doldurulup taşırılırken, yerel unsurlar içerisinde yıldızı en parlak olan MEŞALE ÖRGÜTÜ de bahsini yaptığımız o muhteşem Cihat, gayret ve samimiyet testini en iyi veren yapıların başında gelmekteydi.
Sokaklara sadece kaos hakimdi. Gün geçmiyor ki bir yerde, bir şehir ve bir belde de zulme uğramış bir bacımız, başörtüsüne namahrem eli değmemiş günümüz geçmiyordu. Mescitler, camiler ve Kuran kursları basılıyor dini bütün(!) hocalarımız son derece şiddetli şekilde derdest ediliyorlardı.
Meydana, kaos ve elbette dram hakim ve alabildiğine büyük bir boşluk. Böylesi bir boşlukta boş durur mu dini bütün Şevki Yılmaz, Hasan Mezarcı, Şükrü Karatepe, Timur Taş, Müslüm Gündüz ( Bu isimleri sakın unutmayın zira ileri ki süreçte önemli atıflar yapacağım ) ve elbette bizim muhteşem yapının dişlerini bile göstermekten hayâ(!) eden baş ve uzman tiyatrocuları da sahnede ki yerlerini çoktan almışlardı.
Millet kuru, kupkuru bir odun gibi ya da patlamaya hazır bir bomba ve bir tek kıvılcım yeter şekilde kıvama getirilmişti. Malatya’nın Akpınar meydanında fitili ateşlenen kaos her geçen saat daha bir harlanıyor, daha bir büyüyor ve içerisinden çıkılmaz boyutlara doğru evriliyordu.
HEM NASIL EVRİLMESİN Kİ, NA MAHREM ELİ DEĞMİŞTİ BAŞÖRTÜLÜ BACIMIN BAŞÖRTÜSÜNE!
Tam da ortalığın kasıp kavrulduğu, zalimler zulmün şiddetini artırdığı ve de herkesin iman ve samimiyet testine tabi tutulduğu yerde Şevki Yılmaz hocamız!
“Sana savaş açan; sağcılık, solculuk, Kemalizm, kapitalizm, laiklik ve bütün şeytani düzenleri boykot ederek nöbete geliyoruz. Refah için, Millî Görüş için!”
“Türk Ceza Kanunu İncil‘e göredir, Türk Medeni Kanunu İncil’e göredir!”
“Ben Hizbullah‘ım ve Hizbullah olmaktan da şeref duyuyorum!”
” ‘Eşinizle beraber 30 Ağustos‘taki kokteyle katılın.’ ‘Bana bak.’ dedim, ‘Ben deyyus değilim!’ “
“Geçen Gaziantep Belediye Başkanı, kurban keserek Antep’te modern bir genelev yapıyor. Kerhane. Ve diyor ki: ‘Ben sosyal eşitlikten yana, sosyal adaletten yana bir partinin temsilcisiyim.’ Madem sen eşitlikten yanasın pezevenk adam, önce hanımını gönder de bu eşitlik sağlansın!”
“Ama muvaffak olamadık, önümüze kanun çıktı. Bu pezevenklerin oluşturduğu Türk parlamentosundan… Türkiye’nin başı ve parlamentosu ihanet içindedir. Bu ülke hainlerin elindedir!”
Tarz ve türde konuşmalar yaparak koca ülkeyi halden hale sokuyordu. Şevki’nin minyatür versiyonları da Malatya meydanlarına topladıkları kalabalıkları harlıyor, dolduruyor ve tıpkı Laik kesimi temsil ettiğini söyleyen dümencilerde olduğu gibi bunlar da Muhafazakâr kesimi gayri İslam’i ve gayri hukuki hurafeler ile çığırından çıkarıyorlardı.
Aczimendiler sokaklara dökülmüş ‘’ Şeriat İsteriz ‘’ sloganları atıyor iman ve samimiyet testini en başarılı şekilde veriyorlardı!
Bu başarı testi Müslüm Gündüz’ün Fadime Şahin ile kıyılmış islam’i nikâhlarına rağmen evi basılmış ve bir kez daha Müslümanların mahremlerine namahrem eller değmişti.
Her taraf duygu seli ve yer gök İslam’i terminolojinin hâkim olduğu sloganlar ile inliyordu. Türkiye’nin dört tarafında organize edilen EL ELE eylem ve protestosu da Malatya da MEŞALE GURUBUNCA organize ediliyor ve ben de bu gurubun içerisinde olan bir kişi olarak yine o gurubun içerisinde olan bir doktor ile birlikte eşimi de yanıma alarak samimiyet sınavını geçmek için çırpınıp duruyorum.
Atılan sloganlar, yapılan tahrik edici konuşmalar dolayısıyla bütün toplumla birlikte bende Nasıl gaza gelmiş ve getirilmişim anlatamam. Cephenin(!) en ön saflarında ve ölümüne mücadele veriyor, bağırıyor, haykırıyor, öğretilmiş sloganları boğazım yırtılırcasına haykırıyordum.
İşte o günün aynı gecesi sabaha karşı 03:20’de TEM, Terörle Mücadele ekipleri tarafından alındım Terör örgütü kurmak, sevk, idare etmek, yardım ve yataklıktan idam ile yargılanma iddiası ile tutuklandım.
O gece birçok kişi ve elbette sahnenin baş aktörlerinden de birkaç kişi alınmış ve tutuklanarak ceza evine konulmuşlardı. Süreç, bir evvel ki yazımda da belirttiğim üzere alabildiğine profesyonel, alabildiğine ajitatif, sağ, sol, laik, Kemalist ve İslamcılarla harman edilmiş müthiş bir projeydi.
E tabi benim gibi bir mal! sahiden tutuklanıp o günden bu güne varıncaya kadar olmadık zulüm, yokluk ve sıkıntılara münasip görülürken, yukarıda ismini verdiğim mücahit hocalar, yazarlar ve siyasetçilerle birlikte yerel aktörlerin tamamı ve elbette MEŞALE GURUBUNUN üyeleri, etkin ve seçkinleri, geldiğimiz nokta da ülkenin en önemli makam, mevki ve saltanatlarına hâkim olmakla birlikte müthiş servete kavuştular.
MEŞALE GURUBUNUN HİÇ GÜLMEZ HEP AĞLAYAN VE TAKVADAN DİŞLERİNİ BİLE GÖSTERMEYEN HOCASI: her konuşmasında diyanet ve yetkilileri için Bel’am’lar, müşrikler, zındıklar, Allah’tan korkmazlar ile başlayan ve Diyanet bünyesinde görev yapan tüm cami imamlarına da, aldıkları maaşların zulüm ve haram karışmış maaşlar olduğuna vurgu yapan konuşmaları ardı ardına irad ediyordu.
Adeta kitabın tam ortasından konuşan ve o günün şartlarında zalim, zulüm, mazlum, hak, hukuk, Allah ve onun dinine bulaştırılan zulüm, yapılan haksızlıklar, İslam ve Müslüman istismarına dair muhteşem vurguları hala kulağımda çınlamaktadır.
Bütün çarklar ve bütün dişliler tıkır tıkır işliyor ve bir Müslüman ve de mücahit bir kurtarıcı bekleniyordu. Ortam ve atmosfer alabildiğine müsait ve tam bir Battalgazi ya da güncel versiyonu ile Cüneyt Arkın için alabildiğine elverişliydi.
Bütün bu olayları bizzat yaşamış, terörle mücadele şubesinde sözlü ve fiili işkencelere tabi tutulmuş ve ceza evlerine gönderilmiş ve gelinen nokta da ise aldatıldığının, kullanıldığının, aşağılık bir projeye aparat ve dolgu malzemesi kabilinden üzerine basıldığının farkına varmış bir Müslüman olarak İnanç ve güven travmasından çıkamıyorum.
Hele hele de o gün sahneleri dolduran ve şimdinin iş adamı, müteahhit, daire başkanı, genel müdür, müdür, şef, belediye başkanı, vekil gibi makam ve mevkilerin sahibi olmakla birlikte son derece esaslı servetlerin sahibi olduklarını biliyor olmanın verdiği ağırlık ve isyan işte bugün ki beni yaratan ve isyanlarımında dozunu belirlemektedir.
Oysa o gün yaşanılan ve yaşatılan zulüm bugün ki yalan, dolan, istismar, hırsızlık, yolsuzluk, aldatma, kandırma, istismar ve Allah ve onun dinine yapılan mütecavizler bugünün tırnağı bile etmiyor iken MEŞALE VE ONUN TAKVALI HOCASINDAN TIK ÇIKMAMAKTADIR.
KKM, ZİRAAT BANKASINDAN KREDİ GEREKÇELİ ALINMIŞ AMA ASLINDA ÇALINMIŞ MİLYAR DOLARLAR.
AKP ÖNCESİ HAFTA DA SADECE BİR KEZ KOŞTURULAN GANYAN KUMARININ HER GÜN VE ÜSTELİK BİR GÜN İÇİNDE 7 KEZ KOŞTURULARAK KUMARIN AKIL ALMAZ BÜYÜMESİ.
İDDİA GİBİ BİR KUMARIN SOKAK ARALARINDA VE 12 YAŞINDA Kİ ÇOCUKLARA VARINCAYA KADAR OYNATILIR BİR DURUMA GETİRİLMESİ.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI ELİYLE AİLE, EŞLER ARASI SAYGI, KANAYAN YARALARIN İLİM, BİLİM VE EKONOMİK TEDBİRLER ELİYLE İYİLEŞTİRMEK BİR KENARA HARLAYAN VE AİLEYİ TAMAMEN BİTİREN POLİTİKALAR.
HASTA GARANTİLİ HASTANELER, YOLCU GARANTİLİ YOLLAR, SEFER GARANTİLİ HAVA LİMANLARI VE DAHA BİR SÜRÜ AKLA ZARAR, AHLAKA ZARAR, İSLAM VE DEVLETE ZARAR UYGULAMALARA GIK BİLE ÇIKARAMAYAN MEŞALE: FİŞLİSTİNE DESTEK YÜRÜYÜŞÜ VE İSRAİL’İ KINAMA MİTİNGİ ADI ALTINDA TÜMÜNÜ SÜMEN ALTI ETMEKTE CANBAZA BAK CANBAZA OYUNUNU BİR KEZ DAHA VE EN ÇİRKİN YÜZÜ İLE SAHNEYE KOYMAKTADIR.
İSRAİL’E SİLAH YARDIMI YAPAN, İSRAİL’E LOJİSTİK YARDIM YAPAN
İSRAİL:’E SU, ÇELİK VE ASKERİ MÜHİMMAT YARDIMI YAPAN VE ÜSTELİK HER GÜN ONLARCA GEMİ GÖNDEREN GEMİLERİN SAHİPLERİNE, ŞİRKETLERE, CUMÖHURBAŞKANI VE AKP YÖNETİCİLERİNE TEK BİR KELAM BİLE ETMEDEN OLAYI MECRASINDAN ÇIKARTAN MEŞALE GURUBUNA ALLAH’TAN KORKUN DESEN BİLE UMURLARINDA OLMAYACAK BİR YAPININ TAAAA KENDİSİDİR.
O DÖNEM EKMEK BİLE BULAMAYAN VE ADETA BİR NÜSHA GAZETE ÇIKARMAK İÇİN MÜSLÜMANLARDAN BİR TL DİLENEN AKİT GAZETESİNİN BU GÜN Kİ MADDİ VE YAPTIRIM GÜCÜ
DÖNEMİN HATİPLERİNDEN ŞEVKİ YILMAZ’IN KONUMU VE MADDİ GÜCÜ
28 ŞUBATTA EN BÜYÜK MAĞDURİYETİ(!) YAŞAYAN ÖZLEM ZENGİN’İN KONUMU VE GÜCÜ…
BİR SONRA Kİ YAZIM DA İSE MEŞALE GURUBUNDAN OLAN VE SONRADAN AKP İLE BİRLİKTE HANGİ MAKAMLARA VE NASIL BİR SERVETE SAHİP OLDUKLARINI ELE ALACAĞIM.
NOT: KATSAYI, İMAM HATİP VE TESETTÜR OLAYLARININ MÜSEBBİBİ ECEVİT İKEN ( SOLCU ) SİYASET YASAKLI OLMASI DOLAYISIYLA MUHTAR BİLE OLAMAYACAK ERDOĞAN’IN SİCİL KAYDINI ORTADAN KALDIRIP BUGÜN Kİ MAKAM VE GÜCÜN ÖNÜNÜ AÇAN CHP VE DENİZ BAYKALDIR…!28 ŞUBAT’I ÖLEDİM..!
News
Ekonomi
Çoğu yazınızı okudum.Müsliman ve kafir olmadığınızı düşünüyorum.Olsa olsa Abdullah bin Übey gibi bir adam olduğunuza karar verdim.Söyledikleriniz doğruysa Allah meşalenin başına taş yağdırsın yok eğer yalansa meşale kadar sizin başınıza taş yağsın Turan bey