39,0343$% 0.29
44,3361€% 0.65
52,8816£% 0.93
4.219,13%2,33
6.881,00%1,89
Ölüm mü sıtma mı ? Anlamına gelen bu soru, duygu dünyası, inanç sistematiği, tepkisellik ruhu pasifize edilmiş olan Malatya halkı için rutin bir cümle ve rutin bir soru olmanın dışında en küçük bir hayret, itiraz ve isyan meydana getirmiyor.
Düşünün ki bu iki isim Malatya’nın adeta son 20 yılını gasp etmiş, yalan etmiş, yağmalamış ve tüm bunlara rağmen hiçbir katkısı olmamış tiplerdir.
Yalan, iliklerine kadar işlemiş, toplumu aldatıp kandırmak, istismar etmek ve nihayetinde kendi söylemlerinin, icraat ve politik davranış ve tezlerinin sorgulanmaksızın teslim olmaları adına birbiri ile rekabet eden iki siyasetçi müsveddesi ve şehrin iki baş belası…
Birisi diğerine oranla daha gedikli. Çok daha önceleri siyasete girmiş ve MKYK üyeliğinden mütevellit hatırı sayılır bir abla oluşu ve Malatya’ya geldiği zaman makam aracından indiği sırada Kibele formunda karşılanması tüm Malatyalıların hafızasında taze ve canlı şekilde durmakta.
Ne ki diğerinin de ondan geri kalacağını düşünmek safdilik olacağı içindir ki ismi, cismi ve siyasi kütlesi olan bir kişiyi bile yakalamış olmasın ki can cana ve kol kola resimler çektirip sosyal medya hesaplarından yayınlarken hedonizmin sınırlarını yeniden çiziyor haşmetmaap…
Haaaa, her ikisini birbirine ekleseniz ve bir de kendi kökleri ile çarpsanız bile ortaya çıkacak olanın koca bir sıfıra tekabül ettiği gerçeğine rağmen, Malatya’nın dinci yapısı ve tepesinde bulunan orjin tiyatrocunun kendi tebasına verdiği komutlar dolayısıyla ortada önemli bir kişi var yaygarasını da hafif almıyorum elbette…!
Zaten bütün mesele bu dinci yapı ve tepesinde bulunan orjin tiyatrocunun ele geçirdiği ciddi, büyük ve önemli imkan, olanak, saha ve saltanat dolayısıyla vitrin kirliliğinden kurtulamayan, patinaj yapıp duran ve gerçekten hak eden haysiyetli ve omurgalı kişileri iş başına getiremeyen etkisiz bir Malatya türetildi.
Bütün bu yapay din ve tiyatrocu eliyle uyuşturulmuş Malatya, ÖLÜM MÜ SITMA MI girdabından çıkma arzu ve güdüsü bir kenara teslim olmuş ve diğer tüm olacakları kaderi gibi algılamış ve zombiler cinsinden çarpık adımlar atmayı, kan, leş, domuz eti ya da her ne ise önüne konulanı ‘’ İlahi Rızk ‘’ zanneden zombi topluluğa dönüştürülmüştür.
Gelelim bu iki kifayetsizden hangisi göğüsler ipi!?
Her ne kadar Öznur Çalık’ın aktif siyasetten çekilmesi ya da buna münasip görülmesini kimileri, elinin zayıflamış olduğuna yorumluyor olsalar da; son dönemde bütün Malatyalıların telefonlar ile duraksız aranması ve ahizede ki sesin tek bir soru ile ‘’ Öznur Çalık olsun mu ‘’ sorusuyla sıkı markaja alınmış olmaları; bir yerlerden ışık ve umut verildiği anlamına gelmez mi!?
Öznur bu, hafife almaya gelir mi?! Siyasetin gediklisi bir kadının elinde ve avucunda olan kozlarını, tank, top ve hatta kaç kalibre kurşun sayısını bilmediğinden, yola çıktığı an karşı cepheye ne oranda bir zaiyat vereceğinden yana hesapsız olduğuna dem vurmak akla ihanettir ya hu…
O halde sütrenin karşı cephesinde bulunan Selahattin Gürkan’ın elinde bulunan cephanenin türevleri üzerine birkaç saptama yapmak gerekmez mi!?
Doğrusu geçen beş yıllık belediye başkanlığını hoyratça harcamış ve yetmez yaptığı tüm açıklamalar, konuşmalar, radyo ve tv programlarında yalan üstüne yalan, yanlış üstüne yanlış yapmakla birlikte çakma Aristo rolüne soyunmuş olması yenilip yutulması mümkün olmayan ayıp ve açıklarındandır.
Despot, zorba, etik ve estetikten yoksun yaklaşım ve yönetim formu dolayısıyla kendi belediye personelleri tarafından bile sevilmeyen, olur ve onay almayan bu tipolojinin Malatya halkından bir kez daha iltifat görüp seçileceğine inanıyor olmakta akla hakarettir.
Özellikle de deprem ile yıkılmış Malatya ve Malatyalıya umut olacak küçücük bir tırmanış bile gösterememiş, yalan ve yapay iddialar ve uyduruk similasyonlar ile seçmen ve oy avına çıkıp buradan da ipi göğüsleyeceği inancına sahip olmak ise öngörü ve akıldan nasipsizliktir.
Depremin üzerinden neredeyse bir yıl geçmiş durumda. Yıkılması gereken binaların %20’sini bile geçememiş, yıkılma esnasında da şehrin yaşam ve trafiğini kaotik bir hale dönüştürmüş kafa ve kabiliyet(!) sahibinin şehri yönetmeye bir kez daha talip olması da azımsanır bir ayıp olmasa gerek…
Bir an için iyi niyetli olduğundan dem vursak, Malatya ve Malatyalılara dair özenli ve anlamlı işler yapma niyetine sahip olduğuna kanaat getirmiş olsak bile bilgi, birikim, eğitim, kültür ve yönetim tekniği bakımında koyu bir cahil olması pas geçilir eksikleri arasında değildir.
Şehir, tüm yaşam fonksiyonları bloke edilmiş, kaotik bir yaşamın reva görüldüğü, ileriye dönük olarak en küçük umut ve ışıktan bile mahrum bırakıldığı, halkına, bir dokun bin ah işit psikolojisinin hâkim olduğu bir sürecin baş mimarı Selahattin Gürkan’dır.
HÜLASA!
ÖZNUR ÇALIK’TAN BİR CACIK OLMAZ
AMMA VELAKİN SELAHATTİN GÜRKAN SENDEN AYRAN BİLE OLMAZ…
DUAYEN GAZETECİLİ/LİK
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Kanımca ne öznur nede gürkan olacak sami er kokusu geliyor sorun a gelince öznur mu gürkan mi ne öznur nede gürkan nede akp li x birisi olsun isterim birazda başkaları yesin yetim kul hakkını yazık değil mi akp lilere hep kul hakkı nı bu akp liler yiyecek diye bikaide yok