HİZMETKÂR OLMAYA GELECEKLERMİŞ!

6

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bilmemeniz, duymamanız ve görmemiş olmanız ne mümkün!? Adamlar(!) gözümüz değil gözlerimizin içine içine sokuyorlar bu yalan, gerçek dışı, uyguladıklarına dair sıfır emaresi olan ‘’ Hizmetkâr olmaya geliyoruz ‘’ uyuşturucusunu yine tedavüle soktular.

milletvekili ve yerel yönetimlerin başına geçmezden evvel kıçına don bile alamayacak olan bilgi, beceri, akıl, eğitim fukarası tipler, hizmetkâr olmaya geliyoruz yalanı ile hatırı sayılır genişlikte ve salt kendilerinin kullanıp istismar ettikleri alanlar, imkan ve olanakların üzerine çöküverdiler.

hizmetkâr olmaya geliyorlar mış mış mış!

 Herkes kendi bölgesinin adaylarını tanıyacağı üzere bende kendi bölgem, doğup büyüdüğüm (Malatya) şehrin hizmetkâr olmaya geliyoruz yalan ve ütopyasını piyasaya süren tipleri gayet iyi tanır, bilir ve karakter olarak kaç okkaya tekabül ettiklerinin üzerine uzun uzun yazılar yazabilirim.

Elbette mesele salt benim bilmem ve tanımamla çözülebilir bir sorun değil. Tüm ahalinin, tüm Malatya halkının bu kirli tiplerin dinsel argümanları salt aşağılık emmelerine birer paravan, birer payanda, birer basamak kabilinden yaklaştıklarına, tek amaç ve hedeflerinin yerel monarklar olmanın dışında zerre kadar hayra tekabül etmediğine en az benim kadar kanaat getirmelidirler.

Tek tek sayabilirim Malatya Milletvekillerinin, belediye başkanlarının, il ve ilçe yönetimde bulunanların siyasete girmezden evvel ki mal, mülk ve servet fukarası olmalarının yanısıra millet nezdinde de hiçbir değere denk düşmediklerini.

Ne zaman ki siyasetin zıplama tahtası ve dolayısıyla deveyi havudu ile götürme imkanı sağlayan vekillik, belediye başkanlığı, il ve ilçe yönetimlerinde bir yerlere gelme ve sonrasında açılan malı götürme imkanları; hizmetkâr olmaya geliyoruz, Allah bizimle beraber, ezanlar susmaz, minareler süngü, yazılmış bir kader var cinsinden ütopya ve uyuşturucu zerki ile mümkün olduğu denenmiş ve sağlam bir yöntem olduğunu keşfetmiş yerel monark adayları…!

Aynı zokayı iki kez yutanın bile İslamlığı sorgulanıyorken yüzlerce kez yutanların nereye ve hangi isimle (koyun artık kesmiyor ) tasnif edileceği ciddi bir araştırma gerektirmektedir. Üstelik, hizmetkâr olmaya geliyoruz yalanını piyasaya süren bu küçük monark aday ve müsveddeleri, hiçbir eğitime sahip olmayan, boş ve hatta bomboş bir teneke olmalarının yanı sıra kallavi birer hırsız, sahtekar ve pusuya yatmış anı kollayan aşağılık birer dolandırıcı oldukları alenen orta yerde durmaktadır.

Gelelim şu ana kadar yazdığım tüm isnatların test ve tespitini yapmaya.

Bakın bakalım etraf ve eşrafınıza, sağlam ve gerçekçi bir gözleme tabi tutun tanıdığınız tüm vekilleri, belediye başkanlarını, il ve ilçelerde görevli kişileri. İçlerinde hırsızlığa, yolsuzluğa, arsızlığa, istismar ve sahtekârlığa, nepotizm ve daha bir sürü şeytan işi pislik ile hemhal olmamış kaç kişi bulacaksınız!?

Bir elin parmak sayısını bile geçmeyecek olan bu acı gerçek, sadece bahsini yaptığım yetkili kişilerin değil toplumsal ve kümülatif kalitemizi, daha doğru ifadesiyle insan ve İslam kalitemizi sere serpe koyuveriyor gözler önüne.

Daha yalın şekilde ifade edecek olursak şayet bunca hırsız, bunca sahtekâr, buna yalancı, bunca düzenbaz, bunca, bunca ve bunca bilmem ne uzaydan gelmediği içindir ki kimilerimizin babası, kimilerinin amcası, dayısı, halası, teyzesi, komşusu ve hülasa bizden birileri.

Nasıl da toplumsal olarak çürümüşüz değil mi!? Herkes pusuya yatmış çalma, çırpma, vurgun yapma sırası ne zaman bize gelecek diye ve herkes kendi hırsızıyla gurur duyduğu ve dolayısıyla şeytanın bile haya ettiği şeytanlığın hüküm sürdüğü bu coğrafya daha nice sallantılara, yıkımlara, göz yaşlarına kader diyerek avunma ahmaklığına baş vuracak…

Alıştık ve hatta bağışıklık kazandık bir hırsızın bir başka hırsız ile yer değiştirmesine ve hatta öyle ki hırsız olmayınca yapamıyoruz. Namuslu bir kişinin çıkıp bütün bunlara son vereceğiz, ülkemizi, belediye ve beldemizi beraber yöneteceğiz, adalat ve hakkaniyet tek pusulamız olacak dese ve bunun içinde bin bir türlü teminat bile verse, dönük bakmayacak kadar başkalaşmış bir toplumuz.

Herkes hak ettiği tiplerle birlikte ve yani Allah, hiç kimseye hak etmediği bir değeri nasip etmiyor işte.

HIRSIZ MİLLET HIRSIZ YÖNETİCİ…