İYİ PARTİYİ İYİ VE DOĞRU ANLAMAK

5

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İYİ PARTİYİ İYİ VE DOĞRU ANLAMAK

Hakikaten ülkemiz siyasetinde 24 saat büyük bir süre olduğu düşünce ve kanaati, kendisini 5 saat ile egale etmiş durumda. Bir baş dönmesi yaşıyoruz. Ülkenin çok ciddi bir kesimini heyecan ve umuda gark eden altılı masa ve deklarasyon lansmanı,  kısa bir müddet sonra masaya atılmış kafa, yumruk ve tekmeler sonrası alabora olan ülke, siyaset, millet…

İlk kafa göz darbesi genel başkan Sayın Meral Akşener eliyle gelmiş olsa bile yine aynı kişi tarafından revizyon ve restorasyona tabi tutulmuş olması, kırılmış ve incinmiş olan geniş kesimlerin bir kez daha olaya foxlanmasına anlamlı bir gerekçe olmuştu.

Zira Meral Akşener’in bu çıkışının alt yapı tahlili ile birlikte dile getirdiği ve öne sürdüğü argümanlar yine aynı kesim tarafından belli oranda makul ve makbul bulunmuş ve dolayısıyla masaya entegrasyon girişimi yadırganmadığı gibi yeni bir ivmenin de tetikleyicisi olmuştur.

Tam, altılı masa tekrar toparladı, toparlandı, kırılan dökülenleri temizleyip kaldıkları yerden devam edecekleri umut ve inancı aynı kesim tarafından kuşanılmışken, bir başka ve çok daha sert kafa, yumruk ve tekmeler ile geniş kesimler bir kez daha alabora ve abandone edildi.

Bir dönemin gurup başkanvekili, parti sözcüsü ve genel başkan yardımcısı gibi üst düzey makam, mevkii ve yetkilerin sahibi olan Yavuz Ağıralioğlu, tüm yetkilerinin neden tırpanlandığını, neden bu kadar yetkisiz ve etkisizleştirildiğini anlamlı bir zemine indirgeyen aksi tavrını bir kez daha sahaya sürmüştü.

Meral hanım ve diğer yetkili organlardan tamamen bağımsız, bilgisiz ve onaysız yapılmış bu köşeli, amorf, uygunsuz ve dolayısıyla sırıtık açıklamalar ile kimler, nerelere ve ne gibi getiri karşısında selam ve göz kırpıldığı elbette gelecek zamanın ortaya çıkaracağı konular arasındadır.

Yavuz Ağiralioğlu’nun zehir zemberek yaptığı bu açıklamaların neresinden tutsanız orası elinde kalır bir mahiyet arz etmektedir. Masanın aktif üyesi olan İyi partinin üyesi olduğuna ve dolayısıyla asli itibarıyla ameliyat masasına yatırdığının kendi partisi olduğunu bilemeyecek kadar saf, meziyetsiz bir kişi olmadığını hesabımızın en ön bölümüne koyduğumuz an, buyrun taşın içinde ki pirinci ayıklamaya…

Meziyet, maharet, zekâ ve tecrübe bakımından mebzul miktar artısı olan Yavuz Ağıralioğlu, taşın altına atarak öğüttüğünün kendi partisi olduğunun pekâlâ bilincinde bir kişidir. Hal böyle iken bu tip bir açıklama yaparak, istifa etmesi gerektiğini de gayet iyi bilen bir kişidir aynı zamanda.

Ancak, istifa ettiği an, oyun bozan ve ajitatör gibi bir takım yakıştırmalara kurban gitmek ve elde ki bulgurdan da olmak gibi ciddi ve anlamlı bir dışlama ve yaftalamayı göze alamayan bu meziyet ehli, ihraç edilmeyi bekleyerek bombayı da yine kendi partisinin yönetim erkinin kucağına bırakmaktadır.

Vatan, ülkü, Türk milliyetçisi, terör ve onun gölgesi gibi alıcısı hazır kavramlar ile sosladığı açıklamalarının ciddi bir hasılat elde ettiğini ve bütün bunları da istifa değil de ihraç ile bir de çarpan etkisiyle buluşturmak isteyen aynı meziyet ehli Ağıralioğlu, An bile bekletilmeksizin ihraç edilmesi gereken diş ve baş ağrısıdır.

Akşener’in ne pahasına olursa olsun ihraç etmesi gereken bu kişinin şuan ki kaybı, kaldığı an doğuracağı kayıpların yanında esamesi bile okunmayacak bir gramaja denk düşeceğinin bir an evvel farkına varması ve ivedilikle gereğini yapması gerekmektedir.

Meral Akşener sonrasına mı göz diktiği, İyi partiyi parçalamak mı ya da akp ile yapacağı ilintinin mi köşe taşlarını mı dizdiğini kestiremediğimiz Yavuz Ağıralioğlu, masum, makul ve anlaşılır bir niyet içerisinde olduğuna dair hiçbir his ve inanç üzerinde olmadığıma özellikle dikkat çekmek istiyorum.

Artık partisine mutlak hâkim olması gereken ve son düzlüğe girilmiş seçim sürecinin bir başka kaza ve kötü niyeti kaldıramayacağını ve dolayısıyla bir an evvel partisine hâkim bir görüntü ve konuşmayı millete borçlu olan Sayın Meral Akşener, yüreklere illa ki ve mutlaka su serpmelidir…