BU ŞIMARIKLIK NEREYE KADAR!

2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Gün geçmiyor ki başka bir sansasyonel bir açıklama yapmış olmasın İstanbul büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu.

Her geçen gün kendisine ait alanı daha bir genişletme, parti içi hegemonyasına bir başka ivme kazandırma ve diğer tüm olası rakiplerini pazifize etme ve toplumsal karşılıklarını görmezden gelmekle birlikte sönümlenmiş bir hale getirme uğraşısı, artık gizlenilebilir olmanın ötesinde gizleme gereği bile duymuyor.

En son: Parti içi muhalefet, parçi içi parçalanma ve parti içi hiziplenme maskesi arkasına saklanmış bir başka küstah, şımarık ve haddi aşmış bir açıklama daha geldi Ekrem İmamoğlu’ndan.

Üstelik bütün bu kaba, küstah ve şimarık açıklamaları; kendisini siyasi hayatın göbeğine taşıyan, bilinmez, tanınmaz ve dolayısıyla siyasal bağlamda hiçbir etkisi, yetkisi ve görünülürlüğü olmayan bir kişi iken büyük bir şehrin belediye başkan adaylığına getirerek adeta kendisini siyasi bağlamda var eden Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na karşın yapıyor olması, kadirşinaslıktan da nasipsiz kaldığının bariz göstergesidir.

Kimi can yakan konuların arkasına saklanılarak verilen kaba mesajları Sultanbeyli Battalgazi İtfaiye İstasyonu açılışında konuşan dile getiren İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

İmamoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Öncelikle 31 Mart’ta görev alan bütün yerel yönetici arkadaşları, bütün belediye başkanlar, Türkiye’nin her yerinde o yereldeki dostluğu, barışı, huzuru ve hizmeti en yükseğe taşımayı, kendilerine sorumluluk eden hali ve pozisyonu almayı emreder. Burada işin partisi, kurcusu yok. Herkes hizmete koşmak zorundadır. Bu ayrıntı akımla işimiz olmaz. Biz elimiz havada kalsa da elimizi uzatırız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü biz milletin evlatlarına eşit gözle bakmayı kendine şiar edilmiş insanlarız. Biz milletin evlatlarını eşit bir biçimde seviyoruz, sevmeye devam edeceğiz.

” BENİM YOL ARKADAŞIM DEĞİLDİR”

Sevgili dostlarım, böylesi zor bir dönemde, özellikle benim siyasi yol arkadaşlarım, özellikle benim siyasi Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde siyaset yapan arkadaşlarıma ya da belediye başkanı olan, meclis üyesi olan, milletvekili olan partimizin üst yönetimine net olarak bir şey söylemek isterim. Zaman önümüzdeki sürece dair en iyi şekilde hazırlanma zamanıdır. Zaman milletin sorunlarını konuşmaya ve o sorunlara çözüm bulmayı bize emreden bir zamandır.

Zaman hele hele aynı odada, aynı mekanda, aynı çatı altında siyaset yapan insanların sen benim ayağıma bastın, sen benim koluma işte dokundun ya da karnıma dirsek attın, yüzüme sert baktın deme zamanı değildir. Bununla uğraşan kim var ise benim yol arkadaşım da değildir nokta.

Mesele, memleket meselesidir. Memleket meselesi doğrultusunda koşan, hizmetini yaparken ‘en iyiyi nasıl yaparım’ diyen belediye başkanı, benim yaşam boyu en üstün yol arkadaşımdır. ‘Ekrem İmamoğlu koşuyor, çalışıyor. Ben ondan daha fazla koşacağım, onu geçmek için daha çok çalışacağım’ diyen bir siyasetçi benim en kadim, en saygı duyduğum yol arkadaşımdır, nokta.

Memleketime ve milletime layık olma gayreti için hiç kimseyi tanımam. Bir tek 86 milyon milletimi tanırım. Bu her siyasetçinin şiarı olmalıdır.