36,2420$% 0.05
38,0107€% 0
45,7180£% 0.26
3.378,06%0,52
5.630,00%0,19
Evvela keskin, sivri ama bir o kadar da sağlam bir realitenin altını kalın kalın çizmek istiyorum.
Dinciler ve dolayısıyla siyasal İslamcılar son derece kötü bir sınav verdiler. Girdikleri bütün imtihanı her alan ve anlamda KOCA BİR SIFIR çekerek kaybettiler. Hep söylerim birçoğunu yakinen tanırım. Kenar ve kuytu köşelerin zavallı, eğitimsiz, beceriksiz, kimliksiz birer HİÇ’i iken şimdilerde ülkenin ve şehirlerin kaderine hükmeden böyyük böyük kişiler oluverdiler!
Peki bu zavallı, bu yitik, bu kimsesiz, eğitimsiz, niteliksiz ve kalibresiz kişilerin ellerine neden böylesi büyük servetler, imkanlar ve olanaklar verildi!? Çünkü mal bulmuş mağribi tiplemesinin güncel versiyonları için en münasip tipler bunlardı.
Kadın eli haramdır! Kadın sesi haramdır, abdest şöyle alınır su böyle içilir türü içeriksiz fıkhi terimler ile ucuz takva satanların kadın eli ve göğsü görünce her şeyi fora edecek en elverişli kesimde yine bunlardı! Son derece kullanışlı birer aparat olmaları dolayısıyla gayet elverişli şekilde kullanıldılar ve bu kullanım son sürat devam etmektedir.
Her şeyleri yalan, her şeyleri ütopik ve hayatları yokluk içerisinde geçmiş bu kesim malı görünce, mülkü görünce, kadın, seks, şatafat, araba, ev, yalı ve villa görünce din, iman, takva, İslam ve Allah bir an da güme gidiverdi, o ana kadar gerçek ile imtihan edilmemiş bu üfürük kesim tarafından…
İşin öldürücü tarafı ise kendi gölgelerinden korkan, pısırık, yol yordam görmemiş, racon ve kural nedir bilmeyen bu edilgen güruh kadın, seks, para, makam ve şöhret karşısında tel tel dökülüverdiler. Artık bunlardan hiçbir BOK OLMAZ!
Gel gelelim Türk Milliyetçilerine!
Bu kesimin de bir bölümü MHP ile asimile edildi. MHP eliyle makam, mevki, para, kadın, uyuşturucu, mafyatik özürlük gibi bir takım iç okşayan ve uyuşturan fiil ve imkânlar eliyle onlarda katarın arkasına bir başka vagon olarak eklemlendiler.
Ancak o kesimin bir bölümü vardı ki okumuş, imkân ve kariyer sahibi olmuş, etkin, yetkin ve üretken kesimi temsil ediyorlardı. Tıp okumuşlardı, hukuk okumuşlardır, eğitimin çok çeşitli alanlarında söz sahibi olmuşlardır. Sanattan siyasete, bilişimden hukuka ve uluslararası ilişkilere varıncaya kadar ehliyet ve liyakat sahibi ciddi bir kesim olmuşlardı.
Bu kesim MHP’nin, AKP stepnesi olduğu an vagondan inen, homurdanan, farklı ve aykırı ses yükselten ve zaman geçtikte sesin düzeyini ve muhalif söylemlerin altını ciddi ciddi dolduran; kendi çevreleri ile birlikte birçok yapıyı da harekete geçirebilecek ve dolayısıyla mevcut düzenin çarkına çomak sokacak potansiyel bir kesimdi.
Böyle bir kesimin başıboş bırakılması zinhar mümkün değildi zinhar!
Çakma bir Asena yarattılar! Ve bu çakma asenaya açık çek verdiler konuş, istediğin kadar sert muhalefet yapma hakkına sahipsin. Hatta bizler de sana çok çeşitli operasyonlar(!) yapacağız ve senin toplumsal inandırıcılığını olması gereken seviyeye çekeceğiz.
Yürü be ablam kim tutar seni!
Ne konuşmalar yapıyor ablamız ne konuşmalar! Neler söylüyor neler! O ne sert açıklamalar, hele de o netameli konuları namerdim, şerefsizim, namussuzum türü yeminler ile kombine edişi yok mu? Bırakın milliyetçileri her kesimin yürek yağını eritiyordu…
Kendisine, dava üstüne dava açan Erdoğan bir tarafta ‘’ gel, yuvana dön, senin yerin MHP’dir ‘’ türü bambaşka açıklamalar yapan Bahçeli diğer taraftan cila üstüne cila çekiyorlardı muhalefet! partisi ‘’ İYİ‘’ partinin genel başkanına..!
Öyle ya bahsini yaptığımız potansiyel kesimin başıboş bırakılmasının Erdoğan, AKP, Bahçeli ve MHP için ne denli büyük bir tehlike arz ettiğini en iyi Erdoğan ve Bahçeli’nin kendisi bilmekteydi. Böylesi bir potansiyelin kabaran enerjisi, yakıp yıkma potansiyeli olan öfkenin bir yerde sönümlenmesi gerekiyordu.
Öyle de oldu!
Seçim zamanı yaklaştıkça tornistan eden, kıvırdıkça kıvıran, masaya, olmadık kulp takan, oradan CHP’nin içini karıştıran, Ekrem İmamoğlu’nu kendi genel başkanına düşman eden, Mansur Yavaş ile kapışma ve didişme ortamı yaratan tam bir cadı ve fitne salmadığı bir metre karelik yer bırakmayan bir fesada dönüşüverdi.
Bilenler ve takip edenler bilirler ki kendisinin kimler tarafından piyasaya sürüldüğünü, hangi mahfillerin kripto mensubu olduğunu ve CHP ile 6’lı masanın ve dolayısıyla Türkiye’nin en büyük kazığı yiyeceği kişinin de yine aynı kadın olduğunu defalarca ama defalarca yazdım.
Hooooppppp sarı benizli ve sarı saçlı abla!
Evet haklı çıkmıştım ama bu denli üzüldüğüm bir haklılıktan hiçte razı değildim.
Derken bir başka garip gıcırdamalar olmaya başladı. Bir an da ortaya çıkıverdi Ümit Özdağ ve bir ittifak kuracağını ve bu ittifakın adayının da Sinan Oğan olacağını söylediği an başladım dizlerimi dövmeye.
Zafer partili bütün arkadaşlara yalvarıyorum. Yetkili kime ulaşıyorsam yapmayın, etmeyin, bu proje de milletin elinde patlayacak zira burada ki kenef kokuyu alamayanlara yazıklar olsun deyip dururken, tıpkı iyi partinin yetkililerinin arayarak sitemlerini söylemelerine Zafer partisinin yetkililerinin arayarak sitemleri eşlik etmeye başladı.
Seçimler, 2. Tura kalınca Sinan Oğan’ın Erdoğan lehine çekildiğini açıkladığı zaman İyi partili yetkililerin ve Zafer partisinin yetkililerinin bana karşı başlarının önlerine düşmüş olmasının hangimize ve ülkemize ne gibi bir katkısı olabilirdi ki!? Bana sunulmuş özürlerin BİN’İ BİR PARA idi gözümde. Atı alan değil Üsküdar Balkanlara varmıştı artık.
Ama tehlike hala cari!
AKP, Erdoğan, MHP, Bahçeli ve onların ellerine tutuşturulmuş olan proje için en büyük tehlike yine aklı başında, okumuş, aydın, eğitimli, soran ve sorgulayan Türk milliyetçisi kesimdir ve bu kesim göz ardı edilmeye gelir bir kesim değildir.
MHP eliyle aldatılmış kesim, İYİ parti eliyle aldatılmış kesim, Sinan Oğan eliyle aldatılmış kesim, ATA ittifakı ve dolayısıyla Ümit Özdağ eliyle aldatılmış kesimin bir şekilde ve yine sönümlenmesi gerekmekteydi.
Meral Ak-şener eliyle pörsümüş ve Musavvat Dervişoğlu eliyle de sıçrama potansiyeli olmayan İYİ parti bütünüyle yitirmişti inandırıcılığını.
Geriye Zafer partisi ve Ümit Özdağ kalmaktaydı. Birkaç ankette de yükseliş trendi gösteren bir parti olarak pazarlayıp kendisine de tumturaklı konuşmalar yapabileceği imkân, olanak ve güvence verilmekte birlikte, çarkına su taşımak babında bir iki dava ve hele bir de gözaltına aldırma kararı verdik mi mis gibi yeni bir kurtarıcı daha üretmiş, oluruz yol ve yörünge araya kesime.
Ne yani, Sinan Oğan’a verilen ama asli itibarıyla bu milletin olan yüz milyonlarca dolardan pay çıkmamış mıdır birilerine!?
Ben, Şeytan’a avukatlık yapmış değilim, aldatıla aldatıla, kandırıla kandırıla, istismar edile edile gedikli bir vatandaş olmuş ve bir de buradan bakın, olmaz olmaz demeyin zira biz ne dönüşler, ne fırıldaklar, ne cevizler gördük değil mi? Diyorum hepsi bu.
NOT: SURİYE’NİN YENİDEN DİZAYN EDİLME SÜRECİNDE SİYONİSTLERİN ÇIKARLARI VE PLANLARININ NİHAYETE ULAŞMASINDA EN GÜVENİLİR MÜTTEFİK AKP+ERDOĞAN+MHP VE BAHÇELİDİR. İŞTE BUNUN İÇİN BİR DÖNEM DAHA ERDOĞAN’I TUTACAKLAR VE BU ANLAM DA AYAĞA DOLANACAKLARIN AYAK ALTINDAN TEMİZLENMESİ, ASİMİLE EDİLMESİ VE SÖNÜMLENMESİ GEREKMEKTEDİR…
ANALİZ! 2002 ÖNCESİ TÜRKİYE, ERDOĞAN VE 15 TEMMUZ ÖNCESİ VE 15 TEMMUZ SONRASI TÜRKİYE!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.